Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    geçmem muhannet köprüsünden su aparsa beni yatmam çakal yatağında aslanlar yese beni hikayesi

    1 ziyaretçi

    geçmem muhannet köprüsünden su aparsa beni yatmam çakal yatağında aslanlar yese beni hikayesi Ne90'dan bulabilirsiniz

    "Geçme Namert Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni" Sözünün Sahibi - Malumatfuruş

    “Geçme Namert Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni” Sözünün Sahibi

     “Geçme namert köprüsünden su aparsa seni, yatma çakal yatağında aslanlar yese seni” sözünün (ya da dizelerinin) birçok kişiye atfedildiği, farklı yer, kişi ve versiyonlarla dile getirildiği görülse de Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nin aktarımı ışığında bu sözün asıl sahibinin Kanuni Sultan Süleyman olduğu düşünülmektedir. 

    Çoğu kişinin aklına “Namık Kemal Köprüsü” olarak nakşedilen fakat aslında “muhannet”, “namert” ya da “alçak” sıfatına sahip bir kişiye ait köprüye dair dile getirilen, Karacaoğlan’ın dizelerinde, Köroğlu Destanı’nda, Kanuni Sultan Süleyman’ın kaleme aldığı mısralarda, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde izlerine rast geldiğimiz bu söze dair tespitlerimizi paylaşalım:

    “Geçme Namert Köprüsünden Koy Sular Götürsün Seni” Sözünün Anlamı

    Bu söz “Muhannet (yani namert ve korkak) bir şahıstan menfaat görmektense suda boğulmak daha hayırlıdır” anlamında kullanılmaktadır.

    Namertlerin, muhannetlerin, alçakların, kötülerin köprüsünden geçmektense yolunu taşkın sulardan geçirmeyi tercih edenleri hedef alan bu sözün farklı versiyonları bulunmaktadır.

    Namerde muhtaç edeceğine ölümü tercih etmeyi yeğleyen bahse konu sözün değişik söylemleri şöyledir:

    “Geçme Muhannet Köprüsünden Koy Sular Götürsün Seni” Sözünün Kime Aittir?

    Bu sözün ya da dizelerin kime ait olduğunu incelediğimizde ise kayda değer sayıda farklı isimle karşılaşıyoruz: 4. Murad, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Karacaoğlan, Köroğlu, adı bilinmeyen bir bölük komutanı.

    Bahse konu sözün yer aldığı ilk kaynak olarak karşımıza Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı eseri çıkıyor. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde bahse konu sözün Kanuni Sultan Süleyman tarafından “Minnet ile kokma gülü, al eline suseni / Geçme nâmert köprüsünden, ko aparsın su seni” şeklinde Mustafa Paşa Köprüsü‘nü kastederek dile getirildiği aktarılmaktadır.

    Seyahatname’de “Geçme Namert Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni” sözünün hikâyesi ise şu şekilde anlatılmaktadır:

    Evliya Çelebi’nin satırlarını günümüz Türkçesi’ne daha yakın aktaracak olursak:

    Seyahatname’de köprünün Kıbrıs, Şirvan ve Gürcistan fâtihi unvanıyla anılan Osmanlı veziri Lala Mustafa Paşa (… -1580) tarafından yaptırıldığı şu şekilde belirtilmektedir:

    Evliya Çelebi’nin Edirne yakınlarında olduğunu aktardığı bu köprü, Mimar Sinan tarafından 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mustafa Paşa tarafından yaptırılmış, 20 kemerden oluşan Meriç Nehri üzerindeki taş yapı olan Mustafa Paşa Köprüsü‘dür. Anılan köprü bugün Bulgaristan sınırları içerisinde kalan, eski adı Cisr-i Mustafa Paşa olan günümüzde Svilengrad olarak adlandırılan kasabada yer almaktadır.

    TRT Avaz’ın Mustafa Paşa Köprüsü’ne dair yayını

    Özetle; Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde aktarılan birçok bilginin sahih olmadığı ortaya konulmuş olsa da, bu sözü aktaran ilk kaynak olması hasebiyle Kanuni Sultan Süleyman’ın bu sözün müellifi olduğunu düşünüyoruz.

    Ayrıca, Kanuni Sultan Süleyman Hanın oğlu, Şehzade Mehmed’in kızı Hümaşah Sultan ile evlenen, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaşamı boyunca birçok önemli göreve getirilmiş olan Lala Mustafa Paşa’nın,  Kanuni tarafından bahse konu sözün günümüzdeki kullanımı çerçevesinde “namert” ve “alçak” olarak görüldüğünü düşünmenin pek uygun olmadığını değerlendiriyoruz.

    “Muhannet Köprüsü”ne Dair Diğer İddialar

    Her ne kadar Seyahatname, söz konusu köprünün yerini Trakya olarak işaret etse de diğer birtakım iddialara göre muhannet köprüsü, Konya Ereğli’de, Bolu’da, Diyarbakır’da ya da Sakarya’dadır.

    Yavuz Sultan Selim’in Ridaniye’ye doğru sefere çıktığında Konya Ereğli civarında bu sözü söylediği iddia edilmektedir. Bir başka rivayette ise 2. Selim bu sözü Amik Ovası’ndan Ridaniye savaşına giderken Asi nehrinin köprüsünün yıkılmasına karşı söylediği belirtilmektedir. Ancak, bu sözün Yavuz Sultan Selim’e ait olduğuna dair Seyahatname’den daha eski ya da yeni tarihli bir kaynak bulunamamıştır.

    Bir diğer iddiaya göre ise “Geçme muhannet köprüsünden koy sel aparsın seni” sözü 16. yüzyılda yaşadığı düşünülen “Köroğlu” namlı halk ozanı tarafından Bolu Bey’ine karşı söylenmiştir. Köroğlu Destanı’nda geçen bu hikâye şöyledir:

    16. yüzyılda yaşamış olan Pir Sultan Abdal’ın “Muhabbeti Candan İle Gideriz” başlığı verilen şiirinde yine namerdin köprüsünden geçilmemesi gerekliliği vurgulanır:

    17. yüzyılda yaşamış olan Karacaoğlan’a atfedilen “Gönül Ne Gezersin Sarp Kayalarda” başlıklı şiirin son kıtasında muhannetin köprüsüne karşı coşkun sele duyulan iştiyak bu söz üzerinden aktarılır:

    Bir diğer hikâyeye göre “muhannetin köprüsü” Adapazarı’nın Sakarya semtinde bir arazinin üzerinde yer almaktaymış (Ali Çelik (1999). Trabzon-Şalpazarı Çepni kültürü, T.C. Trabzon Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yayınları,, sf: 143).

    Kurtlar Vadisi adlı dizideki Hüsrev Ağa’nın aktardığı hikâyeye göre ise muhannet köprüsü Diyarbakır’dadır.

    “Namert Köprüsü”nün Edebiyatımızdaki Diğer Yansımaları

    Aşık Derdimend’in (1894-1980) de “Dinleyin Ağalar Hasbihalimi” adlı şiirinin son dörtlüğünde “muhannetin köprüsünden geçilmemesi gerektiği” vurgusu bulunmaktadır.

    Kemal Tahir’in (1910-1973) “Karılar Koğuşu” adlı romanında bu söze yer verilir:

    Ahmet Arif’in “Hasretinden Prangalar Eskittim” adlı şiir kitabında “Yılmaz Gruda” başlıklı şiirinde de muhannetin köprüsüne karşı menfi duygular belirtilir:

    “Geçme Muhannet Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni” Sözünün Argoya Yansıması

    Geçme Muhannet Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni” sözünün, hınzır zihinler tarafından evrilip çevrilip argoda kullanılır hâle getirilerek “Geçme Namık Kemal Köprüsünden / Yıkılır, ürkütürsün vakvakları / Evin damı buz tutmuş / Çam ağacı dökmüş kozalakları” ve “Geçme Namık Kemal Köprüsünden / Ürkütürsün vakvakları / Ebenin bahçesine çam diktim / Git topla kozalakları” şeklinde kullanıldığı bilinmektedir.

    “Geçme Namert Köprüsünden, Koy Sular Götürsün Seni” Sözü Hakkında Hatalı Bilgi Paylaşan Yazarlar

    Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet Gazetesi‘ndeki “Geçme namert köprüsünden!” başlıklı 7 Ocak 2015 tarihli yazısında bu sözün IV. Murat’a atfedildiğini iddia etmiş (IV. Murat’a atfedildiğine dair bir kaynağa rastlayamadık):

    Pusula Gazetesi’ndeki “Egoların tatmin olduğu şehir” başlıklı 12 Ağustos 2018 tarihli yazısında Ali Rıza Tığ, Kurtlar Vadisi’nde Hüsrev Ağa’nın aktardığı Muhannet Köprüsü’nün Diyarbakır’da olduğuna ilişkin hikâyeyi “fıkra” olarak aktarmış.

    Son Havadis Gazetesi‘ndeki “Geçmem Muhannet Köprüsünden” başlıklı yazısında Yıldıray Barak, Seyahatname’den bir hayli farklı şekilde Kanuni Sultan Süleyman’ı köprünün sahibinin engellediğini aktarmış:

    Emin Pazarcı, Akşam Gazetesi‘nde 18 Ekim 2017 tarihinde yayınlanan “Barzani balonu patladı” başlıklı yazısında bu sözün Azeri kaynaklı olduğunu iddia etmiş:

    Yazı kaynağı : www.malumatfurus.org

    Ge�mem Muhannet K�pr�s�nden Su Aparsa Beni, Yatmam Bu �akal Yata�anda Aslanlar Yesin Beni - Memurlar.Net - Forum

    Kanuni Sultan S�leyman’� hat�rlad�m…

    Devlet i�lerinden yorgun d��t���nde panay�r kurdurur, yap�lan “yetenek” g�sterilerini keyifle izlerdi.

    Tabii en ho�una giden oyunu sergileyen ki�iyi de alt�nla �d�llendirirdi.

    G�nlerden bir g�n yine b�yle bir g�steriye gitti. Cambazlar�, h�nerbazlar�, sihirbazlar� keyifle izledi.

    G�sterinin sonlar�na do�ru, be� metreden ipli�i i�neye ge�irebildi�ini iddia eden bir adam meydana ��kt�.

    Diki� i�nesini m�nasip buldu�u bir yere dikip be� metre geriledi.

    Be� metreden ipli�i f�rlatt�…

    �plik hi� sekmeden i�nenin deli�inden ge�ti.

    Seyirciler g�rd�klerine inanam�yorlard�. Kanuni de inanamad�:

    “Bir daha yap bakal�m, belki tesad�ft�r, ya da bir hilesi-hurdas� vard�r.”

    Adam maharetini �� kere tekrarlay�nca, kimsede itiraz edecek hal kalmad�. Adam imk�ns�z� ba�arm��t�.

    “Bu adama y�z alt�n verin, sonra da falakaya yat�r�n y�z sopa vurun!..” diye emretti.

    Padi�ah�n emri en ba�ta sadrazam�n akl�na yatmam��t�:

    “Neden?” diye sordu, “adam belli ki �ok becerikli. Bu kadar becerikli birini y�z alt�nla �d�llendirmek �an�n�za l�y�k bir davran��t�r, amma sopa at�lmas�n� emretmenizi do�rusu anlayamad�m.”

    Kanuni g�l�mseyerek sebebini a��klad�:

    “Y�z alt�n� kabiliyetli (yetenekli) ve becerikli oldu�u i�in veriyorum, helal ho� olsun! Y�z sopay� ise b�ylesine bo�, b�ylesine faydas�z �eylerle u�ra�t��� i�in att�r�yorum. O da helal-� ho� olsun! As�l maharet insanlara faydal� olmakt�r.”

    Yazı kaynağı : forum.memurlar.net

    JavaScript is not available.

    We’ve detected that JavaScript is disabled in this browser. Please enable JavaScript or switch to a supported browser to continue using twitter.com. You can see a list of supported browsers in our Help Center.

    Help Center

    Terms of Service Privacy Policy Cookie Policy Imprint Ads info © 2023 Twitter, Inc.

    Yazı kaynağı : twitter.com

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap