estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh
estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh Ne90'dan bulabilirsiniz
"Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etûbu ileyh tevbete abdin,.." duasının anlamı nedir?
Değerli kardeşimiz,
Bu duanın anlamı:
"Kendisinden başka ilah olmayan, hakikî hayatla diri olan Hay, her şeyi ayakta tutan Kayyum olan büyük Allah’dan beni bağışlamasını istiyor ve -bütün benliğimle- ona tövbe edip, yöneliyorum; nefsine / kendine zulmetmiş, üstelik nefsi için ne ölümü, ne hayatı ve ne de öldükten sonra dirilmeyi elinde tutamayan bir kulun tövbesiyle / yönelişiyle (tövbe ediyorum)."
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Yazı kaynağı : sorularlaislamiyet.com
Estağfirullâh’ellezî lâ İlâhe İllâ hû, El-Hayye’l-Kayyûme ve Etûbü İleyh Anlamı
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.
“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.
İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)
Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.
Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)
Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.
Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)
Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.
İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.
İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.
Yazı kaynağı : www.islamveihsan.com
TÜRKİYE TAKVİMİ
Hükûmet adamlarından ve başkalarından gelen zulmler, elemler, yalnız zâhire [bedene ve dimâga]dır. Bâtına [kalbe] sirâyet etmez. Âhiretde sevâb verilmesine, dünyâda bâtının nûrunun artmasına sebeb olurlar. İnsandan insanlık sıfatları zâil olmaz. Bâtın, Allahdan gelen şeylerden râzı iken, zâhir üzülür.
Derdlerin, belâların gitmesi için, kalb ile istigfâr okumak çok fâidelidir. Çok tecribe edilmişdir. Ölümden başka her derdden kurtarır. [Eceli gelenin de, ağrısız, sıkıntısız ölmesine yardım eder.] Çünki, hadîs-i şerîfde, (İstigfâra devâm edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, derdlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç ummadığı yerden rızklandırır) buyuruldu. [(Merâkıl-felâh) daki hadîs-i şerîfde, (Her nemâzdan sonra, üç kerre Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyûme ve etübü ileyh okuyanın bütün günâhları afv olur) buyuruldu.] Bu fakîr [Muhammed Ma'sûm] farz nemâzlardan sonra, yetmiş kerre istigfâr okuyorum. Hadîs-i şerîfe uyarak, üç def'a(Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyelkayyûme ve etûbü ileyh) okudukdan sonra, gerisinde yalnız (Estagfirullah) diyorum. Bunun ma'nâsı, (Beni afv et Allahım!) demekdir. 125.ci sahîfeye bakınız! Alî bin Ebî Bekr,[2] (Meâricülhidâye) de diyor ki, (İstigfârlardan meşhûr olanı, Peygamberimizden haber verilen, (Bir kimse, Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüverrahmanürrahîm el-hayy-ül-kayyûmüllezî la-yemûtü ve etûbü ileyh Rabbigfir lî) istigfâr düâsını yirmibeş kerre okursa, odasında, âilesinde, evinde ve şehrinde hiç kazâ, belâ olmaz) dir. Bunu ayrıca her sabâh ve akşam da üç kerre okumalıdır. (Tergîb-üs-salât) 123.cü sahîfesinde yazılı hadîs-i şerîfde (Cum'a günü sabâh nemâzından önce, üç kerre istigfâr düâsını, ya'nî (Estagfirullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel kayyûm ve etübü ileyh) okuyan kimsenin ve anasının ve babasının günâhları afv olur) buyuruldu. Her gün yatınca, (Yâ Allah, yâ Allah, estagfirullah min külli mâ kerihallah) çok okuyup, sonunda bir kelime-i tevhîd okumalıdır.
Yazı kaynağı : www.turktakvim.com
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.