Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    doğu ve güney cephesinin kapanmasını sağlayan antlaşma

    1 ziyaretçi

    doğu ve güney cephesinin kapanmasını sağlayan antlaşma Ne90'dan bulabilirsiniz

    8. Sınıf Sosyal Bilgiler Doğu Cephesi Ve Güney Cephesi konu anlatımı

    8. Sınıf Sosyal Bilgiler Doğu Cephesi Ve Güney Cephesi konu anlatımı

      1.Dünya Savaşı'nın sonunda Anadolu toprakları itilaf devletleri tarafından kuşatılmış birçok bölge işgal edilmeye başlanmıştır. Bu durumu gören halk Osmanlı Devleti'nin herhangi bir girişimde bulunmamasından dolayı kendi başına mücadeleleri girişmiştir. Birçok bölgede kuvay-ı milliye birlikleri kurulmuş ve düşmanla mücadele edilmiştir. Daha sonra Kurtuluş Savaşı başlamış Kurtuluş Savaşı'nda Ordu millet omuz omuza bir savaş gerçekleşmiştir.

    Sınıf İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük Doğu Cephesi Ve Güney Cephesi

     Bağımsızlık mücadelesinde bulunan Türk milleti Doğu cephesi ve Güney Cephesi'nde oldukça büyük çatışmalar yaşamış ve bölge düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bölgeler kuvay-ı milliye birlikleri ve düzenli ordu sayesinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.

     Doğu Cephesi

     Doğu Cephesi'nin açılma sebebi Taşnak ve Hınçak cemiyetlerinin Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir devlet kurmak istemesiydi. Kafkas cephesinde Ruslarla anlaşarak Türkleri katleden Ermeniler 1915'in yılında Suriye'ye Tehcir Kanunu ile göç ettirildi. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 24. Maddesi uyarınca Doğu Anadolu'da Ermeni devletinin kurulması için hazır yapılmaktaydı. Doğu Cephesi'nde Kurtuluş Savaşı'nda Kars ve çevresini işgal eden Ermeniler ile savaşılmıştır. Doğu cephesi düzenli bir orduyla Savaş yapılan bir cephedir. Ancak bu düzenli ordu 1.Dünya Savaşı’ndan kalan düzenli ordu birlikleridir. Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu Doğu Cephesi'nde mücadele etmiştir Mücadele'nin sonucunda Ermeniler yenilgiye uğratılarak Gümrü Antlaşması imzalanmıştır.

     Gümrü Antlaşması Önemi 3 Aralık 1920

     Gümrü antlaşması Ermenilerle Doğu Cephesi'nde yapılan savaş sonunda imzalanmıştır. Gümrü antlaşması Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin ilk askeri ve siyasi başarısı olarak kayıtlarda bulunur. Ermenistan TBMM'yi ve Misak-ı Milli'yi tanıyan ilk devlet olarak karşımıza çıkar. Anlaşmanın maddeleri uyarınca Sevr Antlaşması'nın uygulanamayacağı ilk kez uluslararası bir anlaşma ile onaylanmıştır.

     Doğu Cephesi'nin büyük oranda kapatıldığı bu anlaşma sonucu sağlanmıştır. Buradaki ordu Batı Cephesi'nde kaydırılmıştır.

     Güney Cephesi

     Güney Cephesi’nde Fransız ve Ermenilere karşı mücadele edilmiştir. Bölgedeki işgallere karşı ilk direniş Hatay Dörtyol'da Fransızlara karşı başlatılmıştır. Güney Cephesi Antep, Urfa, Maraş, Adana ve Hatay çevresini kapsamaktadır.

     Güney Cephesi düzenli ordunun bulunmadığı tek cephedir. Burada Kuvay-i Milliye birlikleri yani bölgesini kurtarmak isteyen halk birlikleri düşmana karşı kendi imkanları ile mücadele etmiştir. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti'nin toprakları İtilaf devletlerince paylaşılmaya başlamıştır. İngiltere; Antep, Urfa, Maraş, Hatay, Mersin ve Osmaniye’yi Fransa'ya devrederek bölgeden çekilmiştir. Bölgede Fransızlar hakim olmaya başlamıştır. Maraş'ta Sütçü İmam, Urfa'da Ali Saip Ursavaş, Antep'te Şahin Bey önderliğinde mücadeleler başlamıştır.

