felsefenin farklı tanımlarının olmasının nedenleri
felsefenin farklı tanımlarının olmasının nedenleri Ne90'dan bulabilirsiniz
AÖF, ATA-AÖF ve AUZEF Sorular ve Özetler
1. ÜNİTE - FELSEFENİN TANIMI VE KAPSAMI
Felsefenin tek bir tanımı yoktur. Bazı düşünürlere göre felsefenin tanımı yapılamaz çünkü o bir üst dildir. Felsefenin tanımının yapılamamasının nedenlerinden biri farklı felsefe türlerinin olmasıdır. İkinci neden ise her felsefe kolunda değişik eğilim kuram ve öğretilerin olmasıdır.Bir diğer neden ise tarihsel süreçte öğretilerin karşıtlığı ve birbirini yadsıması ve çalışma alanının karmaşık soyutluğudur.
Kısaca felsefe: “bilgelik(hikmet) sevgisi” olarak söylenebilir. Aristo felsefeyi ilk nedenlerin bilimi olarak tanımlamış felsefeye olayların temeline inmek kainatın özünü araştırmak anlamını yüklemiştir.Ancak felsefenin salt metafiziği ele aldığı söylemek doğru olmaz. Özellikle yeni çağla birlikte felsefenin felsefenintemel .alışma alanı bilim olmuş ve bununla birlikte bilim felsefesi doğmuş “gerçeği bütünü olarak değerlendirme” genel kabul görmüştür.Genel olarak felsefenin mitos din ve şiirden doğduğu kabul edilir. Tarihsel olarak bakıldğında felsefe teriminin ilk kez Pytagorasın kullandığı belirtilmiş ve felsefe (philosophia) terimi kesin anlamını Platon ve Aristo felsefesinde kazanmıştır. Kaynağı yunanca philosophia terimine dayanan felsefe sevgi (philia) ve bilgelik (sophia) sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur.
Felsefe gerçeğin (realitenin) tümünü özdek madde ve yaşamla ilgili türlü belirtileri neden ilke ve erekler (hedefler ve amaçlar) bakımından inceleme amacı taşıyan düşünce etkinliğidir. Felsefe bilgi kavram inanç ve kuramların çözümlenmesi ve eleştirilmesinde açıklık arayan bir düşünce yöntemidir. Genel olarak mantık ahlak güzel duyu bilgi kuramı gibi dallardan oluşan genel bir akımdır.
Felsefenin genel özellikleri ve işlevleri şu şekilde özetlenebilir:
-Felsefe yaşama ve evrene karşı bir tavır alıştır.
-Felsefe akılcı incelemeye ve yaratıcı düşünceye dayalı bir yöntemdir.
-Felsefe evren ve bütün hakkında belirli bir görüş elde etmeye çalışan bir çabadır.
-Felsefe hem sorun hem de sorunların çözümü hakkında kuramlardır.
-Felsefe dilin mantıksal analizi kavramların ve sözcüklerin tanımlanması ve anlamlarının aydınlatılmasıdır.
-Felsefe bilimlere yol göstericilik yapan onlara amaç yöntem ve teknik önerilmesidir.
Felsefe yaşama ve evrene karşı bir tavır alıştır: Bireyin günlük yaşamda kişiliğinde odaklaşan her tavır ve anlayışı temel düzeyle felsefe olarak nitelendirmek mümkündür. Mesela bir alışverişte ortaya koyduğumuz tavır felsefi bir bakışın ürünü olduğu söylenebilir. Yerli malı kullanma markasız giyecek tercih etmeme vbayrıntıar bile bir bakışın sonuçlarıdır. Ulusal bağımsızlık medya ve gazete tercihleri ile dini inançla ilgili görüşlerin yaşama ve evrene ilişkin bir tavır olduğu açıktır. Örneklerdeki gibi bakış açıları aslında bilinçli ya da bilinçssiz bir felsefi anlayışın yansımasıdır. Kısaca felsefe bir dünya görüşüdür evreni bütünüyle kavrama ve yakalama uğraşıdır.
Felsefe akılcı incelemeye ve yaratıcı düşünceye dayalı bir yöntemdir: Felsefe olay ve olguların belirli bir sistem içinde akılcı düşünme ilke ve tekniklere dayandırılarak incelenmesini amaçlar. Bu bağlamdaki felsefe artık basit ve dar anlamda felsefeden farklıdır ve akademik değer taşır. Felsefe insana bir çok konuda doğru açık ve neden-sonuç ilişkileriyle düşünmeyi öğretir. Örneğin günlük yaşamda tümevarım ve tümden gelim gibi mantık yürütme tekniklerini kullanırız.
Felsefe evren ve bütün hakkında belirli bir görüş elde etmeye çalışan bir çabadır: Felsefe bir bakıma bireye bir dünya görüşü kazandırmaktadır. Ancak felsefe olay ve olgulara dar tek yönlü bir anayışla değil bütüncül bakmayı amaç edinir. Değişik bilim ve çalışma alanlarının düşünce ve sonuçlarını alarak daha bütüncül olana yaklaşır.
Felsefe hem sorun hem de sorunların çözümü hakkındaki kuramlardır: Felsefe bilgiyi ve bilgeliği sevmek doğruluğu araştırmak özgür düşünce ve eleştiriyle sağlam bilgilere ulaşıp yaşamı buna göre düzenlemeyi amaçlar. Yani sürekli sorunları ve sorunların çözümünü uğraş edinir. Felsefede bilim din gibi kimi çalışma alanlarında olduğu gibi kesinliğine inanılan sonuçlardan söz etmek oldukça zordur. Kant’ın da dediği gibi “öğrenilecek felsefe yoktur ancak felsefe yapmak felsefi düşünmek vardır” yani felsefe sürekli arayışı ifade etmektedir.
Felsefe kavramların analizi sentezi ve anlamlarının aydınlatılmasıdır:Felsefe bir bakıma analiz sentez ve değerlendirme ile anlamlandırma diyebiliriz. Buna karşılık 2 tür gçrüşün olduğu söylenebilir. 1. Görüş felsefeye analiz yolu ile tüm sözcük ve kavramları açıklama işlevi yüklemektedir. Diğer görüş ise felsefenin tüm yaşama ilişkin deneyimleri aydınlatmak ve açıklamak görevi bulunduğunu ileri sürmüştür. Yani felsefe olay olgu durum koşul ve bütün olarak yaşama anlam verme ve açıklama çabası denilebilir.
Felsefe bilimlere yol göstericilik yapar yöntem önerir: Felsefenin temel özelliklerinden biri de yol gösterici olup yöntem önermesidir. Bilim ile felsefe başlangıçta iç içedir. Ancak yeni çağla birlikte bazı bilim alanları felsefeden ayrılmıştır. Felsefe ile bilim arasındaki temel benzerlik her ikisinin de aklın ürünü olmasıdır.
FELSEFENİN UĞRAŞ ALANLARI
ONTOLOJİ (Varlık Bilgisi): Varlık sorunu ya da varlık felsefesi adıyla bilinir. Varlığın kaynağını özünü nitelik ve kategorilerini ele alan felsefe dalıdır. Varlığı mikro makro boyutlarda nicelik nitelik açısından ele alan bir çalışmadır. Ontoloji boyutunda yanıt aranan sorulardan ilki arke’yeilişkindr. Yani “tüm varolanların başlangıcı, ilk tözü nedir” sorusuna yanıt aranır. Felsefenin bu dalı şu sorulara yanıt arar:
EPİSTEMOLOJİ (Bilgi Sorunu): Yunanca “episteme” (bilgi) ve “logos” (bilim,açıklama) sözcüklerinden oluşup Türkçede bilgi bilim adıyla bilinir. Bilgilerin köken ve niteliğini inceler. Şu sorulara yanıt aramaya çalışır:
-Bilginin kaynakları nelerdir? Bilgi nereden gelir? Nasıl biliriz?
-Bilginin niteliği, doğası nedir?
-Bilginin geçerliliği ve güvenilirliği nedir?
AKSİYOLOJİ( Değerler Sorunu): Yunanca axios (değer) ve logos (bilim) sözcüklerşnden oluşup, değerler alanı ilişkileri, yaşamı ve düzeni bakımından aydınlatmayı amaçlar. Değerler ve yapıp etmelerle ilgili sorunları inceler ve değerlendirir.Aksiyolojide neyin iyi olduğu ya da ahlaki değerlerle ilgili bölümüne ahlak (ethics) denir. İyi ahlak, kötü ahlak nedir, mutlu insan mutsuz insan nedir? gibi sorulara cevap arar.
MANTIK(Logic): Yunanca logike sözcüğünün karşılığında kullanılan mantık, düşüncelerin düşüncelerle doğrulanmasıdır. Önermelerin tutarlılığı, çıkarımların geçerliliğini belirleyen kuralları konu alan bilim dalıdır. Şu sorulara yanıt arar: Akıl nedir? Aklın kuralları var mıdır? Varsa nelerdir? Bunlar doğuştan mı yoksa sonradan mı öğrenilir? Gibi. Mantık için doğru düşünce incelemesi denilebilir.
FELSEFE BİLİM İLİŞKİSİ
Felsefe ve bilim tarihsel süreç içerisinde farklılıklar göstererek gelişim göstermiştir. Felsefe de bilimsel çalışma alanları gibi insanın bilme, anlama, araştırma, soruları yanıtlama isteğinden doğduğu açıktır. Felsefe ve bilim biribirlerinin tamamlayıcısıdır.
Bilim ve felsefe birbirlerinden tümüyle kopuk değil sıkı bir ilişki içindedir: Bilim ve felsefe yeni çağla birlikte birbirinden ayrılmış gibi görünsede tamamen birbirinden koptuğu düşünülemez. Bilimsiz felsefe sağır ve dilsiz,felsefesiz bilimse kördür.
Bilim gerçeği parçalara ayırarak incelerken felsefe gerçeği bir bütün olarak ele alıp inceler: Bilim bütünle ilgilenmez, felsefe bütüne bakar. Geröeği oluştururken bilim elde edilenleri ölçerek bir sonuca ulaşır, faydacıdır. Felsefenin ise bilim gibi pratik çıkar ya da yarar düşüncesi yoktur.
Bilim gerçeğe bilimsel yöntemi kullanarak ulaşmaya çalışırken felsefe temellendirmeyi amaçlar: Felsefe ve bilim akla dayalı çalışma alanlarıdır. Ama yöntem bakımından farklıdırlar. Bilimde kanıtlama ve ispat vardır felsefe de ise filozof akıl yürütür ve tartışmalar geliştirir. Kesinlik yoktur. Bilimsel yöntem olguları betimleme ve açıklama amacıyla izlenen sistemli bilgi edinme yoludur. Bilimsel yöntemde birinci aşama betimlemedir. Felsefede ise tememllendirme egemendir. İleri sürülen önermeler birbirleriyle çelişmez, sonuçlar temel alınan önerme ya da önermelerden akıl yürütme yoluyla çıkarılır.
Bilimsel önermeler genellikle sentetiktir, ancak felsefi önermeler genellikle analitik ve bazende metafiziktir: Bilimsel önermelerin evrende karşılıkları vardır, ve kanıtlanan türdendir. Felsefi önermeler ise analitik ve metafiziktir, kanıtlanamaz.
Bilimde ve felsefede elde edilen ve kullanılan bilgiye sürekli eleştirel bir gözle bakılır: Her ikisi de gerçeği bulmayı amaçlar. Bilimin en önemli özelliği kuşkucu olmasıdır. Felsefe de ise bir filozof için olmuş bitmiş bir bilgi yoktur.
Hem bilim hem felsefe için sorular önemlidir: Bilimsel araştırma bir sorunun tanmlanmasıyla başlar. Daha sonra problem ve sorulan sorulara yanıt bulmaya çalışır. Felsefede de sorular önemlidir. Ancak felsefede sorulardan çok yanıtlar önemlidir. Çünkü felsefeden felsefeye yanıtlar değişmektedir.
Felsefe ve bilim zihinsel süreçleri işe koşar: Bilim soruların yanıtlarını ararken felsefe de gerçeğe ulaşmayı amaçlar.
Şimdi bilim ve felsefe arasındaki farklara bakalım:
Bilim gerçeği parçalarken felsefe bir bütün olarak ele alır.
Bilim bilimsel yöntem kullanır,objektifdir felsefe ise temellendirmeyi amaçlar.
Bilimde önermeler sentetiktir,felsefedeanalitik ve bazen metafiziktir.
Bilimde kesinlik kanıtlanabilirlik vardır felsefede bu mümkün olmayabilir.
Bilim ölçer ve güç oluşturur,felsefede yarar ve çıkar yoktur.
Her ikisinde de eleştirel yaklaşım egemendir ve sorular önemlidir.
FELSEFE EĞİTİM İLİŞKİSİ VE EĞİTİM FELSEFESİ
Eğitimin hangi amaçla,kimiçin,nerede, ne kadar, nasıl sunulacağı pskolojik ve eğitsel boyutlu bir yaklaşım gerektirir. Bu olgu genelde karmaşık ve tartışmalı bir konu olan ülkenin etitim anlayışını gündeme getirir. Bu durum, eğitim felsefesi ile eğitim sistemi ilişkisidir. Eğitim-felsefe işişkisi çok boyutluluk gösterir.Felsefe eğitimin temel taşlarından biridir. Kimin ne için, nerede , ne kadar, nasıl eğitileceği vb. sosyal ve ekonomik boyutlu sorulardır. Gelişen süreçte tartışmalareğitimin tüm boyutlarıyla nasıl olacağı tartışmasına odaklanmaktadır. Bir bakıma eğitimin amacı, türleri ve programları, yönetime ilişkin sorular vb. felsefeyi ilgilendirmektedir.
Eğitim sistemlerinin temel yol göstericilerinden biri felsefedir: Felsefe temel yol göstericilerderden biridir. Eğitim hem davranış değiştirme süreci hem de toplumsal açık sisteme göre çalışan bir toplumsal kurumdur. Bu yüzden eğitim sürecinin değişkenleri çok boyutludur ve değişkendir.
Eğitim ve öğretim programları bir felsefi çalışmanın ve kabulün ürünüdür: Tüm eğitim programları belirli bir felsefeye ya da felsefe birliklerine dayanır. Yani eğitimin her şeyin de felsefeden yararlanılır. Felsefe genel amaçların belirlenmesi, özel amaçların ve öğrenme etkinliklerinin oluşturulması, sınıft öğrenme yöntem ve stratejilerinin yönlendirilmesinde temel belirleyicilerinden biridir. Kısaca felsefe eğitim-öğretim, öğretme- öğrenme sürecinde bir kılavuzdur.
Benimsenen felsefeye uyum,kurumsaletkiliği ve verimliliği artırır: Eğitim felsefesinin uygulayıcılar tarafından benimsenmesi, örgütsel ve bireysel olarak amaçların daha üst düzeyde gerçekleşmesini sağlar. Bu da etkili kurum yaratılmasını sağlar. Kurumsal kültür bir bakıma kurum felsefesinin de yansımasıdır. Şimdi eğitim bilimi ve eğitim felsefesi arasındaki farklara bakalım:
Eğitim bilimi objektifdir,eğitim felsefesi kapsamlıdır.
Eğitim bilimi deneye ve uygulamaya yöneliktir, eğitim felsefesi düşünce ve akıl yürütmeye yöneliktir
Eğitim bilimi dün ve bugünle ilgilenir, eğitim felsefesi gelecekle ilgilenir.
Eğitim biliminde doğruluk önemlidir, eğitim felsefesinde yeterlik önemlidir.
Yazı kaynağı : aofkredili.net
Felsefenin neden birden çok tanımı vardır?
Felsefe yerine gelebilecek en uygun terimler ile yola devam edelim: Bilgi-Arayışı ve Bilgi-Sevgisi
Tarihimiz boyunca bilgi, bilginin kaynağı, güvenirliği; arayışın nasıl olabileceği ve '-malı'lığı değişim içerisindedir. Bu yüzden felsefe'nin tanımı farklı tarihlerde, ekollerde hatta filozoflar değişiklik göstermektedir. Lakin o tanımların ortak noktaları aynıdır: Bilgi arayışı ve sevgisi
Bu ortak noktası olmayan şeylere zaten farklı kelimeler ile ifade ediyoruz: İdeoloji, din vs.
Peki, hangisi doğru? Doğrular varsa en doğrusu hangisi?
Nesnel bir şeye verilen isim olmadığından doğruluğunu kanıtlayamayız. "Doğru" dediğimiz tanımlar aslında belli bir ekolün, filozofun/felsefecinin bizi tatmin ettiren şey; felsefe tanımlarının temellendirme şekilleri ve argümanları olmaktadır.
Yazı kaynağı : evrimagaci.org
Felsefe Nedir, Felsefenin Farklı Tanımları Nelerdir?
Basit ve genel bir tanımla felsefe “bilgelik (hikmet) sevgisi” olarak ifade edilebilir.
Aristoteles, felsefeyi ilk nedenlerin bilimi olarak tanımlarken, felsefeye olayların temeline inmek kâinatın özünü araştırmak anlamı yüklenmiştir (Ergün, 2006, s.56). Ancak felsefenin salt metafiziği konu edindiği söylemek olanaklı değildir. Özellikle yeni çağla birlikte felsefenin temel çalışma alanı bilim olmuş ve buna bağlı olarak bilim felsefesi doğmuş, “gerçeği bütünü olarak değerlendirme” genel kabul görmüştür.
Genel olarak felsefenin mitos, din ve şiirden doğduğu kabul edilir. Zamanla özgün düşünmenin temellerini atarak gerçeği bütünüyle açıklamaya çalışmış; yaşama bakış açısı anlamı kazanmıştır (Özyurt, 2000, s.166). İlk zamanlar tüm bilimleri kapsayan felsefeden zamanla matematik, fizik, antropoloji, biyoloji, kimya, astronomi, sosyoloji ve psikoloji gibi kimi bilimler ayrılmıştır.
Felsefe Tarihi
Tarihsel olarak bakıldığında felsefe teriminin ilk kez Pytagoras’ın kullandığı belirtilmekle birlikte felsefe (Philosophia) terimi kesin anlamını Platon ve Aristoteles felsefesinde kazanmıştır. Kaynağı Yunanca philosophia terimine dayanan felsefe, “sevgi” (philia) ve “bilgi, bilgelik” (sophia) sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur (Akarsu, 1988, s.80). Sözlük karşılığı olarak felsefeye şu anlamlar yüklenmektedir (Oğuzkan, 1993, s.56):
Felsefenin Anlamları
Felsefe, gerçeğin (realitenin) tümünü, özdek (madde) ve yaşamla ilgili türlü belirtileri neden, ilke ve erekler (hedefler/amaçlar) bakımından inceleme amacı taşıyan düşünce etkinliğidir. Felsefe, bilgi, kavram, inanç ve kuramların çözümlenmesi ve eleştirilmesinde açıklık arayan düşünce yöntemidir. Felsefe, bir kişinin davranış ve düşüncelerine kılavuzluk yapmaya yarayan toplu ve tutarlı görüş bütünüdür. Felsefe, genel olarak mantık, ahlak, güzelduyu, fizik ötesi ve bilgi kuramı gibi dallardan oluşan geniş bilim alanıdır.
Belirtildiği gibi felsefeyi tek bir tanımla açıklamak oldukça güçtür. Felsefenin ne olduğunu ortaya koyan şu üç görüş ise yaygın olarak kabul görmektedir (Sözer, 2002, s.83):
Felsefe terimi, kaynağı Yunanca philosophia terimine dayanan “sevgi” (philia) ve “bilgi, bilgelik” (sophia) sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur.
Felsefenin Farklı Tanımları
Felsefe yaşama ve evrene karşı bir tavır alıştır
Bireyin günlük yaşamda kişiliğinde odaklaşan her tavır ve anlayışı temel düzeyle felsefe olarak nitelendirmek olasıdır. Örneğin bir alışverişte ortaya koyduğumuz anlayışın felsefi bir bakışın ürünü olduğu söylenebilir. Yerli malı kullanma, markasız giyecek tercih etmeme, semt pazarı yerine manavı tercih etme gibi ayrıntılar bile bir bakışın sonuçlarıdır ve basit anlamda bir felsefeyi içerir. Kaldı ki ulusal bağımsızlık, yurt ve dünya yönetimine ilişkin siyasal görüş, medya ve gazete tercihleri ile dinî inançla ilgili görüşlerin yaşama ve evrene ilişkin birer tavır olduğu açıktır. Örneklerdeki bakış açıları, aslında bilinçli ya da bilinçsiz birer felsefi anlayışın yansımalarıdır. Özetle felsefe bir dünya görüşüdür ve yaşama bakış açısıdır, evreni bütünüyle kavrama ve yakalama uğraşıdır (Sönmez, 2002, s.4).
Felsefe akılcı incelemeye ve yaratıcı düşünceye dayalı bir yöntemdir
Felsefe olay ve olguların belirli bir sistematik içinde akılcı düşünme ilke ve tekniklere dayandırılarak irdelenmesini amaçlar. Bu bağlamdaki felsefe artık basit ve dar anlamda felsefeden farklıdır ve akademik değer taşır. Felsefe, insana birçok konuda doğru, açık ve neden-sonuç ilişkileriyle delillere dayalı olarak düşünmeyi öğretir. Felsefi düşünme yöntemleri insana hemen her konuda akıl yürütebilmesi için gerekli temelleri hazırlar (Cevizci, 2007a, s.30). Örneğin günlük yaşamda olay ve olgulara bakışımızda tümevarım ve tümdengelim gibi mantık yürütme tekniklerinden yararlanırız.
Felsefe evren ve bütün hakkında belirli bir görüş elde etmeye çalışan bir çabadır
Felsefe bireyin dünden bugüne kazandığı bilgi ve deneyim birikimi ile edindiklerinin sistemleştirilmesine olanak verir. Bu süreç bir bakıma bireysel bir dünya görüşünün oluşturulmasıdır. Ancak felsefe olay ve olgulara dar, tek yönlü bir anlayışla değil; bütüncül bakmayı amaç edinir. Filozof bakış, yaşamı bir iş adamı ya da sanatçının salt kendi uzmanlık alanı açısından görmek yerine; bir bütün olarak kavranılmasını amaçlar (Tozlu, 2003, s.8). Felsefe burada “düşünce felsefesi”ni “eleştirel felsefe”den ayrık tutar. Felsefe değişik bilim ve çalışma alanlarının düşünce ve sonuçlarını alarak daha bütüncül olana ve evrensele yaklaşır.
Felsefe hem sorun hem de sorunların çözümü hakkındaki kuramlardır
Felsefe köken olarak bilgiyi ve bilgeliği sevmek, doğruluğu araştırmak, özgür düşünce ve eleştiriyle sağlam bilgilere ulaşıp yaşamı buna göre düzenlemeyi amaçlar (Hilav, 1985, s.14). Bu bağlamda felsefe sürekli sorunları ve sorunların çözümünü uğraş edinir. Felsefede bilim, din gibi kimi çalışma alanlarında olduğu gibi ortak kabul gören doğruluğuna ve kesinliğine inanılan, benimsenen sonuçlardan söz etme olanağı oldukça zayıftır. Buna göre belki Kant’ın belirttiği gibi “Öğrenilecek felsefe yoktur; ancak felsefe yapmak, felsefi düşünmek vardır.” Bu yönüyle felsefe, sürekli arayışı ifade etmektedir (Şişman, 2000, ss.87-88). Felsefe sürekli tüm boyutlarıyla sorunları belirlemeye ve bütüncül yaklaşımla sorunların çözümüne çalışır. Kısaca felsefe evrende her şeyin genel ve sistemli bir biçimde incelenmesine ve yorumlanmasına çalışan bir düşünce sistemidir (Sözer, 2002, s.83). Bu düşünce sistemiyle felsefe insan yaşamı ile ilgili ya da insanı rahatsız eden her türlü sorunun yöntemli bir biçimde çözüm etkinliklerini içerir.
Felsefe, kavramların analizi, sentezi ve anlamlarının aydınlatılmasıdır
Felsefenin tanımının yapılamayacağı, onun bir üst dil olduğu görüşü, genel kabul gören bir anlayıştır (Sönmez, 2006, s.62). Bu genel kabul görüş; analiz, sentez ve değerlendirme ile anlamlandırma temel görevini felsefeye yüklemektedir. Buna karşılık iki tür görüşün bulunduğu söylenilebilir.
Birinci görüş felsefeye analiz yolu ile tüm sözcük ve kavramları açıklama işlevi yüklemektedir. Diğer görüş ise felsefenin tüm yaşama ilişkin deneyimleri aydınlatmak ve açıklamak görevi bulunduğunu ileri sürmüştür (Tozlu, 2002, s.10). Kısacası felsefe; olay, olgu, durum, koşul, kavram ve bütün olarak yaşama anlam verme ve açıklama etkinlikleri bütünüdür denebilir.
Felsefe bilimlere yol göstericilik yapar, yöntem önerir: Felsefenin temel özelliklerinden biri de yol gösterici olup yöntem önermesidir. Platon, felsefenin kendine özgü bir yöntemi bulunduğunu belirterek diyalektik yöntemi kullanmıştır (Cevizci, 2007b, s.22). Bilim ile felsefe başlangıçta iç içedir. Bilim ve felsefe arasındaki ilişki 17. yüzyıldan sonra da devam etmekle beraber yeni çağla birlikte kimi bilim alanları felsefeden ayrılmaya başlamıştır.
Felsefe ile bilim arasındaki temel benzerlik, her ikisinin de aklın ürünü olmasıdır (Cevizci, 2007a, ss.24-25). Ancak felsefeye bu bağlamda düşen görev, akıl yürütme yöntem ve tekniklerini göstermektir. Felsefenin bir çalışma alanı olarak ‘mantık’ bu işlevi yerine getirmeye çalışır (Cevizci, 1997, s.456).
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve “Sosyolojiye Giriş” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Diğer Ders Notları (Ömer YILDIRIM), Açıköğretim Felsefe Ders Kitapları
Yazı kaynağı : www.felsefe.gen.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.