Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    peri bacaları karstik arazilerde mi görülür

    1 ziyaretçi

    peri bacaları karstik arazilerde mi görülür Ne90'dan bulabilirsiniz

    Peri bacaları nasıl oluşmuştur? Peri bacaları hakkında kısaca bilgi

    Peri bacaları nasıl oluşmuştur? Peri bacaları hakkında kısaca bilgi

    Türkiye’de peribacası oluşumları Afyon (İhsaniye-İscehisar, Özburun-Bolvadin), Aksaray (Selime-Ihlara), Ankara (AbacıKızılcahamam), Erzurum (Yoldere-Narman, Çiftlik-Aşkale, BalıklıUzundere), Horasan-Karakurt arasında, Kayseri (Soğanlı-Yeşilhisar), Kırıkkale(Hasandede), Uşak (Kayaağıl), Manisa (Durhasan-Demirci, Yurtbaşı-Kula), Kütahya(Yeniköy-Simav), Van (Yavuz-Başkale) gibi muhtelif yerlerde vardır. Bu yörelerdeki peribacaları sınırlı bir alana sahiptir. Ürgüp-Uçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasında, Çat kasabası civarında, Kayseri-Soğanlı vadisinde ve Aksaray Selime Köyü civarında yaygındır.

    Erciyes, Melendiz, Hasandağ ayrıca bugün aşınımla ortadan kalkmış olan başka merkezlerden çıkan malzeme kuzey-güney yönünde 170 km, batıdan doğuya 150 km kadar sürüp giden alanı biçimlendirmişlerdir (Tuncer, 2000; 27). Volkanik faaliyet Üst Miosen’den Holosen’e kadar sürmüştür. Bu faaliyet sonucunda kalınlığı 400 metreye ulaşan tüf, tüfit ignimbrit, kumtaşı, kiltaşı, kalker ve marnlardan oluşan Ürgüp Formasyonu olarak nitelendirilen volkanosedimenter birim oluşmuştur. Üst Pliosen-Pleistosen’de Kızılırmak ve kolları volkanik araziye yerleşerek kanyonlar oluşturmuş ve yamaçlarında peribacaları ile badlands topografyası gelişmiştir.

    PERİ BACALARI NASIL OLUŞTU?

    Peribacalarının oluşumunda, sahanın bilhassa jeolojik, jeomorfolojik ve klimatolojik özellikleri önemlidir. Kaya türü, ardalanma düzeni, tabaka eğimi, çatlak sistemi ve petrografik yapı oluşumda etkili olan jeolojik özelliklerdir. Sahanın jeomorfolojik gelişimi ile peribacası
    oluşumu arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Peribacaları gelişebilmesi için aktif bir yamaç şekillenmesine ihtiyaç vardır. Litolojik
    birimlerin ise bu yamaç üzerinde yüzeylenmesi gereklidir.

    Peribacaları, özgün jeolojik yapı üzerinde jeomorfolojik süreçlerin etkisiyle meydana gelmiş yer şekilleridir (Emre ve Güner, 1988; 27).
    Peribacaları, kurak ve yarı kurak morfoklimatik yörelere özgüdür. Bu nedenle iklim koşulları önemlidir. Şiddetli sağanak şeklinde düşen
    yağışlar, sel tipi akışlara neden olmakta, formasyonu oluşturan tabakaların arasındaki direnç farklılığından yararlanarak selektif aşındırma yapmakta, böylece yamaçlar dikey ve yatay yönde aşındırılarak peribacaları gelişmektedir. Uçhisar-Nevşehir-Avanos-Ürgüp çevresindeki peribacaları Kızılırmak Nehri ve kollarının oluşturduğu kaide seviyesine göre teşekkül etmiştir. 

    Peribacaları en iyi şekilde yatay yapılı piroklastik materyalin bulunduğu alanlarda görülür. Yamaç eğimi yüzde 70-80’den fazla olursa
    yamaçta badlands topografyası gelişir.

    Rüzgârın bu şekillerin oluşumu üzerinde etkisi tam olarak tespit edilememiştir. Bununla birlikte araştırmacılardan bazıları, peribacalarının
    şekillenmesinde, şiddetli rüzgârların ve özellikle taşıdığı küçük tanelerin sürtünmesiyle oluşan erozyonun da bir ölçüde etkili olduğunu ileri
    sürmektedir.

    Peribacaları gövde ve başlık (şapka, takke) olmak üzere iki kısımdan oluşurlar. Peribacası oluşumunda litolojik birimlerin direnç farklılıkları oldukça önemlidir. Başlığı oluşturan litolojik birim gövdeyi oluşturan birime göre aşınıma karşı daha dayanaklıdır. Gövde genel olarak tüf, ignimbrit ve tüfitlerden başlık kısmı ise bazaltik, andezitik, dasitik kökenli dirençli kayaçlardan yapılıdır. Dirençli unsurun bulunmadığı yerlerde badlands topografyası gelişmektedir.

    Peribacaları, uzun ömürlü şekiller değildir. Peribacasını oluşturan süreçler aynı zamanda onların tahribine ve ortadan kalkmasına da yol
    açmaktadır.

    Peribacaları dört aşamada meydana gelmektedir:

    İlk aşama: Dirençsiz volkanik depo ve tüflerin taşınması, sert lahar ve ignimbritlerin yamaçta açığa çıkması,

    İkinci aşama: Lahar ve ignimbritlerin zayıf hatlar ve çatlaklar boyunca yüzeysel akışlar ve akan sular tarafından küçük vadiler ve
    oyuntularla şekillendirilmesi,

    Üçüncü aşama: Peribacalarının oluşumu. Oyuntular içinde suların toplanması erozyonu hızlandırır ve dirençli tabakadan oluşan
    başlık erozyona karşı altındaki tüfleri korur.

    Dördüncü aşama: Tüf tabakaları aşındığı zaman başlık düşmekte peribacası yıkılmaktadır.

    Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

    Peribacası

    Peribacası

    Peribacası, ince uzun, kurak havzalardan ve kırgıbayır yüzeylerinden çıkan, vadi yamaçlarından inen sel sularının yeri aşındırmasıyla oluşan bir kaya oluşumudur. Peri bacalarının gövdeleri genellikle yumuşak minerallerden ve tepesi sert, daha zor aşınan kayadan oluşur. Gövdeleri genellikle konik şekle sahiptir. Şekilleri erozyon biçimlerine göre değişir. Farklı mineral katmanları (sedimanter ve volkanik kayaç) gövdelerinde farklı renklere sebep olabilir. Çapları 1 ila 15 metre arasında değişir, bu sınırlamanın dışına çıkan oluşumlar peri bacası olarak sınıflandırılamazlar. Peri Bacaları esas olarak çölde kuru ve sıcak bölgelerde bulunur. Yaygın kullanımda kukuletalar (üzerindeki şapka tipi kayaç) veya kuleler arasındaki fark, kukuletaların totem direği şeklindeki bir gövdeye sahip olarak tanımlanırken değişken bir kalınlığa da sahiptir.

    Hoodoolar (Peri bacası) çoğunlukla çölde kuru ve sıcak bölgelerde bulunur. Yaygın kullanımda, kapüşonlular ve tepeler (veya kuleler) arasındaki fark, kapüşonların genellikle "totem direği şeklinde bir gövdeye" sahip olarak tanımlanan değişken bir kalınlığa sahip olmasıdır. Ancak sivri uç, zeminden yukarı doğru sivrilen daha pürüzsüz bir profile veya tek tip kalınlığa sahiptir.

    Hoodoos, ortalama bir insanın boyundan 10 katlı bir binayı aşan yüksekliklere kadar değişir. Hoodoo şekilleri, değişen sert ve daha yumuşak kaya katmanlarının erozyon modellerinden etkilenir. Farklı kaya türleri içinde biriken mineraller, kaputoların yükseklikleri boyunca farklı renklere sahip olmasına neden olur.

    Oluşumu[değiştir | kaynağı değiştir]

    Peri bacaları genellikle yüzeyde sert bir kaya (ör. sert kum taşı, kireç taşı, bazalt, ingimbirit vb.) ve yerin altında yumuşak minerallerin (ör. kum, tüf) olduğu bölgelerde bulunur. Su, yerin üstüne çıkan kayaların arasından akarak sert tabanı aşındırıp yok ettikten sonra yumuşak yüzeyi ortaya çıkarır. Tabanın üstüne çıkan kaya parçaları daha az akıntı gördükleri için sağlam kalır. Yumuşak yüzey büyük oranda erozyona uğrar ve suya karışır, ancak üstünde hâlâ kaya bulunan bölgeler basınçtan dolayı yapısal bütünlüğünü sağlar, erozyona dayanır ve konik bir kaya oluşumu meydana gelir. Bu nedenden dolayı tepeleri düşen peri bacaları oldukça kısa süre içinde erozyona uğrar ve yok olur.[1]

    Peri bacalarının oluşumu birden çok hava durumu olayının sonucudur. Yağmur, kar, sel ve rüzgâr sonucu olarak meydana gelirler. Yağmurun asitliği yüksek olan yerlerde kayaçta ki karbonik asidin yağmur suyuna karışması ve bundan dolayı kirecin erozyona uğraması söz konusudur. Kireç bakımından daha az zengin olan kayaçlar bu nedenle daha az yağmur ile erozyona uğrama riski taşırlar. Daha dayanıklı peri bacaları, şapkalarında dolomit içerir. Dolomit, yüksek oranda magnezyum içerir ve dolayısıyla suda daha yavaş çözünür. Bu nedenle de altındaki yumuşak katmanı korur.

    Hoodoo oluşumları genellikle Colorado Platosu'nda ve Kuzey Büyük Ovaların Badland bölgelerinde (her ikisi de Kuzey Amerika'da) bulunur. Kapüşonlular bu alanlara dağılmış olsa da, dünyanın hiçbir yerinde ABD'nin Utah eyaletinde bulunan Bryce Kanyonu Ulusal Parkı'nın kuzey kesiminde olduğu kadar bol değildir.[2] Kapüşonlular ayrıca, San Rafael Swell'in doğu tarafındaki Goblin Valley Eyalet Parkı'nda ve Güneydoğu Arizona'daki Chiricahua Ulusal Anıtı'nda birkaç yüz mil uzakta oldukça belirgindir.[3] Sombrerete, Meksika'da Sierra de Organos Ulusal Parkı'nda bazı kapüşonlular bulunur.

    Kapadokya (peribacası), evlerin oluşumlarına oyulmuş olduğu Kapadokya bölgesinde de bulunur. Bu kapüşonlular, 2005–2009 Türk 50 yeni liralık banknotunun arka yüzünde tasvir edilmiştir.[4]

    Ermenistan'da Hoodoos, Goris, Khndzoresk, Hin Khot ve Syunik marzında birçoğunun bir zamanlar oyulduğu ve yaşadığı veya kullanıldığı birçok yerde bulunur.

    Fransızcada, oluşumlara demoiselles coiffées (saç kesimli bayanlar) veya cheminées de fées (peri bacaları) denir ve birkaçı Alpes-de-Haute-Provence'de bulunur; en iyi bilinen örneklerden biri Demoiselles Coiffées de Pontis adlı oluşumdur.[5][6]

    Tayvan'ın kuzey kıyısındaki kaplumbağa taşları, kıyı düzenlemeleri için sıra dışı. Miyosen döneminde deniz tabanının okyanustan hızla yükselmesiyle oluşan taşlar.[7] Wanli'deki ikonik örnekler durumunda erozyonu yavaşlatmak için çaba gösterildi.