     Kuvay’i Milliye Birlikleri'nin mücadele ettiği bu cephede uzun mücadeleler sonucunda Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanarak Fransızların bölgeden çıkarılması sağlanmıştır. Bu illerde halkın gösterdiği kahramanlık hareketi sonrası Antep'e Gazi, Maraş'a Kahraman, Urfa'ya şanlı unvanları verilmiştir.

     Güney Cephesi Sakarya Meydan Muharebesi sonrasında Fransa ile imzalanan Ankara antlaşması ile kapanmıştır. 1921 yılında Fransızlar bölgeden çekilmişlerdir. Kuvay-i Milliye Birlikleri'nin en etkili olduğu cephe Güney Cephesi’dir. Bölgeye yakın olan Antalya, Muğla ve Konya çevresini işgal eden İtalyanlarla ise Türkler arasında herhangi bir çatışma meydana gelmemiştir.

    Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

    Türk Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi

    Türk Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi

    Güney Cephesi (Cenup Cephesi), Fransız Cephesi veya Kilikya Cephesi (Fransızca: La campagne de Cilicie), I. Dünya Savaşı'nın ardından Fransız kuvvetleri ve beraberindeki Ermeni Lejyonu ile TBMM idaresindeki Kuvâ-yi Milliye arasında gerçekleşen muharebelerden meydana gelen cephedir. Fransa, Sykes-Picot Anlaşması ve ardından Ermeniler ile imzalanan antlaşma ile kendisine düşen topraklara yönelmiştir. 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile cephe kapanmıştır.[2]

    Geçmiş[değiştir | kaynağı değiştir]

    Mondros'tan sonra İngiliz orduları Maraş, Antep, Urfa, Adana ve civarını işgal etti. 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması Projesi gereği ile Maraş, Antep, Urfa ve Musul Fransızlara bırakılmalıydı. Fakat bu proje, Rusya'da devrim olduğu için ve Wilson prensipleri gereği yürürlüğe hiçbir zaman giremedi. Bununla birlikte Suriye'de Fransa ve İngiltere arasında büyük bir antlaşmazlık ortaya çıktı. İngilizler, Fransızları bölgeden çıkarmak için Suriye'nin bağımsız olmasını istemişlerdi. Fransızları kızdıran bu gelişme sonrası nihayet Büyük Britanya Musul'daki petrol kaynakları için Fransa ile 15 Eylül 1919'da Suriye İtilafnamesini kabul etti. Buna göre:

    İngiliz döneminde pek de önemli bir olay yaşanmadı. Asıl olaylar Fransızlar döneminde yaşandı. Fransızlar, kendileri aleyhindeki propagandayı İngilizlerin yaptıklarından fazlasıyla emindiler.[8]

    Maraş[değiştir | kaynağı değiştir]

    Maraş'taki ilk direniş, Sütçü İmam'ın, hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık eden Ermeni askerlere saldırması ile başlamıştır. Maraş, halkının Kurtuluş Savaşı sırasında kazandığı bu zafer nedeniyle 7 Şubat 1973'te TBMM tarafından "Kahraman" unvanıyla ödüllendirildi.

    Antep[değiştir | kaynağı değiştir]

    Fransızlar 1 Nisan 1919'da Antep'i işgal ettiler. 1920 yılının nisan ayı başında Türk milli kuvvetleri kentte bir ayaklanma başlatarak Fransızlara karşı direnişe geçmiştir. On ay kadar süren direniş esnasında Fransızların kente 70.000 mermi attığı ve Türk tarafında 6317 kişinin öldüğü anlatılır. Fransızlar, kenti yoğun olarak top ateşine tutmuş, Suriye'de bulunan birliklerinden destek almışlar fakat Antep'e girme konusunda askerî bir başarı gösterememişlerdir.

    30 Mayıs 1920'de Fransızlarla bir ateşkes imzalanmış ise de 17 Haziran'da çatışmalar tekrar başlamış ve aralıklarla 1920 sonuna dek sürmüştür.

    1914 yılında, I. Dünya Savaşı başladığı zaman Gaziantep 83 bin nüfuslu bir liva merkezi idi. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile İtilaf Devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla harekete geçerken, 17 Aralık 1918'de İngilizler Antep'e girmiştir. Bir yıl süren bu işgale Fransızlar tepki göstermiş, 1918 eylülünde İngilizlerin Musul üzerindeki “nezaret hakkı”ndan vazgeçmeleri ile önce Suriye daha sonra Antep, Urfa ve Maraş boşaltılmıştır. Bunun ardından Fransızlar 29 Ekim 1919'da Kilis'i, 5 Kasım 1919'da Antep'i işgal ettiler.

    1920 yılının başında ise ünlü Antep Savunması başlamış oldu. 1 Nisan 1920'de başlayan Antep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Savunma süresince Fransızlar şehre 70.000 mermi atmış, 6.000 Antepli ölmüştür. Konstantin'in Kasım 1920'de Yunan tahtına dönüşü ile Fransa, Türkiye'yi destekleme ve barış yaparak bölgeden çekilme kararı almıştır. Bölgedeki savunma sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat 1921 tarihli toplantısında Antep'e "Gazi" unvanını vermiştir. Türk ve Fransız tarafları bunun üzerine mutabakata varmak üzere pazarlık yapmaya koyulmuş ve 9 Mart 1921'de Bekir Sami-Briand Anlaşması hazırlanmıştır. Ancak bu anlaşmanın TBMM tarafından imzalanmaması üzerine 15 Mart 1921 tarihinde Londra'da Türk Dışişleri Bakanı ve Fransız delegasyonu Antep, Adana ve çevrelerinin Türklere geri verilmesi hususunda yeni bir mutabakat sağlamıştır. Nitekim bu antlaşma 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile son şeklini almış ve 25 Aralık 1921'de son Fransız askerî Antep'ten ayrılmıştır.

    Ankara Antlaşmasını imzalayan Henry Franklin-Bouillon: "Biz Türklerle antlaşma yaparken onlar özellikle İngilizlerle ve İtalyanlarla da benzer bir anlaşma yapma sürecindeydiler. Fransa'yı tercih etmeleri, bize duydukları aşk için değil, bizim daha uzlaşmacı davranmamız sebebiyle oldu. Böylece Fransa'nın ahlaki ve ekonomik etkisi, belirli bir bölgeye uygulanmak yerine tüm ülkeye yayılacaktır. Ve eğer bugün Ankara'da bir tehlike varsa, onu yaratan sizsiniz(Müttefikler/İtilâf). Bu sadece Yunanların İzmir'e gönderilmeleriyle veya Müttefiklerin (İngilizlerin) Anadolu'da son derece kararsız ve zayıf bir politika takip etmeleriyle değil, aynı zamanda Müttefiklerin, Rusların ve Amerikan şirketlerinin doğudaki çıkarlarını uyumlu hale getirmenin imkansızlığı içinde Kemalistlere verdikleri maddi ve manevi yardımlarla onlara gerçek bir güç olma fırsatı sağlamalarıyla oldu." Franklin Boullion'a göre, Türkiye, Enver ve Talat'ın işlediği suçlardan sorumlu değildi. Türk halkı istemeden savaşa girmişti. Asıl suçlu Türkleri Almanya ile birlikte ittifak yapmaya zorlayan Müttefikler yani İngilizlerdi.[9] Öte yandan Fransa, baş düşmanı olan kral Konstantin'in Kasım 1920 seçimleri sonucu Yunan tahtına geri dönmesiyle Yunanistan'a yapılan tüm kredileri ve desteği durdurmuş, Türkiye'ye karşı politikasını değiştirmiş ve Yunanistan'a karşı Türkiye'yi destekleme kararı almış, ayrıca Mart 1921 Londra Konferansı'nda da Trakya ve İzmir'in Türklere verilmesi gerektiğini savunmuş, milli mücadele yanlısı bir tutum sergilemiştir.[10][11][12][13][14][15][16]

    Dışişleri Bakanı, Yusuf Kemal Tengirşenk:

    Urfa[değiştir | kaynağı değiştir]

    Ali Saip Bey'in Jandarma komutanı olarak Urfa'ya atanmasından sonra halkın örgütlenmesi daha da süratlendi. Üç bin kişilik bir askerî güç oluşturuldu. 12'ler olarak adlandırılan ve Urfa'nın önde gelen 12 vatanseverinden oluşan Kuvâ-yi Milliye hareketi, önderleri Hacı Mustafa Hacıkamiloğlu vasıtasıyla 7 Şubat 1920'de Fransız komutanlığına şehrin boşaltılmasını isteyen bir ültimatom verdiler. 9 Şubat'ta şehrin yarısı geri alındı ve 10 Nisan'da Fransızlar çekildiler.

    Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

    Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

    Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org

    Güney Cephesi Sonuçları - Kurtuluş Savaşı'nda Güney Cephesi Komutanı, Tarafları ve Yapılan Antlaşmalar - Son Dakika Eğitim Haberleri

    Güney Cephesi Sonuçları - Kurtuluş Savaşı'nda Güney Cephesi Komutanı, Tarafları ve Yapılan Antlaşmalar - Son Dakika Eğitim Haberleri

    Kurtuluş Savaşı'nda Kuva-i Milliye birliklerinin ve yerel halkın tek başına çarpıştığı ve zafere ulaştığı tek cephe Güney cephesidir. Güney cephesi, burada yaşayan halkın üstün direnişi ile zafere ulaşmıştır. Fransızlara ve Ermenilere karşı verilen bu mücadele de, birçok kayıp verilmiştir. Güney cephesinin sonucunda Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır.

    KURTULUŞ SAVAŞI GÜNEY CEPHESİ'NDE KİMLERLE SAVAŞTIK?

    Kurtuluş Savaşı cephelerinden biri olan Güney Cephesi hakkında merak edilen birçok soru vardır. Bunlardan ilki ise 'Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi'nde kimlere karşı zafer kazanılmıştır?' sorusudur.

    Güney Cephesinde mücadele, Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılmış ve onlara karşı zafer kazanılmıştır. Mondros Ateşkes Antlaşması'nın bir sonucu olarak güney bölgesi başta İngilizlere, daha sonra ise Fransızlara bırakılmıştır. Fransızların bölgede bulunan halka kötü muamele etmesi, ayrımcılık uygulamaları ve Ermeniler ile işbirliği yapmaları nedeni ile güney cephesi kurulmak zorunda kalmıştır. Bu cephenin neticesinde, halın gösterdiği azimli direniş ile Fransızlara karşı büyük bir zafer kazanılmıştır.

    KURTULUŞ SAVAŞI GÜNEY CEPHESİ MUHAREBELERİ

    Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi muharebelerinden en önemlileri; Maraş, Urfa, Antep ve Sakarya Muharebeleridir. Güney bölgesinde yaşayan halkın direnişleri neticesinde önce 11 Şubat 1920 tarihinde Maraş, 10 Nisan 1920'de ise Urfa şehirleri Fransız işgalinden kurtarılmıştır. Güney cephesinde ise ayrıca Antep şehri büyük bir direniş göstermiştir. 9 Şubat 1921 tarihinde Antep ili de yaklaşık 6000 kişiyi ve Üsteğmen Mehmed Said Bey'i de şehit vererek, düşman işgalinden kurtulmuştur. Zira bu yüzden günümüzde bu iller Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Gaziantep isimleri verilmiştir. Bu başarıların ardından ise Sakarya zaferi ile birlikte 20 Ekim 1921 tarihinde Fransızlar ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır.

    GÜNEY CEPHESİ HANGİ ANTLAŞMA İLE KAPANDI?

    Güney cephesi, 20 Ekim 1921'de Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması neticesinde kapanmıştır. Ankara Antlaşması ile Hatay ve İskenderun dışında kalan güney illeri Fransız işgalinden kurtarılmıştır. Böylece bu antlaşma ile güney cephesi de kapanmıştır. Ankara Antlaşması, İtilaf Devletleri üyelerinden biri ile yapılan ilk antlaşmadır. Bu nedenle de oldukça önemli bir role sahiptir. Zira bu antlaşma ile birlikte Fransa, Misak-ı Milli'yi ve TBMM'yi tanıyan ilk İtilaf Devleti olmuştur. Böylece İtilaf Devletleri bloğu ilk defa parçalanmıştır.

    KURTULUŞ SAVAŞI GÜNEY CEPHESİ KOMUTANI

    Batı cephesinde Kuva-i Milliye birliklerinin yeterli olmaması nedeni ile düzenli ordu kurulmuştur. Düzenli ordu kurulduktan sonra Güney cephesinin başına Refet Bele atanmıştır. Yani Kurtuluş Savaşı Güney cephesi komutanı Refet Bele'dir.

    KURTULUŞ SAVAŞI GÜNEY CEPHESİ KAHRAMANLARI

    Güney cephesinin en önemli özelliği, bu cephenin yöre halkının seferberliği neticesinde kazanılmış olmasıdır. Zira güney cephesi, diğer cephelerin aksine, düzenli ordunun katkısı olmadan kazanılmıştır. Yani güney cephesi Kuva-i Milliye'nin en etkili olduğu cephedir. Bu nedenle bu cephede birçok insanın adı geçmiştir. İşte şu kişiler Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi kahramanlarıdır:

    Yazı kaynağı : www.sabah.com.tr

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap