öyle puslu ki hava şeytan bile müslüman mintanı giyiyor
öyle puslu ki hava şeytan bile müslüman mintanı giyiyor Ne90'dan bulabilirsiniz
JavaScript is not available.
We’ve detected that JavaScript is disabled in this browser. Please enable JavaScript or switch to a supported browser to continue using twitter.com. You can see a list of supported browsers in our Help Center.
Help Center
Terms of Service Privacy Policy Cookie Policy Imprint Ads info © 2023 Twitter, Inc.
Yazı kaynağı : twitter.com
Öyle puslu ki hava; şeytan bile ''Müslüman'' mintanı giyiyor…
Öyle puslu ki hava; şeytan bile ''Müslüman'' mintanı giyiyor…
29 Aralık 2021
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 28 Aralık 2021 günü Bursa'da Ak Parti Bursa İl Başkanlığı'nda partililerle bir araya geliyor. Soylu kürsüye çıkınca, “Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki; bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır!” diye nara atarcasına konuşuyor...
BOP eşbaşkanlığı yapanlar, ABD ile bir olup Irak’ı, Libya’yı, Suriye’yi darmadağın edenler, bu şekilde Filistin’in dostlarını ve İsrail’in düşmanlarını yok edenler, İsrail’e bölgesinde dikensiz bir gül bahçesi sunanlar, İsrail’in Golan tepelerini ilhakına, İsrail’in başkentini Kudüs’e taşımasına ve İsrail’in Filistinlileri yerinden yurdundan etmesine vesile olanlar, ülkenin hemen hemen tüm varlıklarını yabancılara satanlar, ülkesindeki vatandaşını yoksullaştıranlar, ülkesinde her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği işleyenler, hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar bu suçlarını kendilerine Allah’ın yaptırdığını söylüyorlar…
Ortaçağda Papa bile böyle bir konuşma yapmıyor... Soylu resmen ve alenen Allah’a şirk koşuyor. Soylu resmen ve alenen işledikleri bütün suçları, işledikleri bütün günahları Allah’ın üzerine atıyor. Her şeye maydanoz olan DİB Ali Erbaş ise sus pus oluyor, gıkını çıkaramıyor…
Soylu’nun bu konuşması bana Miguel de Cervantes’in Don Kişot’unda geçen bir bölümü hatırlatıyor… Cervantes günümüzden tam 412 yıl önce Don Kişot adlı kitabında şeytanın yaptıklarını tasvir ederken sanki bugünü anlatıyor:
Şeytan, atını mahmuzlamış giderken Don Kişot bağırıyor; "Bir dakika bekle!.. Sana son bir soru daha soracağım; ondan sonra ne Cehenneme gidersen git!.." Şeytan, atının dizginlerini çekiyor; "sor bakalım" diyor alaycı bir sesle "ama lafı uzatma işim acele." "Ormanda savaş naraları atanlar senin adamların mıydı?" "Elbette... Benim adamlarım çoktur!" "İyi ama Mağripliler gibi 'Allah, Allah!' diye bağırıyorlardı?" "Ne sandın ya!.. 'Şeytan, Şeytan!' diye mi bağıracaklardı? Bizim işimiz bu: Aldatmak, daima aldatmak!..”
Kazım Karabekir Paşa 1918’ de Arabistan’lı Lawrence Müslüman giysisiyle çektirdiği o malum resmi üzerine şu sözü söylediği rivayet ediliyor; "Öyle puslu ki hava; şeytan bile 'Müslüman' mintanı giyiyor…"
Günümüzde bile hala öyle puslu ki hava; şeytan bile ''Müslüman'' mintanı giyiyor…
Osman AYDOĞAN
Yazı kaynağı : www.sehriyar.info
Şeytan Müslüman mintanı giyiyor
“Öyle puslu hava ki şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor”. Yazının başlığı Kazım Karabekir Paşanın sözünden alınma.
Kazım Paşa, İstiklal Mücadelesi sırasında söylemiş bu sözü. Bugünümüz de o günlerden çok farklı sayılmaz.
Şimdi de Haçlılar ve onların uşaklarıyla uğraşmaktayız. Hakikaten şeytanlar Müslüman mintanları giyerek bütün kutlu değerlerimizin üzerinde cirit atıyor.
Siyaset sanatı, millet-devlet yönetim biçiminin uygulanma alanıdır. Cumhurbaşkanı ve hükümet, halkımıza devlet-millet idaresini anlatırken, muhalefet; “kin, öfke ve iftiralardan beslenerek”, yatırımların durdurulmasından, yıkımından söz ediyor.
Gerçi bu hal, CHP zihniyeti tabii halidir. Allah’a şükür ki, “amentüsü sağlam milletimiz”, aktörleri de figüranları da iliklerine kadar tanımaktadır.
Bu arada Haçlılar, şer cephesinin çığırtkanlığını güçlendirmek için devletimize ve milletimize karşı kartlarını açık oynamaktalar.
…………….
Biz millet olarak açık oynayan düşmanı severiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 yıldır milletimizle birlikte başarısının sebebi, açıkça düşmanlık edenlerle mertçe baş etmesindendir.
Düşmanın mert olanıyla her zaman barış umudu vardır ve karşılıklı güven duygusu her vakit yüzde elli civarında seyreder.
Kazım Paşanın dediği gibi “Müslüman mintanı giymiş şeytanlar”, namert düşmanlardır ki, bunları ancak darbe vurduktan sonra tanımak mümkün olur.
“Namert düşmanı tanımanın yolu yok mudur peki” diye sorulursa, ancak şu cılız sözle cevap verilebilir:
-“Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz” deriz ama şimdiye kadar epeyce ısırıldığımız için bu sözün de bir kıymeti kalmamıştır.
Ne yazık ki “din ile aldatılmak”, sadece bizim değil, bütün bir İslam âleminin ortak derdidir. Aldatanlar “Batıl”, aldananlar “Hakk”, nasıl iştir çözemedim gitti. Geçelim.
…………………..
Fazilet hissinden yoksun olan kimseler, hangi inançtan olursa olsunlar, “sıratı müstakim” sahipleriyle anlaşamaz, ruh ve bedenleri rahat edemez ve dost olamazlar.
Ne diyor İslam ve İstiklal Şairimiz Mehmet Akif:
“Ne irfandır veren ahlaka yükseklik, ne vicdandır.
Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.
Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havfı yezdân’ın
Ne irfanın kalır te’siri, kat’iyyen ne vicdanın”.
…………………
Peki, Haçlılar ve destekçileri, devlet-millet bütünlüğümüzden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu kadar niye ürküyor? Samiha Ayverdi’nin ifadeleriyle cevap verelim:
“Osmanlı asırları, tevhide dayalı bir devletçilik anlayışı ile idare edildikleri müddetçe, dünya medeniyet ve siyasetinin saygı mihrakları veya bel kemiği idiler”.
Ezcümle:
Cumhur ittifakının bu maziye sahip çıkmasından korkanlar, terör başta olmak üzere ekonomik ve siyasi saldırılarını aralıksız sürdürmekteler.
Amentüsü sağlam sıratı müstakim sahibi her insanımız, bu durumu net şekilde görmekte ve 24 Haziran’da özgür iradesiyle şer cephesine gereken cevabı verecektir.
Güneşi tanıyanlar, idare kandiliyle aydınlanmak istemezler. Bizi Haçlı ellerine mecbur edenlerin ve edeceklerin devri bitmiştir.
Yazı kaynağı : www.yeniakit.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.