glikozun yapısında bulunan bağın adı nedir
glikozun yapısında bulunan bağın adı nedir Ne90'dan bulabilirsiniz
Glikozit bağı nedir, nerede ve nelerde bulunur? Glikozit bağı bulunduran moleküller
Moleküllerin birbirine bağlanması ile de, moleküle özgü bağlar kurulur. Karbonhidrat monomeri olarak bilinen monosakkaritlerin daha kompleks bileşikler meydana getirmesi sonucunda kurulan bağlara glikozit bağı adı verilir. Glikozit bağı oluşumunda su açığa çıkar. Bu olaya ise dehidrasyon ismi verilir.
Glikozit Bağı Nedir?
Glikozit bağı, karbonhidratlarla özdeşleşmiş olan bir bağdır. Glikozit bağı denildiğinde ilk olarak akla karbonhidratlar gelir. Karbonhidratların en küçük parçaları olarak da bilinen monosakkaritler olarak tanımlanan basit şekerlerdir. Bunlar ise, karbonhidratları meydana getiren yapı elemanlarıdır. Bunlar, sindirilerek daha küçük bileşenlere ayrılamaz.
Glokozit Bağı Nerede ve Nelerde Bulunur?
Monosakkaritler içerdikleri karbon sayılarına göre isim alırlar. Bunların çoğu 3 karbonlu oldukları gibi kimi zaman 8 karbonlu da olabilir. En temel enerji kaynağımız olarak bilinen glikoz 6 karbonlu bir monosakkarittir. İki monosakkaritin birleşmesi ile disakkaritler meydana gelir. Örneğin iki glikozun bir araya gelmesi sonucunda maltoz adı verilen disakkarit oluşur. Daha fazla monosakkaritin birleşmesi sonucunda ise polisakkaritler adı verilen daha büyük karbonhidratlar ortaya çıkar. Örneğin glikojen çok sayıda glikozun bağlanması ile oluşur. Glikozit bağında su oluşur. Burada ise, iki monomerin birinden H ve diğerinden ise, OH gelir. Bu sayede H2O yani su elde edilir. Kaç tane glikozit bağı bulunuyorsa o kadar su ortaya çıkar.
Glikozit Bağı Bulunduran Moleküller
Glikozit bağı, içerdikleri karbon sayısına göre bir isim alır. Bunlar genellikle 3 karbonlu oldukları için çoğu zaman 8 karbonlu olabilir. En temel enerji kaynağı olan glikoz, 6 karbondan oluşan bir monosakkarittir. Örneğin, bir disakkarit oluşumunda 1 adet su açığa çıkar. Çünkü 2 monomer sadece 1 bağla bağlanır. 100 monomer içeren bir polisakkarit oluşumunda da 99 adet bağ olduğu için 99 tane su molekülü açığa çıkar. Bu nedenle de su sayısı ve glikozit bağı sayısı eşittir. Bunun formülü ise, n - 1 şeklinde alınabilir.
Glikozit Bağı Bulunduran Moleküller
Her zaman çıkan bağ sayısı ve su sayısı molekül sayısından 1 eksiktir.
Glikoz + Glikoz = Maltoz
Glikoz + Galaktoz = Laktoz
Glikoz + Früktoz = Sükroz
Şeklinde disakkaritler de elde edilir. Aynı zamanda glikozların bir araya gelmesi sonucunda glikojen, selüloz, nişasta gibi daha büyük moleküller elde edilir. Bütün bu bilenlerden ise, monosakkaritler (monomer) arasında glikoz bağı kurulur. Glikozit bağı, çok önemli bir yapıdır. Karbonhidratların çoğunda glikozit bağı vardır. Ama soruda monosakkaritler şeklinde sorulursa monosakkaritler monomer olduklarından dolayı bu şekilde bir bağ içermezler. Glikozit bağının kurulması için de en az iki bağ gerekir. DNA ve RNA gibi nükleik asitler nükleotitlerden meydana gelir. Nükleotitler ise, 5 karbonlu şeker içerir. Bunlar ise, RNA'da riboz ve DNA'da deoksiriboz şekerleri olarak bilinir.
Nükleotitlerde 5 karbonlu şeker ile organik baz arasında bulunan glikozit bağı kurulur. Bu nedenle de iki nükleik asitte de glikozit bağı vardır. Glikozit bağları şekerler yani karbonhidratlar arasında kurulur. Bunlar ise, organik maddelerdir. Organik maddeler ise, karbon başta olmak üzere ametaller içer. Bu nedenle de glikozit bağı oluşurken ametaller bağlanır. Bu durumda ise, glikozit bağı kovalent bağ ile oluşur.
Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr
Glikozit bağı nedir, nerede bulunur? Glikozit bağı hangi moleküllerde bulunur?
Aminoasitlerin birleşmesi sonucunda karbonhidratlar oluşmaya başlamaktadır. Birbirine bağlanan moleküller kendi içerisinde farklı bir bağ kurmaktadır. Bu bağ ile beraber glikozit adı verilen yeni bir bağ meydana gelmektedir. Glikozit bağı genellikle su açığı ile oluşmaktadır. Dehidrasyon olayı ile beraber glikozit bağı oluşmaya başlamaktadır.
Glikozit Bağı Nedir?
Glikozit bağı son zamanlarda pek çok kişinin merak ettiği konulardan biri haline gelmektedir. Özellikle sporcular aldıkları besinlerin faydalarını ve vücut üzerindeki çalışma alanlarını merak etmektedir. Glikozit bağı bu durumda adı en sık geçen konulardan biridir. Glikozit bağı genel olarak karbonhidratlar ile oluşan bağdır. Glikozit bağı ile birlikte karbonhidratların en küçük parçaları bir araya gelmektedir. Monosakkaritler olarak bilinen bu küçük şeker taneleri ile glikozit bağı oluşmaya başlamaktadır. Glikozit bağı genel anlamı ile en küçük karbonhidrat yapı elemanlarıdır.
Nerede Bulunur?
Glikozit bağı karbonhidrat parçalarının bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. 3 farklı karbon birleşimi ile meydana gelen bu durum bazı zamanlarda 8 karbon ile oluşmaktadır. Vücudun temel enerji kaynağı olarak bilinen 6 karbon glikoz sayesinde yeni monosakkaritler oluşmaktadır. İki monosakkaritin bir arada toplanması ile birlikte dissakkarit oluşmaktadır. Vücut içerisinde enerji vermeye yardımcı olan glikozit özellikle düzenli beslenme ile oluşmaktadır. Vücudun temel enerji dayanağı haline gelen bu bağ ile birlikte vücut içerisinde farklı moleküller oluşmaya başlamaktadır.
Glikozit Bağı Hangi Moleküllerde Bulunur?
Glikozit bağı genellikle vücut içerisinde oluşan su açığını yerine getirmek için bir araya gelmektedir. Monosakkarit moleküllerinin birleşmesi sonucunda glikozit oluşumu gözlemlenmektedir. Kişiler günlük hayatta enerji toplamak ya da elde etmek için glikoza ihtiyaç duymaktadır. Glikozit bağı olarak adlandırılan bu enerji kaynağı ise temel anlamda suyun açığa çıkmış hali olarak bilinmektedir. Glikozit oluşumu ile birlikte vücut karbonhidrat oluşturmaya başlar. Ardından kişilere enerji aktarımı sağlanmaya başlamaktadır. Glikozit bağı monosakkarit moleküllerinde bulunmaktadır.
İki monosakkarit bağının birleşimi sonucunda ise dissakkarit molekülü meydana gelir. En çok merak edilen konulardan biri olan Glikozit bağı ve oluşumları bu şekilde ilerlemektedir. Vücut ürettiği suyun ve şekerin karbonhidrata dönüştürmesi ile glikozit bağı oluşturmaktadır. Bu bağ sayesinde vücut fonksiyonları doğru ve işlevsel bir şekilde çalışmaya başlamaktadır. Özellikle glikozit bağı sayesinde kişiler günlük enerji kaynaklarını temel düzeyde almaktadır. Glikozit bağı içerisinde bulunan karbonhidratlar kişinin ihtiyacını da en iyi şekilde karşılamaktadır.
Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr
Glukoz
Basit bir şeker (veya monosakkarit) olan glukoz (veya glikoz veya glükoz) yaşam için en önemli karbonhidratlardan biridir.[2] Hücreler onu bir enerji kaynağı ve metabolik reaksiyonlarda bir ara ürün olarak kullanırlar. Glukoz fotosentezin ana ürünlerinden biridir ve hücresel solunum onunla başlar.
Adı Yunanca "tatlı" anlamına gelen glukus (γλυκύς) ve kimyada şekerlere verilen "-oz" sonekinden türetilmiştir. Türkçede glikoz, glukoz 'dan daha yaygın kullanılmakla beraber kimyasal adlandırma sistemleri bakımından bu hatalıdır. Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği (IUPAC)'ın önerdiği adlandırma kurallarına göre "glikoz", monosakkarit yerine kullanılan bir sözcüktür[3], glukoz ise burada söz konusu olan şeker türüdür[4]. Kimyada gliko- öneki ile başlayan isimler şekerli bileşiklere aittir[5], gluko- öneki ile başlayan isimler ise glukozlu bileşiklere aittir[6]. Örneğin glukozitler, glikozitlerin bir alt grubudur. Bu nedenle, bu metinde 'glukoz' kullanılacaktır.
Doğal biçimine (D-glukoz) gıda sanayisinde dekstroz olarak da değinilir. Bu maddede glukozun D-biçimine değinilmektedir (molekülün ayna görüntüsü L-glukoz olarak adlandırılır.
Eğer bu madde veya herhangi bir bilimsel yazıda sadece Glukoz kelimesi geçiyorsa, yanı herhangi bir ön ek almamışsa D- ya da L- şeklinde, burada bahsı edilen D-Glukoz’dur. L-Glukoz sentetik olarak sentezlenebilen ama önem bakımından pek önemli olmayan Glukozun bir izomeridir.[7]
Yapısı[değiştir | kaynağı değiştir]
Glukoz altı karbon atomu ve bir aldehit grubuna sahip olduğu için aldoheksoz olarak sınıflandırılır. Glukoz molekülü açık halkalı (asiklik) veya halkalı (siklik) biçimli olabilir. Halkalı hali aldehitli C atomu ile C-5 hidroksil grubu arasında molekül içi bir reaksiyon ile bir hemiasetal oluşumunun sonucudur. Suda her iki biçim birbiriyle dengededir ve pH 7'de halkalı biçim coğunluktadır. Beş karbon ve bir oksijenden oluşan halka piran yapısına benzediği için glukozun halkalı biçimine glukopiranoz olarak da değinilir. Halkadaki karbonlardan dördü bir hidroksil grubuna bağlı, beşincisi ise halkanın dışında yer alan ve CH2OH grubu oluşturan altıncı bir karbona bağlıdır.
İzomerler[değiştir | kaynağı değiştir]
Glukozun altı optik merkezi vardır, yani teorik olarak glukozun (4²-1) = 15 optik stereoizomere sahip olabilir. Canlı organizmalarda bunların yedisine rastlanır, bunlardan galaktoz ve mannoz en önemlileridir. Bu sekiz izomer (glukoz da sayılırsa) birbirlerininin diastereoizomerleridir ve hepsi D-serisine aittirler.
Glukoz halkalaşınca (anomerik karbon atomu denen) C-1'de bir asimetrik merkez daha oluştuğundan iki halkasal yapı oluşabilir: α-glukoz ve β-glukoz. Aralarındaki yapısal fark, halkadaki C-1'e bağlı hidroksil grubunun yönüdür. D-glukoz Haworth projeksiyonu ile çizildiğinde α, C-1'e bağlı olan hidroksilin halka düzleminin altında olduğu anlamına gelir, β ise üstünde. Mutarotasyon olarak adlandırılan bir süreçte α ve β biçimleri sulu çözeltilde saatler mertebesinde bir sürede birbirlerine dönüşüp sonunda 36:64 gibi bir α:β oranıyla dengeye ulaşırlar.
Glikozun çeşitli izomerlerini gösteren yapısal formüller[değiştir | kaynağı değiştir]
Üretimi[değiştir | kaynağı değiştir]
Endüstriyel[değiştir | kaynağı değiştir]
Glukoz gıda sanayisinde nişastanın enzimatik hidrolizi ile üretilir. Nişasta kaynağı olarak pek çok tarım mahsulu kullanılabilir. Mısır, pirinç, buğday, patates, manyok, ararot, sagu dünyanın çeşitli yörelerinde kullanılır.
Bu enzimatik işlem iki aşamalıdır. Yaklaşık 100 °C'de 1-2 saat boyunca enzim nişastayı 5-10 glukoz birimli küçük karbonhidratlara parçalar. Bu işlemin bazı çeşitlemelerinde nişasta karışımı bir veya birkaç kere 130 °C veya üstünde kısaca ısıtılır. Bu ısıtma nişastanın suda çözünürlüğüne yardım eder, ama enzimi de çalışmaz hale getirdiği için her ısıtmadan sonra yeniden enzim eklenmesi gerekir.
Şekerleşme (sakkarifikasyon) diye adlandırılan ikinci adımda kısmen hidroliz olmuş nişasta Aspergillus niger mantarından elde edilen glukoamilaz enzimi aracılığıyla tamamen glukoza parçalanır. Tipik reaksiyon şartları pH 4,0-4,5, 60 °C ve %30-35 oranında karbonhidrat konsantrasyonudur. Bu şartlarda 1-4 gün içinde nişastanın %96'dan fazlası glikoza dönüşür. Daha sulandırılmış reaksiyonlarda daha yüksek verim elde etmek mümkündür ama daha büyük bir reaktör ve daha çok su gerektiğiden genelde ekonomik değildir. Elde edilen glukoz süzülerek saflaştırılır ve çok kademeli evaporatör ile yoğunlaştırılır. Katı D-Glukoz tekrarlanan kristelleştirmelerle üretilir.
İşlevi[değiştir | kaynağı değiştir]
Canlıların neden fruktoz gibi başka bir monosakkarit değil de glukozu bu kadar yaygın bir şekilde kullandıkları konusunda ancak tahmin yürütülebilir. Glukoz, abiyotik şartlarda formaldehitten oluşabilir, dolayısıyla ilkel biyokimyasal sistemler için kullanıma hazırdı. Gelişmiş organizmalar için daha önemli olan bir özelliği glukozun proteinlerin amino grupları ile reaksiyona girme eğiliminin diğer heksoz şekerlere kıyasla çok daha düşük olmasıdır. Glikasyon adı verilen bu reaksiyon pek çok enzimi ya yavaşlatır ya da tamamen durdurur. Glikasyon reaksiyonunun yavaş olmasının nedeni, glukozun daha az reaktif olan halkasal izomerini tercih etmesidir. Buna rağmen diyabetin uzun dönemli komplikasyonlarının çoğu (örneğin körlük, böbrek yetmezliği, periferal nöropati) protein ve lipitlerin glikasyonundan kaynaklanır.
Glikozilasyon, glukozun katıldığı önemli reaksiyonlardan bir diğeridir.
Enerji kaynağı olarak[değiştir | kaynağı değiştir]
Glukoz canlılarda çok yaygın bulunan bir yakıttır. Karbonhidratlar insan vücudunun başlıca enerji kaynağıdır, gram başına 4 kilo kalori (16 736 Joule) (1 kalori = 4.184 Joule)gıda enerjisi sağlarlar. Karbonhidratların (örneğin nişastanın) yıkımı mono ve disakkaritler sağlar ve bunların çoğu glukozdur. Glikoliz ve bunu izleyen sitrik asit döngüsü yoluyla glukoz sonunda CO2 ve suya oksitlenir ve başlıca ATP şeklinde olmak üzere enerji sağlar. İnsülin ve glukagon hormonları kandaki glukoz seviyesini düzenler. İnsülin hormonu kan şekerini düşürürken glukagon hormonu kan şekerini yükseltir. Diyabet hastalarının pankreası insülin hormonunu yeterince salgılamamaktadır. Aç karnına kanda glukoz seviyesinin yüksek olması diyabet öncesi veya diyabetik bir durumun göstergesidir.....
Öncül olarak[değiştir | kaynağı değiştir]
Glukoz proteinlerin üretiminde ve lipit metabolizmasında önemli bir rol oynar. Bitkilerde ve çoğu hayvanda C vitamini (askorbik asit) üretiminin bir öncülüdür.
Glukoz çeşitli önemli bileşiğin sentezinde bir öncül olarak kullanılır. Nişasta, selüloz ve glikojen ("hayvan nişastası") glukoz polimerleri yani polisakkaritlerdir. Sütün başlıca şekeri olan laktoz, bir glukoz-galaktoz disakkaritidir. Önemli bir diğer disakkarit olan sükroz da fruktoza bağlı glukozdur.
Kaynakları ve absorpsiyonu[değiştir | kaynağı değiştir]
Bütün gıdasal karbonhidratlar glukoz içerirler, ya bir polimerin yapı taşı olarak (nişasta ve glikojende olduğu gibi) veya başka bir monosakkaritle birleşik olarak (sükroz ve laktoz gibi). Duodenum ve ince bağırsakta oligo- ve polisakkaritler pankreatik ve bağırsak glikozidazları tarafından monosakkaritlere parçalanırlar. Ardından, glukoz, enterositlerin önce bağırsak tarafındaki (apikal) zarlarındaki taşıyıcılar tarafından, sonra da dolaşım sistemi tarafındaki (bazal) zarlardaki taşıyıcılar tarafından taşınarak kana aktarılır. Glukozun bir kısmı doğrudan beyin ve alyuvarlara giderek onlara yakıt olur, gerisi ise glikojen olarak depolanmak üzere karaciğer ve kaslara ve yağ olarak depolanmak üzere yağ dokulara gider.
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]
Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.