    Japonya'nın Tokushima Eyaletindeki Awa Kum Sütunları, sıkıştırılmış çakıl ve kumtaşı katmanlarından yapılmış kaputlardır.[8]

    Sırbistan'daki Đavolja Varoš (Şeytanın Kasabası) kaputları, yerel halk tarafından yeryüzü piramitleri veya kuleler olarak tanımlanan yaklaşık 200 oluşum içerir. 1959'dan beri Đavolja Varoš devlet tarafından korunmaktadır. Site aynı zamanda Doğanın Yeni Yedi Harikası kampanyasında da aday oldu.[9]

    Alberta, Drumheller'daki kaplumbağalar, Kretase Dönemi'nde 70 ila 75 milyon yıl önce çökelmiş kil ve kumdan oluşuyor. Bu kaplumbağalar, altta yatan taban, çoğu jeolojik yapıdan daha hızlı, yılda yaklaşık bir santimetre hızla, kapsül taşlarına kıyasla daha hızlı bir şekilde aşındığından benzersiz bir mantar benzeri görünümü koruyabilir.[10]

    Hoodoo Formation.jpg

    Hoodoos tipik olarak, çamurtaşı, zayıf çimentolu kumtaşı veya tüf (konsolide volkanik kül) gibi nispeten yumuşak bir kayanın kalın bir tabakasının, iyi çimentolanmış kumtaşı, kireçtaşı gibi ince bir sert kaya tabakasıyla kaplandığı alanlarda oluşur. veya bazalt. Buzlu dağlık vadilerde, yumuşak aşınmış malzeme buzul olabilir, ta ki koruyucu kapak taşları kasadaki büyük kayalar hâline gelene kadar. Zamanla, dirençli katmandaki çatlaklar, altındaki çok daha yumuşak kayanın aşınmasına ve yıkanmasına izin verir. Hoodoos, dirençli katmanın küçük bir başlığının kaldığı yerde oluşur ve alttaki yumuşak katmanın bir konisini erozyondan korur. Aşağıya doğru bastıran ağır başlık, kaputunun kaidesine erozyona direnme gücünü verir. Zamanla, yumuşak katmanın aşınması başlığın altının kesilmesine, sonunda düşmesine ve kalan koninin daha sonra hızla aşınmasına neden olur.

    Tipik olarak, kaputlar, kanatçık olarak bilinen bir kaya oluşumunun kenarlarını aşındırmak için sürekli birlikte çalışan birden fazla hava koşullandırma sürecinden oluşur. Örneğin, Bryce Kanyonu'ndaki birincil ayrışma kuvveti donma etkisidir. Bryce Canyon'daki kapüşonlular her yıl 200'den fazla donma-çözülme döngüsü yaşar. Kışın su şeklindeki eriyen kar, çatlaklara sızar ve geceleri donar. Su donduğunda, neredeyse %10 oranında genişler, çatlakları yavaş yavaş açarak, asfalt bir yolda bir çukurun oluşmasına benzer şekilde, onları daha da genişletir.

    Don kamaşmasına ek olarak, yağmur erozyona neden olan başka bir ayrışma sürecidir. Günümüzde çoğu yerde yağmur suyu hafif asidiktir ve bu da zayıf karbonik asidin kireçtaşı tanesini yavaş yavaş çözmesini sağlar. Kapüşonların kenarlarını yuvarlayan ve onlara yumrulu ve şişkin profillerini veren bu işlemdir. İç çamurtaşı ve silttaşı katmanlarının kireçtaşını kesintiye uğrattığı yerlerde, nispeten kireçtaşı eksikliği nedeniyle kayanın kimyasal aşınmaya daha dirençli olması beklenebilir. Daha dayanıklı kaputların çoğu, dolomit adı verilen özel bir tür magnezyum açısından zengin kireç taşı ile kapatılmıştır. Mineral magnezyum ile takviye edilen dolomit, çok daha yavaş bir oranda çözünür ve sonuç olarak altındaki zayıf kalkeri korur. Yağmur aynı zamanda erozyonun da ana kaynağıdır (enkazın kaldırılması). Yaz aylarında, muson tipi yağmur fırtınaları Bryce Canyon bölgesinden geçerek kısa süreli yüksek yoğunluklu yağmur getirir.

    Ayrıca Bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

    Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

    Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org

    PERİ BACALARININ OLUŞUMU

    PERİ BACALARININ OLUŞUMU

    Peri bacaları ülkemizde ve dünyada birçok bölgede görülüyor ancak hiç bir yerde Kapadokya’daki kadar görkemli ve geniş bir alana yayılmış değiller. Kapadokya’nın jeolojik yapısı peri bacalarının oluşmasına ve insanların toprağı kolayca kazıyarak  yer altı şehirleri kurmalarına imkan tanımış. Peri bacaları nasıl oluşmuş, kimler neden yer altında yaşamış  gibi soruları cevaplayacağız. Diğer tüm sorularınızın cevabı için ise Kapadokya Gezi Rehberimiz var. Mutlaka göz atıp yola çıkın.

    Peri Bacalarının Oluşumu

    Kapadokya’nın kendine has coğrafyası, günümüzden on milyon yıl önce yaşanan aktif olan volkanik mekanizmalar olan kalderaların patlamaları sonucu oluşmuş bir yeryüzü şekli.

    Temelde, yanardağlardan çıkan lavlar, platolar, göller ve akarsular üzerinde 100-150 metre kalınlığında tüf (lav ve külden oluşan taş) tabakasını oluşturuyor. Ana volkanlardan püsküren maddelerle şekillenen plato şiddeti daha az küçük volkanların püskürmesiyle sürekli değişime uğruyor. Oluşan bu tüf tabakasının başta Kızılırmak Nehri olmak üzere akarsuların, göllerin ve rüzgârın aşındırmasıyla da günümüzdeki ikonik peri bacaları halini almış oluyor.

    Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olduğundan alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmış. Özellikle Paşabağı civarındaki peri bacaları türünün en belirgin örnekleri. Çünkü bu bölgedeki peri bacaları; konik, şapkalı, mantar biçimli, sütunlu ve sivri kaya formunda. Paşabağı peri bacalarının tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan oluşan konik gövdelerinin tepe kısımlarında bir de ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşan kaya bloğu da bulunuyor. Peri bacalarının kısa veya uzun ömürlü olması, bu şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak değişiyor. Bazı yamaçlardaki renk dalgalanmalarının nedeni ise lav tabakasındaki ısı farkıymış.

    Peri Bacalarında ve Yer Altında Yaşam

    Aslında Kapadokya’da insan yaşamı, ta Paleolitik döneme kadar uzanıyor. İnsanlar bu doğal oluşumları, eski çağlarda gözetleme ve barınma yeri olarak kullanmış, Hristiyanlığın yayıldığı dönemlerde içlerine kiliseler oyarak ibadethaneler yapmış, Roma döneminde ise mezar olarak kullanılmış.

    Zamanında Hititler’in yaşadığı bu topraklar daha sonraki dönemlerde Hıristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuş. Kayalara oyulan evler ve kiliseler, bölgeyi Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçan Hıristiyanlar için sığınak haline getirmiş. 6. ve 7. yüzyıla gelindiğinde Derinkuyu, Kaymaklı, Mazı, Özkonak, Doğala gibi yeraltı şehirleri Arap akınlarına karşı sığınak olarak kullanılmış. Bu sığınaklar önemini yitirdikten sonra Hristiyanlar buraları terk ederek Göreme, Soğanlı, Ihlara vadilerindeki kaya kovuklarına yerleşmişler ve yüzlerce kilise inşa etmişler.

    Kapadokya’daki yer altı şehirlerinde insan yaşamının tarihi milattan öncesine dayanıyor olsa da bugünkü anlamda yamaçlardaki kayalara oyulmuş evlerde yaşama geleneği çok da eski değil 19.yy dan kalma. Bu noktada ana etmen volkanik malzemenin oyulduğunda yumuşak ve kolay şekil alabilir olması ama oksijenle yani hava ile temas ettikçe sertleşmeye başlayıp dayanıklı hale gelmesi.

    Kapadokya sınırları içerisinde 150 ye yakın yeraltı yerleşim yeri bulunuyor ama bunlardan sadece 36 tanesi yeraltı şehri niteliğinde diğerleriyse 2-5 aileyi barındıracak kadar küçük yer altı barınakları. Gezebileceğiniz yer altı şehirleri hakkında bilgiye Kapadokya Gezilecek Yerler yazımızdan ulaşabilirsiniz.

    Yazı kaynağı : www.bizevdeyokuz.com

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap