Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    müslüm gürses babası ne zaman öldü

    1 ziyaretçi

    müslüm gürses babası ne zaman öldü Ne90'dan bulabilirsiniz

    Müslüm Gürses

    Müslüm Gürses

    Müslüm Gürses ya da doğum adıyla Müslüm Akbaş (7 Mayıs 1953;[6][7] Fıstıközü, Halfeti, Şanlıurfa - 3 Mart 2013,[8] İstanbul), Türk arabesk ve halk müziği sanatçısı, besteci, söz yazarı ve oyuncu. Dünya genelinde "Father of Arabesque",[9][10][11] Türkiye'de ise "Arabeskin Babası" ve "Müslüm Baba" olarak tanınmaktadır.

    90'lı yıllardan itibaren bazı pop ve rock tarzındaki parçaları da repertuvarına katarak Kayahan'ın "Sarı Saçlarından Sen Suçlusun", Zülfü Livaneli'nin bestelerinden "Belalım, Çırak Aranıyor" Nilüfer’in "İnkar Etme, Olmadı Yar", Adnan Ergil'in "Böyle Ayrılık Olmaz, Hava Nasıl Oralarda?", Teoman’ın "Paramparça", Tarkan’ın "İkimizin Yerine", Bülent Ortaçgil'in "Sensiz Olmaz", Murathan Mungan'ın "Olmasa Mektubun", Kenan Doğulu'nun "Tutamıyorum Zamanı", Sezen Aksu'nun "Sorma, Vazgeçtim", Fikret Kızılok'un bestesi "Gönül" ve Şebnem Ferah'ın "Sigara" adlı çalışmalarını da seslendirdi. Gürses'in ilk kez kendisinin seslendirdiği pop türündeki şarkı ise Müslümce'92 albümünde yayımlanan "Sen ve Ben" şarkısıdır. Şarkıyı daha sonra Seda Sayan ve İpek Pınar seslendirmiştir.

    1979 yılında ilk defa "İsyankar" filmiyle kamera karşısına geçen Gürses, toplam 40 sinema filminde rol almıştır.

    Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir]

    Çocukluğu[değiştir | kaynağı değiştir]

    Annesi Emine Hanım ile babası Mehmet Bey önceleri Tisa olarak bilinen ancak adı 1960'lı yıllarda Fıstıközü olarak değiştirilen Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı bir köyde tanışmıştır. 1951 yılında evlendiklerinde henüz 17 yaşındaydılar, yaşamları yoksulluk içinde geçmekteydi. 7 Mayıs 1953'te Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde kerpiç bir evde Emine Hanım ile Mehmet Bey'in ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.[12][13]

    Babası Mehmet Akbaş rençberlik yapmaktadır. Müslüm dünyaya gelince geçim sıkıntısı daha da dert olmaya başlamış ve çok geçmeden bu sıkıntılı dönemde Akbaş ailesinin Ahmet isminde bir çocuğu daha olmuştur. Bu köyde yaşamak onlar için çok zor olmaya başlayınca Emine Hanım akrabalarıyla konuşmuş ve daha iyi bir yaşam sürmeleri için taşınmaları gerektiğini söylemiş ve Akbaş ailesi ekonomik nedenlerden dolayı göç etmek zorunda kalmıştır.

    Büyük umutlarla Adana Hürriyet Mahallesi'ne varmışlardı. Burada umutları tarifi olmayan acılara dönüşecekti. Yoksulluk yine aynı yoksulluktu. Bu mahalleye alışmaları zor olmamıştır. Baba Mehmet Akbaş çoktan alışmış ve kısa zamanda lakabı Deli Mehmet olmuştur. Emine Hanım çalışmaya başlamış, Müslüm ise o yokken kardeşi Ahmet'e bakmak zorunda kalmıştır. Daha o yaşlarda iken Müslüm'ün davranışları olgun bir erkek gibiydi, hiç çocuk olamamıştır. Okula başladığında bile yaşıtlarıyla hiç oynayamamış ve bir kenarda oturup oyun oynayanları seyretmiştir. Okuldan çıkınca da hemen eve koşup annesine yardım etmiştir. Bu dönemde bir kız kardeşi daha dünyaya gelmiş ve Müslüm'ün sorumluluğu daha da artmaya başlamıştır. Müslüm burada hayatı erken öğrenmek zorunda kalmış ve dirseğini okul sıralarında değil, kunduracıda terzi tezgâhında çürütmüştür.

    Sanat yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses, şarkıcılığa 1965 yılında, küçük yaşta Adana'da bir çay bahçesinde şarkılar söyleyerek başladı, aynı zamanda halkevine de gitti. Terzi çıraklığı ve kunduracılık yaptı, o yıllarda bir gazinoda sahneye çıktı. Ayrıca ilkokuldan mezun olduktan sonra 14 yaşındayken, 1967 yılında Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen yarışmaya katılmak istedi. Babası Mehmet Akbaş yarışmaya katılmasın diye oğlunun saçını kesti. Gürses yine de yarışmaya katılmış ve birinci olmuştur. Sesiyle küçük yaşlarda dikkat çeken Gürses, kendisiyle yapılan bir röportajda o dönemle ilgili olarak şunları söylemiştir: "İlkokulu bitirdim. Gerisi yok. Adana'da damda yatarken uzun hava okudum. Arkadaşım Halkevine gidiyordu. Ben de gittim. Derken Çukurova Radyosu'nda sanatçı oldum."

    Soyadını da orada çalışırken “Gürses“ olarak değiştirirler.

    1967 yılından itibaren TRT-Adana-Çukurova Radyosu'nda da her hafta Cumartesi günü canlı olarak türküler söyledi. 1968 yılından itibaren piyasaya ilk 45'likleri çıkarmaya başladı. İlk plağı 1968 tarihli Emmioğlu / Ovada Taşa Basma plağıdır ve Ömür Plak, Adana basımıdır. Ömür Plak ile toplam 4 adet 45'lik yaptı.

    İstanbul'a gelen Gürses, Selahattin Sarıkaya'nın sahibi olduğu Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik plak doldurdu: Giyin Kuşan Selvi Boylum / Hayatımı Sen Mahvettin ile Gitme Gel Gel / Haram Aşk.

    Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken Plak firması ile ilk çıkış parçası olan Sevda Yüklü Kervanlar şarkısını içeren Sevda Yüklü Kervanlar (Gazelli) / Vurma Güzel Vurma isimli 45'lik plağı çıktı. Bu plak tam 300.000 adet satarak rekor kırmıştır.

    1971 yılında ise Hülya Plak firması ile ikinci çıkış parçası olan Ben İnsan Değil miyim? şarkısını içeren Ben İnsan Değil miyim / Seni Sevmek İçin Ölmek mi Lazım isimli 45'lik plağı çıktı.

    1973 yılında Mamak'ta askerliğini yapmıştır.[14]

    Gürses, Palandöken Plak firması ile tam 13, sonra Bestefon Plak firması ile tam 4, daha sonra Hülya Plak ile 15 ve nihayet Çınçın Plak ile 2 adet 45'lik plak doldurdu.

    1980 yılında Emre Plak firmasından Esrarlı Gözler albümünü çıkartmıştır. Albümün 2 milyon sattığı söylenmiştir.[15] Albüm Türkiye ve Almanya başta olmak üzere tüm dünyaya arabesk tarz müziği tanıtan ve sevdiren en marjinal albümlerden birisidir. Albümde hareketli kabul edilebilecek hiçbir parça bulunmamaktadır. Gürses'in artık Müslüm Baba olduğu albümdür.[16] Gecekondu kalabalıkları Orhan Gencebay'a Kral, Ferdi Tayfur'a Abi derken Gürses Baba lakabını almıştır.[17]

    1986 yılında Bayar Müzik firmasından çıkardığı Küskünüm albümü Türkiye'de tüm zamanların en çok satan albümüdür.[18][19] Albüm sadece yasal olarak 12 milyondan fazla satmıştır.[20][21][22]

    1987 yılında Elenor Müzik firmasıyla 5. albümü olan Gitme albümü yayımlanmıştır. Albüm satış rekoru kırmış ve albüme ismini veren Gitme şarkısı 1987 yılının en iyi şarkısı seçilmiştir.[23]

    1990 yılında Uğur Plak firmasından çıkardığı Benim Kaderim / Arkadaş Kurbanıyım albümünde yer alan Benim Kaderim şarkısında pes ve tiz seslerin aynı anda okunmasıyla Türkiye'de ilk kez çift ses kullanılmıştır.

    1998 yılında ise Gürses'in o dönemde 14 yıl boyunca albümlerini çıkardığı Elenor Müzik firmasıyla Müslüm Gürses Klasikleri albümünü yaptıktan sonra Gürses'in Elenor Müzik firmasıyla yolları ayrılmış ve 1999 yılında Ulus Müzik'e transfer olmuştur. Gürses'in 1999 - 2001 yılları arasında Elenor Müzik etiketiyle yayımlanan Garipler, Arkadaşım, Zavallım, Müslüm'ce Türküler 2001 ve Sadece (Türk Sanat Müziği) albümlerinde yer alan şarkılar Gürses'in 1999'dan önce seslendirdiği şarkılardır.[24]

    1 Şubat 2006'da Gönül Teknem / Sen Olmayınca adlı albümü Seyhan Müzik etiketiyle raflardaki yerini almıştır. Daha sonra Gürses’in yazar Murathan Mungan’la hazırlıkları 2 yıl süren ortak projesi “Aşk Tesadüfleri Sever” 18 Nisan 2006’da Pasaj Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı. Mungan’ın sözlerini yazdığı, David Bowie’den Garbage’a, Leonard Cohen’den Jane Birkin’e birçok yabancı müzisyenin bestesini yaptığı şarkıları seslendirdi.

    Sonra 6 Şubat 2009'da yine Pasaj Müzik firmasından çarpıcı bir albüm olan "Sandık" albümü ile Müslüm Gürses sahnelere geri döndü. Albümde Gürses'in Öykü Gürman ile düet yaptığı Sarıl Bana şarkısı 3 günde 1,5 milyon satarak rekor kırmıştır.[25] Böylece Gürses internet alanında da kendi rekorunu elde ederek Türkiye'de tek şarkı üzerinden yasal olarak en çok satan sanatçı olmuştur.

    2010 yılının Kasım ayında yeniden Pasaj Müzik ile "Yalan Dünya" isimli bir albüme imza attı.

    Gürses'in ölümünden sonra da albümleri yoğun ilgi görmeye devam etmiş ve ölümünden sonra ilk 4 günde en az 1 milyondan fazla sattığı söylenmiştir.[26][27]

    2013 yılında ise Gürses'in tamamlayabildiği son albüm olan Veda - Ervah-ı Ezelde albümü için Gürses hayattayken "Ölürsem albümün adını Veda koyun." şeklinde vasiyetinde bulunmuş ve ölümünden 40 gün sonra çıkan bu albüm, albüm satışlarının az olmasına rağmen sadece 2 saatte 25 bin satarak tükenmiştir.[28]

    Korsan albümü en çok çıkan sanatçı olmakla birlikte bir gazetede Gürses'in sadece 6 ayda 20 kaset yaptığı yazılmıştır.

    Doğum tarihi karışıklığı[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses'in doğum tarihi kimliğinde 5 Temmuz 1953 olarak belirtilmiştir[29] fakat Gürses 16 Eylül 1998'de Esra Ceyhan'ın sunduğu Esra Ceyhan Show programında ve 26 Ocak 2007'de Beyazıt Öztürk'ün sunduğu Beyaz Show programında gerçek doğum tarihini 7 Mayıs 1953 olarak açıklamıştır.[30][31]

    Geçirdiği trafik kazası[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses 1978 yılında Tarsus'tan Adana'ya dönerken alkollü araç kullanan şoförün yolda duran tırı fark edememesi sonucu büyük bir kaza gerçekleşerek şoför hayatını kaybetmiş, Gürses ise öldü sanılarak morga kaldırılmıştır. Sonra Gürses'in yaşadığı fark edildikten sonra hemen ameliyata alınmıştır. Gürses'e ameliyatta beynini koruyacak plaka takılmış ve alnına alacağı en ufak bir darbede kör olma hatta ölme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktı. Gürses bu plakadan dolayı sorulara geç cevap verecek olması nedeniyle insanlar Gürses'i alkollü zannetmiştir. Koku alma duyusunu tamamen, işitme duyusunu da %50 yitirmiş ve yavaş konuşmaya başlamıştır. Gürses geçirdiği kaza ile ilgili olarak şunları söylemiştir: "78-79 yılıydı. Tarsus'ta bir gazinoda konserim vardı. Şoför arkadaşımız beni her gece iş bittikten sonra evime götürüyordu. Yine gecelerden biri program bitti, arabaya bindik ama içimden bir ses arkaya otur dedi. Program yorgunluğundan olsa gerek sızmışım. Sonra yolda duran bir tıra çarpıyoruz. Yolda jandarmalar tesadüfen fark etmese ölebilirdim. Sonra alıp hastaneye götürmüşler… Ben ölümü yaşadım aslında… Bana göre yeniden hayata dönmüş olmam, Allah’ın bir lütfudur. Alın kemiğim un ufak olduğu için en küçük bir darbede ölebilir ya da kör kalabilirim… Ameliyatta alnıma beynimi koruyacak plaka gibi bir şey taktılar… O korkunç kazadan sonra koku alma duyumu yitirdim… Hiçbir kokuyu alamıyorum ne yazık ki şimdi… Çok kuvvetli parfümler ispirto kokusu veriyor bana… Ayrıca işitme duyumu da yüzde elli yitirdim… Çok ağır işitirim… Neyse, buna da şükür, yaşıyoruz işte…"

    Jiletli konserleri[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses'in konserlerinde tarihte eşi ve benzeri dahi görülmeyen manzaralar ortaya çıkmıştır. Gürses konserlerinde taşkınlıklar yaşanmış, izleyiciler kendilerini jiletleyerek zarar vermişlerdir.[32][33] Gürses, konserlerinde yaşanan taşkınlıkların üzerine Çocuklar yapmayın, kendinizi çok güç duruma sokuyorsunuz, yapmayın bunu yapmayın. Konser yaptığımızın farkına varamıyoruz, ne yapayım şimdi ben. dese de hayranlarına dinletememiştir.[34] Müslüm Gürses konserlerinde taşkınlıkların yaşanması nedeniyle konser alanlarını birçok kez terk etmek zorunda kalmıştır.[35][36] 12 Aralık 1999'da ise Gürses'in Sivas'ta verdiği konser sırasında henüz daha ikinci şarkısını seslendirirken yeterli güvenlik önlemlerinin alınmamasından dolayı kavgalar başlamıştır. Olayların yaşandığı sırada bir hayranı Gürses'e çiçek vermek istemiş ve hayranı ile korumalar arasında tartışma çıkmıştır. Çıkan tartışmada hayranının yumruğu Gürses'in suratına gelmiş ve hayranı tarafından gözü morartılmıştır.[37][38]

    Bıçaklanma olayı[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses bir gün Bursa'da verdiği konserde kendisine aşırı sevgi duymasından dolayı hayranı tarafından bıçaklanmıştır.[39][40] Daha sonra Gürses kendisini bıçaklayan hayranından şikayetçi olmamıştır ve affetmiştir.[41][42]

    Sesi hakkında yapılan testler[değiştir | kaynağı değiştir]

    1995 yılında Japonya'daki bir ses laboratuvarında Japon ses mühendisleri tarafından Müslüm Gürses’in sesi incelenmiş ve yapılan testler sonrasında Gürses'in sesini yüzde yüz kusursuz kullandığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.[43][44][45] Müslüm Gürses'in ses genişliği en az 3.5 oktavdır, bu ses genişliği operacılarda bulunmaktadır.[46][47]

    Dinleyici kitlesi[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses'in dinleyici kitlesi birçok araştırmaya konu olmuştur. Doktora tezleri dahi yazılmıştır (Mesela 2002/ Bağlam Yayıncılık: Caner Işık/Nuran Erol, "Arabeskin Anlam Dünyası ve Müslüm Gürses Örneği").

    Ölümü[değiştir | kaynağı değiştir]

    Müslüm Gürses, 15 Kasım 2012 Perşembe günü Memorial Hastanesi'nde geçirdiği by-pass ameliyatından sonra akciğer ve kalp yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldı ve solunum cihazına bağlandı. Gürses, 3 Mart 2013'te, yaklaşık dört aydır tedavi görmekte olduğu İstanbul Memorial Hastanesinde öldü. 4 Mart 2013 günü Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.[48][49]

    Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses'in ölümünden sonra Şanlıurfa Valiliği tarafından Gürses'in anısına müze yapmış ve 5 Ekim 2013'te Müslüm Gürses Müzik ve Sanat Müzesi açılmıştır.[50] Müzeyi yıl boyu ortalama 200 bin kişinin ziyaret ettiği söylenmiştir.[51]

    Ölümünden sonra yayımlanan şarkılar[değiştir | kaynağı değiştir]

    Müslüm Gürses'in ölümünden sonra Bayar Müzik firmasından 1, Seyhan Müzik firmasından 1, Kadırga Müzik firmasından 17, Elenor Müzik firmasından 22, Topkapı Plak firmasından 2 olmak üzere resmî olarak yayımlanmamış toplam 43 şarkısı yayımlanmıştır. Gürses'in resmî olarak yayımlanmayan bazı şarkıları arasında Seni Sevmeyen Ölsün, Sarı Saçlarından Sen Suçlusun, Eyvah Neye Yarar, Yalnızım, Yıkılmışım Ben gibi şarkılar bulunduğu açıklanmıştır.[52]

    Diskografi[değiştir | kaynağı değiştir]

    Stüdyo albümleri[değiştir | kaynağı değiştir]

    45'likler[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses Ömür Plak'tan 4, Sarıkaya Plak'tan 2, Palandöken Plak'tan 13, Bestefon Plak'tan 4, Hülya Plak'tan 15, Çın Çın Plak'tan 2, Saner Plak'tan 1 olmak üzere hayatı boyunca toplam 41 adet 45'lik plak çıkarmıştır.[53][54] Ölümünden 7 yıl sonra 2020 yılında ise Müslüm Gürses'in 1971 yılında Bestefon Plak firmasına okumuş olduğu ancak o dönemde piyasaya çıkarılmayan 45'lik plağı 49 yıl sonra dijital olarak yayımlanmıştır.[55]

    Tekliler[değiştir | kaynağı değiştir]

    Filmografisi[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses 40 filmde oynamıştır. Bu filmler şunlardır:


    TV programları[değiştir | kaynağı değiştir]

    Reklam filmleri[değiştir | kaynağı değiştir]

    Vasiyeti[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses filminin çekilmemesini vasiyet etmiştir. Biyografisini film haline getirmek isteyenleri her defasında reddetmiştir. Gürses 2007 yılında ise bir film teklifini kabul etmiş fakat çekimlerin başlamasına birkaç ay kala Gürses, babası Mehmet Akbaş'ın annesi Emine Akbaş'ı öldürmesinin de filmde yer alacağına dair haberler çıkmasına kızarak finalde kendisinin de görüneceği filmi iptal etmiştir.

    Aile içinde yaşanan dramın beyaz perdeye yansımasını istemeyen Gürses, Muhterem Nur'a sık sık "Bana bir şey olursa hayatımın filme çekilmesine izin verme" dedi. Gürses ölümünden önce gelen yeni teklifler üzerine Nur'a filminin çekilmemesini vasiyet etmiştir.[56]

    Filmi[değiştir | kaynağı değiştir]

    Ketche ve Can Ulkay'ın yönettiği ve Müslüm Gürses'in hayatını konu alan Müslüm filmi, 26 Ekim 2018'de vizyona girdi.[57] Filmde Gürses'in gençliğini Şahin Kendirci, yetişkinliğini ise Timuçin Esen canlandırdı. Müslüm filmi 6.5 milyona yakın seyredilerek Türkiye'de tüm zamanların seyirci rekortmeni filmleri listesinde 5. sırada,[58] tüm zamanların seyirci rekortmeni dram filmleri listesinde ise 1. sırada yer almaktadır.[59]

    Filmindeki yanlışlıklar[değiştir | kaynağı değiştir]

    Gürses'in hayatını konu alan filmde bazı yanlışlıklar bulunmaktadır.

    1984 yılının ilk aylarında ise Gürses gazinoda çalışırken yanında Muhterem Nur da bulunurken Zeki Müren ziyaret etmiştir. Müren, Gürses hakkında Nur'a şunları söylemiştir: "Aferin sana Muhterem, bu derbeder adamı bir güzel düzene sokmuşsun."

    2013 yılında ise Nur, bir röportajda Gürses'e içkiyi bıraktırması söylenmesi üzerine şunları söylemiştir: "İşte o zaman, Müslüm’le ömrümün sonuna kadar beraber olurum dedim. O kısa zamanda beni kurtardı; ben, onu kurtardım!"[60]

    Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

    Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]

    Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org

    M�sl�m G�rses'in babas� ne zaman �ld�? M�sl�m G�rses'in babas� Mehmet Akba� kimdir?

    M�sl�m G�rses'in babas� ne zaman �ld�? M�sl�m G�rses'in babas� Mehmet Akba� kimdir?

    Bu ak�am Tv8 ekranlar�nda saat 20:00'da izleyicilerle bulu�acak olan M�sl�m filmi hakk�nda ara�t�rmalar yap�lmaya ba�land�. M�sl�m filminde; M�sl�m G�rses’in babas� Mehmet Akba�, karde�i Ahmet Akba� ve Zeyno Akba� ile ilgili kesitler de yer al�yor. M�sl�m G�rses’in prostat kanseri nedeniyle tedavi g�ren ve annesini �ld�rd��� i�in y�llard�r g�r��medi�i 75 ya��ndaki babas� Mehmet Akba� 2010 y�l�nda vefat etti. M�sl�m G�rses'in babas� Mehmet Akba� hakk�nda merak edilenlerin t�m�ne haberimizin detaylar�ndan ula�abilirsiniz. 

    M�SL�M G�RSES'�N BABASI MEHMET AKBA� K�MD�R?

    M�sl�m G�rses’in babas� Mehmet Akba�’t�r. M�sl�m G�rses’in prostat kanseri nedeniyle tedavi g�ren ve annesini �ld�rd��� i�in y�llard�r g�r��medi�i 75 ya��ndaki babas� Mehmet Akba� 2010 y�l�nda vefat etti.

    Milliyet’in haberine g�re yakla��k 40 y�l �nce erkek karde�i �ld�r�len G�rses, Urfa'da ya�ad��� k�y� terk edip ailesine k�st�. Ard�ndan G�rses'in babas� Mehmet Akba�, e�iyle Adana'ya g�� etti ve bir s�re sonra da e�ini �ld�r�p cezaevine d��t�.

    Bu olay�n ard�ndan G�rses, babas�na tamamen k�st� ve cezaevinde ziyaretine gitmedi�i babas�n� daha sonra tahliye olduktan sonra bir kez bile g�rmedi. Cezaevinden ��kt�ktan sonra Urfa'ya d�nen baba Akba�, yeniden evlenip �ay oca��nda �al��maya ba�lad�. G�rses'in g�r��mese de zaman zaman maddi olarak yard�mda bulundu�u babas� 2007 y�l�nda yapt��� bir r�portajda, "Benim �olu�um �ocu�um yok. M�sl�m G�rsesmi�, beni hi� ilgilendirmez. Benim o�lummu�. Bir g�n gelip Mehmet Akba� diye �a��ran oldu mu kap�da?" diyerek sitem etti.

    M�SL�M G�RSES’�N KARDE�LER�

    2 karde�i olan M�sl�m G�rses'�n k�z karde�i Zeyno Akba� babas� taraf�ndan 2 ya��nda �ld�r�l�r erken karde�i Ahmet ise askerken firar eder ve askerler taraf�ndan �at��mada �ld�r�ld��� iddia ediliyor.

    �DD�A YALANLANDI!

    H�rriyet’in haberine g�re arabesk m�zi�inin �nde gelen isimlerinde M�sl�m G�rses’in hayat�n� anlatan M�sl�m filminin kurgusu tart��maya neden oldu. Gi�e rekorlar� k�ran filmde M�sl�m G�rses’in babas� Mehmet Akba�’�n, Adana’da, e�i Emine’yi evinde b��aklayarak, kundaktaki k�z� Ezo’yu da kunda��yla birlikte duvara vurarak �ld�rd��� y�n�ndeki kurgunun ger�ek olmad��� mahkeme kay�tlar�yla ortaya ��kt�.

    Tutanaklara g�re, 29 May�s 1969’da Mehmet Akba�, Hatay’�n �skenderun il�esine g�� haz�rl��� yapt��� s�rada �ok �zledi�i �ocuklar�n� g�rmek i�in eski e�inin oturdu�u eve gitti. Bu s�rada yolda kar��la�t���, 2 �ocu�undan k����� olan 8 ya��ndaki Ahmet’i sevmek istedi, ard�ndan da yan�nda g�t�rmek i�in ikna etmeye �al��t�. Ancak k���k �ocuk annesi ile kalmak istedi�ini s�yleyerek a�lamaya ba�lad�. Mehmet Akba�, o�lunu ikna etmek isterken bo�and��� Emine Demird�ver gecelikle soka�a ��k�p, Ahmet’i eve g�t�rmek istedi. Bu s�rada Akba�, �zerinde ta��d��� b��a�� �ekip, Emine Demird�ver’i �ok say�da b��ak darbesiyle yaralad�. Hastaneye g�t�r�len Demird�ver, kurtar�lamad�.

    M�SL�M G�RSES NE ZAMAN HAYATINI KAYBETT�?

    Arabesk m�zi�in usta isimlerinden biri olan ve kendine has tarz� ile milyonlar�n sevgisinin kazanan M�sl�m G�rses, 3 Mart 2013 y�l�nda aram�zdan ayr�ld�. Vefat� ile sevenlerini yasa bo�an sanat��n�n ac�s�, y�reklerin en derininde ya�an�yor. Zirveye taht kurmu�, milyonlarca ki�i taraf�ndan sevilen ve alb�mleri milyonlar satan bir sanat�� olmas�na ra�men m�tevazi ve mahcup tav�rlar� olan usta sanat��, aradan y�llar ge�se de unutulmuyor.

    M�SL�M G�RSES'�N BABASI NE ZAMAN �LD�?

    M�sl�m G�rses’in babas� Mehmet Akba�’t�r. M�sl�m G�rses’in prostat kanseri nedeniyle tedavi g�ren ve annesini �ld�rd��� i�in y�llard�r g�r��medi�i 75 ya��ndaki babas� Mehmet Akba� 2010 y�l�nda vefat etti.

    Yazı kaynağı : www.star.com.tr

    M�sl�m G�rses'in babas� Mehmet Akba� kimdir? Mehmet Akba� ne zaman ve nas�l �ld�?

    İşte Müslüm Gürses'in babasının annesini öldürdüğü mahkeme dosyası

    İşte Müslüm Gürses'in babasının annesini öldürdüğü mahkeme dosyası

    Vizyona girdiği ilk günden itibaren gişe rekorları kıran “Müslüm” filmi, bir tartışmayı da beraberinde gündeme getirdi. Filmde, Müslüm Gürses’in öz babası Mehmet Akbaş, eşini ve kızını öldürüyordu.

    Bu olay, film vizyona girer girmez yeni tartışmalara yol açtı. Odatv imtiyaz sahibi Soner Yalçın Sözcü gazetesindeki köşesinde bu olayı gündeme taşıdı. Yalçın yazısında, “Kızını öldürdüğünü hiç duymadık. (Keşke Adana’da bir gazeteci şu cinayet dosyasını bulup açıklığa kavuştursa!). Tarihe hakikat mirası bırakmak lazım; senaryo ayrıdır, gerçek apayrı!” diyerek çağrıda bulundu.

    Yalçın’ın çağrısına yanıt Adana’dan değil Erzurum’dan geldi.

    CİNAYET KARARI 4 SAYFA

    Erzurumpost’tan Macit Gürbüz’ün 48 yıl sonra ulaştığı cinayet dosyası çok ilginç detaylar içeriyor. Karar Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait. Merhum Müslüm Güres’in babası, eşi Emine’yi 29 Mayıs 1969’da öldürmüş. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkûmiyet karar tarihi ise, 3 Kasım 1970. Mahkeme Başkanı Hâkim A. Rıza Turcan, üyeler Mürüvet Talu ve Ali Kilisli. Dosyanın savcısı da İhsan Güleray. Karar, 4 sayfadan oluşuyor.

    BABA MEHMET AKBAŞ, BOŞADIĞI EŞİNİ ÖLDÜRMÜŞ

    Mahkemenin mahkûmiyet kararında baba Mehmet Akbaş, Süleyman oğlu Ayşe’den doğma, Adana Hürriyet Mahallesi 364. Sokak 62 numarada ikamet ediyor görünüyor, 2 çocuklu, okur –yazar ve sabıkalı. Kasten adam öldürmekten yargılanıyor. Cinayet dosyasında bir bilinmeyene daha ulaşıldı. Mehmet Akbaş, işlediği cinayetten bir süre önce öldürdüğü eşinden boşanmış. Yani boşadığı eşini katletmiş. Olay günü öldürdüğü Emine Akbaş; resmi eşi değil, Emine hanımın soyadı da Demirdöven.

    OLAY NASIL MEYDANA GELDİ

    Mehmet Akbaş, eşinden boşandıktan sonra Adana’dan İskenderun’a göç kararı almış. Çocuklarını görmek için eşinin yaşadığı evin sokağına gelmiş. Amacı oğlu Ahmet ve Müslüm Akbaş’ı görmek. Olaydan çok kısa süre önce Müslüm kardeşi Ahmet’i jilet alması için mahalle bakkalına göndermiş.

    Baba Mehmet Akbaş, sokakta beklerken, 8 yaşındaki Ahmet’i görünce yanına çağırmış, amacı onu da alarak İskenderun’a götürmekmiş. Ahmet, babasının ellerini açarak kucaklama isteğine olumsuz yanıt vermiş ve babasına sarılmamış. Baba onu iknaya çalışırken anne Emine Demirdöven, Ahmet’in arkasından evden çıkmış.

    Ahmet, babasına sarılmak ve onunla İskenderun’a gitmek istemediğini söylemiş. Baba, oğlu Ahmet’i kolundan tutarak zorla götürmek isteyince Ahmet ağlamaya başlamış, oğlunun ağlayıp feryat ettiğini duyan anne oraya gitmiş ve oğlunun elinden tutarak eve doğru yönelmiş. Ahmet ve annesi eve doğru giderken, oldukça öfkelenen baba Mehmet Akbaş, sokaktaki seyyar bir kebapçının tezgâhından aldığı ekmek bıçağı ile eski eşi Emine’ye arkadan saldırarak sırtından ve kalçasından defalarca bıçaklamış. Kanlar içinde kalan Emine hastaneye kaldırılmış ve orada hayatını kaybetmiş.

    “BANA AĞIR KÜFÜRER ETTİ, ELİNDEKİ SOPAYLA VURDU”

    Mehmet Akbaş kaçmış, ancak yakalanmış. Mahkemede, “İskenderun’a gitmeden önce çocuklarımı görmek üzere eski eşimin evinin sokağına gittim. O sırada 8 yaşındaki oğlum Ahmet’i gördüm, yanıma çağırdım. Konuşurken, eski eşim Emine geldi yanımıza. Ahmet’in elinden tutarak götürürken, bana ağır küfürler etti, hakaretlerde bulundu, elinde kalın bir sopa vardı, defalarca bana vurdu, kendimi korumak istedim, o sırada kendimi kaybetmişim, hatırlamıyorum bıçakladığımı” diye ifade veren Akbaş, görgü tanıklarının bu iddiayı yalanlaması üzerine mahkûmiyet almış. Tanıklar, küfürleşme ve hakaretin söz konusu olmadığını, hatta ikisi arasında karşılıklı konuşmanın dahi geçmediğini, sadece Emine Demirdöven’in çığlıklarını duyduklarını söylemiş.

    20 YIL AĞIR HAPİS

    Mahkeme, tanık ifadeleri ve otopsi raporunu göz önünde bulundurarak Mehmet Akbaş’a önce eylemine uyan TCK’nın 448. Maddesi gereğince 24 yıl ağır hapisle cezalandırmış. Ardından da pişmanlık duyması ve mahkemedeki hal ve tavırları nedeniyle cezasında 1/6 oranında (4 yıl) indirime gitmiş ve Akbaş’a 20 yıl ağır hapis cezası vermiş.

    FİLMDEKİ SAHNELER YA KURGU YA DA YANLIŞ

    Filmde Müslüm Gürses’in babası eşini evde bıçaklayarak, kundaktaki kızı Ezo’yu da kundağıyla birlikte duvara vurarak öldürse de, mahkeme tutanaklarında böyle bir kayıt ve detay yok. Bu durum, ya filmin kurgusu ya da fahiş bir hata. Filmde bıçaklanarak öldürüldüğü iddia edilen Müslüm Baba’nın kız kardeşi Ezo’ya ait mahkeme kararında tek bir satır dahi geçmiyor.

    EZO, FİLMDE KUNDAĞIYLA DUVARA VURULARAK ÖLÜYOR AMA GERÇEK HİÇ TE ÖYLE DEĞİL

    Yani baba Mehmet Akbaş, evlat katili değil, sadece eşini öldürmekten yargılanıyor ve ceza alıyor. Filmde; Emine Demirdöven, evde bıçaklanarak öldürülürken, gerçekte sokakta katlediliyor. Kurgu mudur, araştırılmadan kulaktan dolma bilgilerle mi film senaryosu yazılmış bilinmez ama mahkeme kararında yazan gerçek bu şekilde.

    Odatv.com

    Yazı kaynağı : www.odatv4.com

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap