Bu sitede bulunan yazılar memnuniyetsizliğiniz halınde olursa bizimle iletişime geçiniz ve o yazıyı biz siliriz. saygılarımızla

    temel haklarımızı 18 yaşından sonra kazanırız doğru mu yanlış mı

    1 ziyaretçi

    temel haklarımızı 18 yaşından sonra kazanırız doğru mu yanlış mı Ne90'dan bulabilirsiniz

    4. Sınıf Sosyal Bilgiler Çocuk Olarak Haklarımız konu anlatımı

    4. Sınıf Sosyal Bilgiler Çocuk Olarak Haklarımız konu anlatımı

    Ülkemiz içerisinde doğduğumuz andan itibaren bazı temel haklara sahip oluruz. Bu haklar bizlere cinsiyet, ırk, inanç, dil ve renk farkı olmadan verilen haklardır. Çocuk hakları ile birlikte çocukların hakları yasal ortamda da korunmaktadır. Bu sayede çocukların eşit fırsatlardan yararlanması sağlanmaktadır

     Temel Haklarımız Nelerdir?

    Yaşama hakkı

    Yaşama hakkı, temel hakların başında gelmektedir. Bu hak sayesinde insanların birbirlerinin yaşamını sonlandırmasının önü kapatılmaktadır. Yaşama hakkı sayesinde ülkemiz içerisinde hayatımızı koruyabilmemiz mümkün olmaktadır. Herkesin birbirinin yaşam hakkına saygı gösterme zorunluluğu bulunmaktadır.

    Düşünceyi Açıklama Hakkı

    Aklımızdan çok çeşitli konularda farklı görüşler geçebilir. Düşünceyi açıklama hakkımız sayesinde bu düşünceleri özgürce açıklayabilmemiz mümkün olmaktadır. Böylelikle fikirlerimizi kolaylıkla dile getirebilir ve kendinizi ifade edebiliriz.

    Bir Devletin Vatandaşı Olma Hakkı

    Herkesin, devlet vatandaşı olma hakkı bulunmaktadır. Bu sayede kendimizi bir devletin koruması altına alabilir ve bu devletin sunmuş olduğu fırsatlardan faydalanabiliriz. Genellikle, doğduğumuz ülkenin vatandaşı oluruz ancak zaman zaman aksi durumlar da gerçekleşebilmektedir. Ancak her bireyin en az bir devlet üzerinden vatandaş olma hakkı bulunmaktadır.

    İsme Sahip Olma Hakkı

    Herkesin, bir isme sahip olma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, en önemli hakların başında gelmektedir. Çünkü isme sahip olmamız sayesinde kendi kimliğimizi oluşturabilir ve kendi hayatımızı kurabiliriz. Böylelikle çok daha sağlıklı ve güven içerisinde bir hayat geçirebiliriz.

    Eğitim Hakkı

    Eğitim hakkı, sahip olduğumuz çok önemli bir haktır. Herkesin örgün eğitimden yararlanabilme fırsatı bulunmaktadır. Eğitim almak, kendimizi geliştirmek ve hayatımızı kurmak adına çok büyük önem taşımaktadır. Aldığımız eğitim sayesinde hem kendimize hem de ülkemize çok faydalı vatandaşlar haline gelebiliriz.

    Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı

    Sağlıklı bir çevreye sahip olmak sağlığımız için büyük önem taşımaktadır. Çevremizin sağlıklı olmaması, çeşitli hastalıklara yakalanabilmemize sebebiyet verebilmektedir. Bu durum, çeşitli aşamaları ve sıkıntılı süreçleri beraberinde getirir. Her çocuğun sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı bulunmaktadır. Bu sayede fiziksel olarak çok daha sağlıklı bir hayat sürdürülebilir. Bundan dolayı sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının önemi büyüktür.

    Seçme ve Seçilme Hakkı

    18 yaşını doldurduktan sonra hepimiz seçme ve seçilme hakkına sahip oluruz. Bu hakkımız sayesinde, ülke yönetiminde bizler de söz sahibi olabiliriz. Bu sayede geleceğimiz hakkında fikrimizi ortaya koymak mümkün hale gelmektedir. Yani seçme ve seçilme hakkı sayesinde geleceğimizi belirleme hakkına sahip oluruz.

     Tüm bu haklar, bizlere çok çeşitli fırsatlar sağlamaktadır. Bu fırsatlar aracılığıyla kendi hayatımızı kurabilir ve gelişim içerisinde hayatımıza devam edebiliriz. Tüm bu haklar hayatınızı güvence altına almaktadır. Böylelikle kendimizi geliştirerek mutlu bir yaşam sürebilmemiz mümkün olmaktadır. Sahip olduğumuz tüm temel haklar bazı yasalar aracılığıyla hukuksal alanda güvence altına alınmıştır.

     Temel Haklarımız Nasıl Güvence Altına Alınmıştır?

     Sahip olduğumuz tüm temel hak ve özgürlükler, anayasamız aracılığıyla güvence altına alınmaktadır. Bu sayede, bu hakların devamlılığı kesin ve net şekilde sağlamaktadır. Bu haklar, insan hakları evrensel beyannamesi ile 1949 yılında onaylanmıştır. Yani bu insan hakları, evrensel nitelik taşımaktadır. Dünya üzerindeki tüm vatandaşlar bu haklara sahiptir. Tüm bu insanların bu ortak haklardan faydalanması bireyin, toplumların ve insanlığın gelişmesi adına çok büyük önem taşımaktadır. Bu durumdan dolayı bu haklar tüm toplumlar tarafından kabul edilmiş ve yürürlüğe konulmuştur.

    Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

    Türk hukukuna göre genç: 18 yaş altı

    Türk hukukuna göre genç: 18 yaş altı

    "GENÇ, 18 YAŞ ALTI"

    Ankara Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof Hasan İşgüzar'a göre Anayasa'da açık şekilde tanımı yapılmayan "genç" kavramını, Medeni Kanun tanımlıyor. Medeni Kanun'a göre, 18 yaşını geçmiş her birey "hukuki fiil eylemi açısından" tam yetki ve sorumluluk taşıyor. Seçme ve seçilme hakkı bulunuyor. İşgüzar, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, "gençten kasıt, Medeni Kanun anlamında 18 yaşından küçüklerdir" dedi.

    "ANAYASAL HAKLAR, KANUNLA KISITLANAMAZ"

    Prof İşgüzar'a göre, b temel haklar, Anayasa koruması altında olduğundan da, herhangi bir kanunla kısıtlanmaları sözkonusu değil. Yani, 18 yaşını geçmiş bireylerin, kadın ya da erkek, özel mülkiyette bir evde birarada bulunmalarını kısıtlayacak, bu duruma müdahale olanağı verecek bir kanun, Anayasa'ya "esastan aykırı" olacaktır.

    KOMŞU SADECE, TAHLİYE DAVASI AÇABİLİR

    Komşuların, aynı evi paylaşan 18 yaşını geçmiş kadın ya da erkekler hakkında yapacakları şikayet konusu ise İşgüzar'a göre şöyle;
    Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre komşular, ancak gürültü gibi, evde hayvan beslemek gibi konularda, şikayetçi olabiliyorlar. Ancak şikayet çerçevesinde tek yapabildikleri de, Sulh Hukuk Mahkemesi'ne "gürültüyü giderme, ya da apartman dairesinin, evin tahliyesi" için dava açmak. Bunun dışında, polisin görev ve yetkilerini düzenleyen hiçbir kanun, 18 yaşını geçmiş kişilerin birarada bulunduğu özel mülkiyetlere, komşu şikayetiyle müdahale hakkı vermiyor.



    "MÜDAHALE, ANCAK EVDEKİLERDEN BİRİNİN ŞİKAYETİYLE OLUR"

    Yine Prof İşgüzar'a göre, kadın ya da erkek, 18 yaşını geçmiş kişilerin birarada bulunduğu evlere müdahale, ne aile, ne de komşuların şikayet ile gerçekleşemez. Polis ancak ,evde bulunanlardan birinin "zorla alıkonulduğu" şikayeti yapması halinde eve müdahalede bulunabilir.

    HUKUKUN EGEMENLİĞİ DERNEĞİ BAŞKANI: ANAYASADA KONUT DOKUNULMAZLIĞI GÜVENCESİ VAR"

    Hukukun Egemenliği Derneği Başkanı Erdem Akyüz ise, devletin öğrenci ya da değil, kimsenin yaşamına müdahale edemeyeceğini belirterek, kişilerin yaşamını başkalarına zarar vermeden düzenleme ve sürdürme hakkı bulunduğuna dikkat çekti. Bunun Anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden biri olduğunu vurgulayan Akyüz, "İl ya da mahalli idareler yasası, ya da başka yasalarda da böyle bir hüküm yok. Kaldı ki konut dokunulmazlığı hem Anayasa hem de Türk Ceza Kanunu'nda güvence altına alınmış bir alan, kişinin izni olmadan konutuna girmek en ağır cezalardan birine tabi" dedi.

    Akyüz, kız ya da erkek ortak daire tutarak arkadaş, sevgili olarak bir arada yaşayabilirler. Önemli olan apartmanda yaşayan diğer insanları, aşırı gürültü yaparak, kavga ederek, olay çıkararak rahatsız etmemeleridir. Bunlardan biri varsa Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre o kişiler hakkında dava açılır ve apartmandan atmaya, o dairenin satılmasını istemeye kadar birçok yaptırım mümkündür. Ama bunlar dışında bir apartman sakini, iki erkek-kız öğrenci bir arada yaşamasından rahatsız oluyor, diye polisin müdahale yetkisi olamaz" diye konuştu. Akyüz, Böyle bir düzenlemenin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne de aykırı olacağına dikkat çekerek, herkesin başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahale etmeden kendi yaşamını istediği gibi düzenleme hakkı bulunduğunu vurguladı.

    VALİ SUÇ İŞLİYOR, YASALARDA BÖYLE BİR YASAK YOK

    18 yaşını dolduran her vatandaşın, 'reşit' sayıldığını, kendi hayatını düzenleme hakkına sahip olduğunu anımsatan Akyüz, kız erkek öğrencilerin yaşadıkları evlere neden müdahale edilemeyeceğini, bunu talimat sayan valinin de suç işlediğini belirterek gerekçelerini şöyle sıraladı:

    - Anayasa'da devlete gençleri kötü alışkanlıklardan koruma görevi verilirken, bundan kasıt uyuşturucu, ağır derecede alkol bağımlılığı, kumar gibi evrensel hukukun da öngördüğü alışkanlıklardır. Yoksa bir genç ya da değil, bir erkek ve kadının aynı çatı altında kalması 'kötü alışkanlık' maddesine sokulamaz. Kız, erkek yemekhanelerde de bir araya geliyorlar. Kol kola, diz dize oturuyorlar. O zaman yemekhaneleri de, toplu taşım araçlarını da ayıralım; örneğin Marmaray'da tıkış tıkış birbirlerine değerek yolculuk ediyorlar, o zaman orada da cinsiyet ayrımı yapalım.

    - Kız erkek aynı evde kalmaları, fuhuş, suçuna girer mi? Asla girmez. Çünkü fuhuş, para karşılığı bir erkekle bir kadının birlikte olmasıdır. Bir erkek, cebren ve şiddetle bir kadınla birlikte oluyorsa bu da suçtur. Yoksa bir kadın ya da erkeğin, kendi hür iradesiyle birlikte olması suç değildir.

    - Anayasa'da genç kişinin bir tanımı yoktur, bir yaş sınırlaması, belirtisi yoktur. Türk hukukunda 18 yaşın altındaki bireyler, 'çocuk'; 18 yaş üstü herkes ise 'reşit, ergin' sayılır.

    - Anayasa ve yasalarda bir hüküm yokken, Başbakan, Cumhurbaşkanı bile olsa söylediği sözleri bir vali emir kabul edemez. Bu açıklamaları bir suçtur. Bir vali sözlü ya da yazılı, kanuna aykırı yönetim yapamaz. Savcılar bununla ilgili harekete geçmelidir.

    Yazı kaynağı : www.hurriyet.com.tr

    Temel Hak Nedir? Maddeler Halinde Açıklamaları İle Temel Haklarımız Nelerdir?

    Milli E�itim Dergisi-150

    Konuyu �� ana ba�l�k alt�nda inceleyece�iz. Birinci ba�l�k alt�nda �ocuk ve �ocukluk kavramlar� �zerinde k�saca duraca��z. ikinci ba�l�k alt�nda �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me'nin temel ilkelerini inceleyece�iz. ���nc� ba�la�k alt�nda ise bu ilkeler �����nda �ocu�un nitelikli e�itim g�rme hakk�n� ele alaca��z.

    I. �ocuklu�un Tarihsel Geli�imi ve Hukukta �ocuk ve �ocuk Haklar� Kavramlar�

    �ocukluk kullan�ld��� bilim alan�na g�re farkl� ya�am y�llar�n� kapsar. Bilim alanlar�, �ocuklu�un ba�lang�c�n� do�um an� olarak kabul etmekte; ancak, biti�i konusunda ayn� g�r��leri payla�mamaktad�rlar.

    A�a��da �ocukluk kavram�n�n tarihsel geli�imi �zerinde k�saca durduktan sonra, hukuksal bak�mdan �ocuklu�un ba�lang�c� ve sona ermesini k�saca inceleyece�iz.

    A. �ocuklu�un Tarihsel Geli�imine K�sa Bir Bak��

    �ocukluk ya�am zincirinin do�al ve de�i�mez halkalar�ndan biridir. Ancak �ocukluk, bebekli�in tersine do�al bir ger�eklik de�il, sosyo-k�lt�rel� bir kavramd�r. Bu nedenle de �teki toplumsal kavramlar gibi norm ve de�erlere g�re g�receli olarak belirlenir.

    Hem �ocukluk ya�ant�s�, hem de �ocukluk kavram� y�zy�llar boyunca de�i�im g�stermi�tir. Eski toplumlarda insanlar, �ocuklu�u ya�am�n farkl� bir d�nemi olarak g�rm�yor, ilk on sekiz y�l�n belirleyici oldu�unu ve daha sonraki geli�imin ve i�leyi�in temelini olu�turdu�unu d���nm�yorlard� (1) .

    Antik d�nemde �ocuklarla ilgili tutumlara y�nelik fazla bilgi bulunmamaktad�r. �rne�in eski Yunanl�lar �zel bir ya� kategorisi olarak �ocuklu�a olduk�a az ilgi g�stermi�lerdir. �ocuk ve gen� i�in kulland�klar� terimler o kadar belirsizdir ki, bebeklik ile ya�l�l�k aras�nda kalan hemen her �a�� i�ermektedir.

    Modern anlamda �ocuk ve �ocukluk terimlerine orta�a�da da rastlanmamaktad�r. Frans�z n�fus bilimcisi ve sosyal tarih�isi Aries "Eski Devirlerde �ocuk ve Aile Ya�ant�s�" adl� kitab�nda (2) �ocuklu�un de�i�mez bir olgu oldu�u konusundaki geleneksel varsay�mlar� ele�tirmekte ve Orta�a� Bat� toplumlar�nda modern anlamda bir �ocukluk kavram�n�n bulunmad���n� ileri s�rmektedir.

    Aries�e g�re �ocukluk terimi o d�nemde ba��ml�l�k terimi ile e�anlaml�d�r. Bu nedenle de �ocukluk, onun bu ba��ml�l�ktan kurtulmas�yla yakla��k 5-7 ya�lar�nda sona ermektedir. Ba�ka bir anlat�mla, �ocuk anas�n�n ya da babas�n�n s�rekli g�zetimi olmaks�z�n ya�ayabilecek h�le gelir gelmez yeti�kin toplumuna kat�lmaktad�r.

    Aries, onuncu y�zy�lda sanat��lar�n �ocu�u minyat�r bir yeti�kin olarak g�r�nt�lediklerini belirtmekte, �ocukluk konusundaki bu bilgisizlikten 19. y�zy�ldaki �ocuk merkezli aileye nas�l gelindi�ini izleyebilmek i�in sanatta, dilde, edebiyatta, giysilerde, oyunlarda, okulda �ocuk kavram�n�n yans�malar�na ili�kin ayr�nt�l� tarihsel �rnekler vermektedir.

    An�lan yazara g�re, �ocuklu�un ke�fi s�reci 13. y�zy�lda ba�lam��, bunun yans�malar� 15-16. y�zy�l sanat tarihinde g�r�lebilmi�tir. �rne�in, 12. y�zy�lda sanat��lar �ocuk tasvirinde yeti�kin bir adam imaj� yaratmakta, bu resim �ocu�a benzemekle birlikte �ocuk de�ildir. 13. y�zy�l sanat�nda �ocu�a benzer �ekiller belirmeye ba�lam��sa da, bunlar ger�ek de�il melekler gibi dini i�erikli fig�rlerdir. 15. ve 16. y�zy�llara gelindi�inde Meryem�in kollar�ndaki k���k �sa gibi anne-�ocuk ili�kisini tasvir eden resimlerde modern �ocuk kavram�na benzer �ekiller yer almaktad�r. Orta�a� topluluk resimlerinin bir �o�unda, geleneksel bir festivalde kad�nlar�n rollerini yaparken boyunlar�na sar�lm�� ya da ��valyelerin u�a�� olarak ya da ��rak k�yafetinde �ocuklara rastlanmaktad�r.

    17. y�zy�l�n ba�lar�ndan itibaren, �ocuklar kendilerine �zg� giysilere, oyunlara, �yk�lere, m�zi�e ve resimlere sahip olmaya ba�lad�lar. B�ylece onlar yeti�kin etkinliklerinden uzak tutuldular ve yeti�kinlerle �ocuklar�n d�nyas� birbirinden ayr�ld�. B�t�n bunlar y�ksek s�n�fa mensup varl�kl� ailelerde g�r�lmekteydi. Yoksul s�n�f �ocuklar�nda gerek giysi ve oyun gerek �al��ma ve yeti�kinlerin d�nyas�n� payla�ma bak�m�ndan eski ya�am bi�imi s�rmekteydi. �rne�in Victoria d�nemi Londra�s�nda ya da Paris�te i��i s�n�f� �ocuklar�n� tasvir eden resimler, �ocuklar� h�l� yeti�kinler gibi, �o�u zaman ana-babalar�n�n eski ve y�rt�k giysileriyle g�stermektedir. Bu d�nemde �ocuklar�n i�ki, kumar ve cinsel ta�k�nl�k gibi yeti�kin ya�am�n�n b�t�n y�nlerine kat�ld�klar� belirtilmektedir.

    Zenginlik yay�l�nca i��i s�n�f� da kitlesel e�itimden yararlanm��, �ocuklar yeti�kinlerden ayr� bir d�nyaya sahip olmaya ba�lam��lard� (3).

    Aries, Orta�a� Bat� toplumlar�nda �ocukluk kavram�n�n olmad���n� s�ylemenin, �ocuklar�n ihmal edildi�i ya da sevilmedi�i anlam�na gelmedi�ini de belirtmektedir. Ona g�re, �ocukluk kavram�n� �ocuk sevgisiyle kar��t�rmamak gerekir. �ocukluk kavram�, daha �ok �ocuklar�n kendine has �zellikleri bulundu�u, bu �zelliklerin onu yeti�kinden ay�rd��� yolundaki bilin� ile ilgilidir. ��te Orta�a� toplumlar�nda eksik olan bu bilin�tir.

    R�nesans�la birlikte k�lt�rel ve d���nsel ortamda ba�layan de�i�im 19. y�zy�lda da s�rm�� ve �ocuklar�n di�er yeti�kinlerden farkl� bir s�n�f oldu�u anlay��� iyice peki�mi�tir. Bu de�i�imde, ekonominin tar�mdan sanayiye kaymas�, orta s�n�f�n geli�mesi, ailenin yap�s�n�n ve rol�n�n de�i�mesi, �ocuk �l�mlerinin azalmas�, bo� zamanlar�n artmas�, ana-baba-�ocuk ili�kisinde duygusal ba��n �nem kazanmas� gibi etkenlerin de rol� olmu�tur. Ayd�nlanma �a�� filozoflar�, �ocukluk anlay��� ve �ocuk e�itimi konusunda yeni g�r��ler ileri s�rm��lerdir. B�ylece, kendine �zg� ve gittik�e geli�en bir �ocukluk anlay��� ortaya ��km��t�r. Geli�en bu anlay�� do�rultusunda �ocuklar g��lerin, sanayile�menin, �ehirle�menin olumsuz etkilerinden korunmaya �al���lm��, sa�l�k ve refahlar�yla ilgili �nlemler al�nm��t�r. 20. y�zy�lda ise �ocuk, toplumun gelece�ini belirleyen en �nemli insan kayna�� olarak de�erlendirilmi�tir. Bu y�zy�l ayn� zamanda, filozoflar�n, e�itimcilerin, psikologlar�n ve hukuk�ular�n �ocuklar� incelemeleri, onlar�n geli�imleri ve haklar� konusunda fikirler ileri s�rmeleri dolay�s�yla "�ocuk y�zy�l�" olarak da adland�r�lm��t�r (4).

    G�r�l�yor ki, �ocukluk bilincinin bulunmad��� bir �a�dan hukuksal, toplumsal ve e�itsel kurumlar �er�evesinde korunan bir �ocukluk kavram�na ge�i� yakla��k d�rt y�zy�l s�rm��t�r. Ne var ki, g�n�m�zde �ocuklukla yeti�kinli�in yeniden birle�mekte oldu�unu, ayd�nlanma �a�� �ncesindeki, bu iki d�nem aras�ndaki s�n�rlar�n belirsizli�ine geri d�n�ld���n� savunan yazarlar vard�r. Bu yazarlardan Postman, "�ocuklu�un Yok Olu�u" adl� eserinde, �ocuklukla yeti�kinlik aras�ndaki g�receli ayr�m�n giysilerden dil, tav�r, tutum, davran�� ve beklentilere var�ncaya kadar �nemli �l��de azald���n� ileri s�rmekte ve telgraf�n ke�fiyle ba�lay�p g�n�m�ze kadar s�ren teknolojik ve sosyo-k�lt�rel de�i�imin �ocuklu�u, korunmas� g�� bir toplumsal yap�ya nas�l getirdi�ini ayr�nt�l� �rnekler vererek a��klamaktad�r (5). Ona g�re medya, �zellikle de TV, analitik becerilerin yerine ilkel alg�lamalar� ge�irerek d���nsel ve toplumsal hiyerar�inin ��kmesine �ocuk ve yeti�kin gruplar aras�ndaki farklar�n ortadan kalkmas�na neden olan bir ortam yaratm��t�r. Bu ortam gizlerin ortadan kalkt���, yeti�kin d�nyas�ndaki �iddet, s�k�nt�, ��r�m��l�k, yolsuzluk ve g�vensizliklerin s�n�rs�z bi�imde sergilendi�i, yeti�kinlerin cinsel fantazilerinde �ocuklar�n kullan�ld��� bir ortamd�r. B�yle bir ortamda �ocuk yeti�kinle�mekte, yeti�kin de �ocuk olmaktad�r (6).

    Geleneksel �ocuk modelinin TV�den kaybolmas� en canl� bi�imde reklamlar, showlar ve filmlerde g�r�lmektedir. �ocuklar bu programlarda 13. 14. y�zy�l tablolar�ndaki gibi minyat�r yeti�kinler olarak g�r�nt�lenmektedirler.

    �ocuk giyimi end�strisi de son on y�ldan beri b�y�k de�i�ikliklere u�ram�� ve �ocu�a y�nelik giyim b�y�k �l��de ortadan kalkm��t�r. Erasmus taraf�ndan �ne s�r�len ve daha sonra 18. y�zy�lda t�m�yle benimsenen �ocuk ve yeti�kinlerin farkl� giyim bi�imine gereksinim duyduklar� yolundaki d���nce, g�n�m�zde her iki kesim taraf�ndan da kabul edilmemektedir (7).

    �ocuk oyunlar� da giderek kaybolmaktad�r. Art�k �ocuklar yar��mac�, �rg�tl� oyunlar oynamaktad�rlar. Oysa �ocuk oyunlar� antren�r, hakem ya da seyirci gerektirmez ve o anda bulunabilinen yer ve ara�lar kullan�larak e�lenmek amac�yla oynan�r. Ne var ki, baz� istisnalar d���nda �ocuk ve gen�lerin oyunlar� resmi, profesyonel ve son derece ciddi bir h�le b�r�nmektedir.

    �ocuk oyunlar�n�n bir yeti�kin me�guliyeti olmas� ve profesyonelle�mesi onlar�n yeti�kinlerden farkl� gereksinimleri oldu�u yolundaki bilincin zay�flamas�n�n bir sonucudur (8).

    �ocuk ve yeti�kin g�r�� a��lar�n�n birle�mesine y�nelik ayn� e�ilim, e�lence bi�imlerinde de g�zlenmektedir. �ocuklar televizyon programlar�na minyat�r yeti�kinler, minik playback vb. �ekillerde ba� oyuncu olmu�lard�r. Televizyon kanallar�nda �ocuktan yeti�kin, yeti�kinden �ocuk performans� bekleyen yar��ma programlar� yay�nlanmaktad�r.

    Yeti�kin su�lar�yla �ocuk su�lar� aras�ndaki fark da h�zla azalmaktad�r. Gen� ve �ocuklar�n a��r su� oranlar�ndaki, hamilelik, fuhu�, e�cinsellik vb. cinsel etkinliklerindeki, madde ve alkol ba��ml�l�klar�ndaki art��lar�n en �nemli nedenlerinden biri, �ocukluk kavram�n�n toplumsal bilin�ten h�zla yok olmas�d�r.

    Sonu� olarak, �ocukluk tarihi konusundaki �al��malar, �ocuklu�un do�al san�lan �zelliklerinin toplumsal ve de�i�ken oldu�unu g�stermektedir. Belli bir zamana ve topluma �zg� tek bir �ocukluk anlay���ndan s�z edilememektedir. Devlet ideolojisi, �ocuklu�u kendine �zg� ba��ml�l�klar� ile �zel bir d�nem olarak tan�mlayarak okul �a�� ile �zde�le�tirirken, baz� kesimlerde be�-alt� ya��n� ge�er ge�mez yeti�kin d�nyas�na kar��an bir �ocukluk anlay��� h�l� etkisini s�rd�rmektedir (9).

    B. Hukukta �ocuk Kavram�

    �ocukluk kullan�ld��� bilim alan�na g�re farkl� ya�am y�llar�n� kapsar. Hukukta �ocuk kavram� iki anlamda kullan�lm��t�r. Birinci anlamda, k����� yeti�kinden ay�rmak ikinci anlamda ise, ana-babaya olan soyba��n� belirtmek amac�yla kullan�lmaktad�r. Biz bundan sonraki a��klamalar�m�zda birinci anlamda kullan�lan �ocuk kavram�ndan yani k���klerden s�z edece�iz.

    1. Genel Olarak

    Hukukta belli bir ya��n alt�ndakiler �ocuk yani k���k olarak kabul edilir. Ancak �e�itli hukuk dallar�nda �ocuklar�n fizik, ruh ve ahl�k b�t�nl���n� korumak amac�yla s�z konusu ya��n (18 ya�) alt�nda da ya� s�n�rlamalar� yap�lm��t�r. �rne�in; �ocu�un cezai ehliyeti bak�m�ndan, 11 ya��n alt�ndaki k���klerin cezai ehliyeti yoktur. 11-18 ya� aras�ndaki �ocuklar i�in de cezai sorumluluk a��s�ndan farkl� kurallar getirilmi�tir. �ocu�a kar�� su� i�lenmesi durumunda ise farkl� ya� gruplar�na g�re �ocuk korunmaktad�r. �� hukukunda belirli bir ya�tan k���k �ocuklar �al��t�r�lamazlar. E�itim hukukunda, �ocu�un okula ba�lama ve zorunlu e�itim d�neminin sona ermesi bak�m�ndan ya� s�n�rlamalar� yap�lmaktad�r. �ocu�un r��t ya��na ula�madan �nce ana-babas�n�n ya da vasisinin r�zas� ile evlenebilece�i daha k���k ya�lar Medeni Kanunda belirlenmi�tir.

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me, �ocu�u 18 ya��ndan k���k insan olarak tan�mlamaktad�r.

    2. Medeni Kanuna G�re K���kl���n Ba�lang�c� ve Sonu

    a. K���kl���n ba�lang�c�

    T�rk Medeni Kanunu�nda k���kl���n ba�lang�c� ki�ili�in kazan�lmas�na ba�lanm��t�r. Ki�ili�in hangi andan ba�layarak kazan�laca��, ki�inin haklara ve y�k�ml�l�klere sahip olmas� ve hukuk d�zeni taraf�ndan korunmas� bak�m�ndan �nemlidir. Medeni Kanun�a g�re, ki�ili�in kazan�labilmesi, dolay�s�yla �ocuklu�un ba�layabilmesi i�in �ocu�un sa� olarak tamamiyle do�mu� olmas� gerekir.

    Tam do�um, �ocu�un ana bedeninden t�m�yle ayr�lm�� olmas� anlam�na gelir. Sa� do�um ise, �ocu�un ana bedeninden ya�ayarak ayr�lmas�d�r. Ana bedeninden ayr�ld�ktan birka� dakika sonra �lm�� olsa bile ya�ad��� s�re boyunca �ocuk ki�ilik kazanm�� say�l�r. Bunun hukuksal �nemi, ya�ad��� birka� dakika i�inde baz� haklar�, �rne�in, miras hakk�n� kazanm�� olmas�d�r (10).�

    b. Ceninin hukuk� durumu

    Hen�z do�mam�� ana rahmindeki �ocu�a cenin denir. Hukuk sistemimizde cenini, miras hukuku, aile hukuku, bor�lar hukuku ve ceza hukukunda koruyan kurallar bulunmaktad�r (11). Medeni Kanunun 27. maddesine g�re, �ocuk sa� do�mak �art�yla ana rahmine d��t��� andan ba�layarak medeni haklardan yararlan�r.

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me �ocuklu�un ba�lang�c�n� belirlememi�tir. Ancak S�zle�me�nin �nsan Haklar� Komisyonu�nda kabul� s�ras�nda en tart��mal� konulardan biri, �ocu�a sa�lanan hukuksal korunman�n do�um �ncesini de i�erip i�ermedi�idir. S�zle�me, �ocu�a uygulanabilecek olan kanuna g�re daha erken ya�ta re�it olma durumu hari� 18 ya��ndan k���kleri �ocuk saym��t�r. Ceninin durumu S�zle�me�nin ba�lang�c�na al�nm��t�r. Buna g�re, �ocu�un "do�umdan sonra oldu�u gibi �nce de" uygun hukuksal korumadan yararlanmas� �ng�r�lm��t�r. B�ylece �ocukluk i�in bir ba�lang�� an� belirlenmesinden ka��n�lm��t�r. Bunun nedeni, k�rtaj konusunda ve do�um �ncesini ilgilendiren di�er konularda taraf tutmaktan ka��nmak ve Birle�mi� Milletler �yesi �lkelerin t�m�n�n benimseyebilece�i bir ��z�m bulmaktad�r (12). ��nk�, S�zle�me�nin as�l amac� do�mu� olan �ocuklar�n haklar�n� korumakt�r. Do�um �ncesi haklar�n �zerinde uluslararas� d�zeyde bir uzla�maya varmak zordur.

    c. K���kl���n sonu

    K���kl�k ki�inin d���nsel olgunlu�a ula�mas� ile sona erer. Bu olgunlu�un ya��n�, yani r��t ya��n� kanun koyucu �e�itli etkenleri dikkate alarak belirler.

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me, �ocu�un 18 ya��n� tamamlay�ncaya kadar korunmas� gerekti�ini kabul ederek, kendi ama�lar� a��s�ndan �ocukluk d�neminin sona ermesini belirlemi�tir. Ancak bu hususta kat� davranmam��, ulusal yasalara g�re, 18 ya��n� tamamlamadan da �ocu�a belirli bir �zerklik tan�nabilece�ini kabul etmi�tir. Ancak, ulusal yasalara yollamada bulunulmas� hi�bir bi�imde genel bir ka��� h�km� olarak yorumlanmamal�, S�zle�me�nin ilkelerine ve h�k�mlerine ayk�r� olabilecek belirlemelerin yolunu a�mamal�d�r (13).

    T�rk Medeni Kanunu�na g�re r��t 18 ya��n doldurulmas�yla kazan�l�r (m. 11/I). Ancak Medeni Kanun baz� durumlarda 18 ya��n tamamlanmas�ndan �nce de re�it olunabilece�ini belirtmi�tir. Bunlar evlenmeyle kazan�lan r��t ile hakim karar�yla kazan�lan r��tt�r.

    Evlenme ki�iyi re�it k�lar (MK. m. 11/II). Medeni Kanun�a g�re, evlenme ya�� erkeklerde 17, kad�nlarda 15�tir. Bu ya�lar� doldurmu� k���kler vel�yet hakk�na sahip ana ve babalar�n�n izniyle evlenebilirler. Ola�an�st� durumlarda ve �nemli bir nedenin bulunmas� ko�uluyla h�kim 15 ya��n� bitirmi� bir erkekle 14 ya��n� bitirmi� bir kad�n�n evlenmesine izin verebilir. Bu ya�lar olduk�a d���kt�r. ��nk� evlilik kurumu e�lere bir �ok a��r g�revler ve bor�lar y�kler. Bu y�k�ml�l�kleri yerine getirebilmesi i�in ki�inin belli bir d���nsel olgunlu�a ula�mas� gerekir. Ayr�ca, r��tle birlikte ki�inin, k���kl�k s�fat�yla sahip oldu�u haklar sona erer. Bu nedenle Birle�mi� Milletler �ocuk Haklar� Komitesi S�zle�me�nin 2., 3., 6., maddelerine uygunluk a��s�ndan evlilik ya��n�n k�z ve erkekler i�in e�it olmas� ve belirlenen ya��n da �ok d���k olmamas� gerekti�ini vurgulam��t�r. 1962 tarihli Evlili�e Onay, Asgari Evlenme Ya�� ve Evliliklerin Kayd� S�zle�mesi, b�t�n Devletlerin �ocuk evliliklerini b�t�n�yle sona erdirmek ve re�it d�neme gelmemi� k�z �ocuklar�n ni�anlanmalar�n� �nlemek �zere gerekli giri�imlerde bulunmalar�n� istemektedir.

    Kad�nlara Kar�� Ayr�mc�l���n �nlenmesi Komitesi (CEDAV) 1993 y�l�nda "evlilikte ve aile ili�kilerinde e�itlik konusunda genel tavsiyede bulunmu� ve asgari evlilik ya��n�n hem kad�nlar hem de erkekler i�in 18 olmas�n� �nermi�tir (14).

    T�rk Medeni Kanunu, bir �ocu�un normal r��t ya��na gelmeden hakim karar�yla re�it olabilece�ini de kabul etmektedir (m. 12). Bunun i�in �ocu�un 15 ya��n� bitirmesi, re�it k�l�nmas�na r�zas�n�n bulunmas�, ana-baban�n onay vermesi veya vasinin dinlenilmesi, �ocu�un yarar�na uygun olmas� ve asliye hukuk mahkemesinin karar� gerekmektedir.

    R��te ula�makla �ocuk, k���kl�kten ��karak medeni haklar� kullanma bak�m�ndan tam ehliyetli bir yeti�kin stat�s�n� kazan�r. �ocuk vel�yet alt�nda ise vel�yet, vesayet alt�nda ise vesayet sona erer.

    C. �ocuk Haklar� Kavram�

    "�ocuk haklar� kavram�" geni� anlamda toplumsal, felsef�, ahl�k� ve hukuksal boyutlar� i�eren bir kavramd�r. Felsef� ve toplumsal a��dan �ocuk haklar� refah haklar�, korumac� haklar, yeti�kin haklar� ve ana-babalara kar�� haklar olmak �zere d�rt ana ba�l�k alt�nda ele al�nmaktad�r.

    Do�al hukuk a��s�ndan �ocuk haklar�, �ocu�un insan olmas�, ayn� zamanda da bak�ma ve �zene gereksinim duymas� nedeniyle do�u�tan sahip oldu�u haklar�n t�m�d�r. Bu haklar, insanl���n belli bir geli�me �a��nda teorik olarak, b�t�n �ocuklara tan�nmas� gereken ideal haklar listesini i�erir. Bu ideal liste �e�itli devletlerde de�i�ik �l��lerde pratik de�er kazanm�� uygulama alan�na ge�mi� bulunabilir. Fakat bu anlamda �ocuk haklar� denilince daha �ok olmas� gereken alanda kalan ya da yaln�zca insan haklar� ve �ocuk haklar� bildirilerinde yer alan ula��lacak hedefler program� akla gelir.

    Pozitif hukuk, yani bir devlette y�r�rl�kte bulunan hukuk a��s�ndan �ocuk haklar�, kanunlarda ve uluslararas� s�zle�melerde ayr�nt�lar� ile d�zenlenen, belirli bir yasal g�venceye ve �zellikle de yarg� organlar�nca ger�ekle�tirilecek koruma yollar�na kavu�turulan haklardan olu�ur. �u halde pozitif hukuk a��s�ndan �ocuk haklar�, �zel hukuk, sosyal hukuk, kamu hukuku ve uluslararas� s�zle�melerde yer alan kurallar�n �ocuklara tan�d��� hak ve sorumluluklar�n t�m�n� ifade eder.

    D. Uluslararas� Hukukta �ocuk Haklar�n�n K�sa Tarih�esi

    �ocuk, eski devirlerden beri toplumlar�n ilgilendi�i bir varl�kt�r. Ancak, bu ilginin niteli�i, kapsam� ve bi�imi tarihsel geli�imde farkl�l�klar g�stermektedir. S�z konusu farkl�l�klar, toplumlar�n sosyal, k�lt�rel geli�mesine, �rg�tlenmesine ve toplum i�indeki egemenlik ko�ullar�na ba�l� bulunmaktad�r. �lkel toplumlarda �ocu�a, ekonomik yarar sa�layan bir varl�k olarak bak�lmaktayd�. �yesi oldu�u ailenin �ok kullan��l� bir mal� olarak kabul edilirdi. Bu d���nce istenen �ocuk ve istenmeyen �ocuk ayr�m�na �nem kazand�rm��t�r. �rne�in, bir erkek �ocuk bal�k tutarak, k�z �ocuk ev i�lerine yard�m ederek ya da evlenirken ba�l�k paras� al�narak aileye ekonomik yarar sa�layabilirdi (15).

    Ayn� ekonomik nedenler �ocu�u bir y�k haline de getirebilmekteydi. �zellikle ekonomik bunal�m d�nemlerinde �ocuk yeti�tirmenin a��r bir k�lfet olarak g�r�lmesi, �ocu�a kar�� olumsuz bir tutum tak�n�lmas�na neden oluyordu. Kendisinden ekonomik yarar sa�lanamayacak durumda bulunan sakat, zay�f, hastal�kl� �ocuklar ile bak�m�n� �stlenecek kimsesi bulunmayan �ocuklar�n toplum d���na itilmesi, hatta yok edilmesi ola�an olaylardand�. �te yandan, aile devlet ili�kilerinde �ok i�levli ailenin a��r bast��� d�nemlerde, yukar�daki d���ncelerin de etkisiyle �ocuk �zerinde aile reisinin s�n�rs�z etkisi bulunuyordu. �ocu�un korunmas�ndan �ok onun toplumsal rol�ne uygun olarak stat�s�n�n belirlenmesi as�l �nem ta��yan husustu.

    �ocuk sorununa b�yle yakla��l�nca, �ocu�u ilgilendiren her t�rl� ili�kiler bak�m�ndan, ana-baban�n, ailenin ve yararlar� dolayl� bi�imde etkilenebilecek di�er ki�ilerin yararlar�n�n �ocu�unkilerden �nce gelmesi, hatta �ocu�un yararlar�n�n hi� dikkate al�nmamas� do�ald�. Ailenin i�lev kayb�, buna kar��l�k devletin aile kar��s�nda g��lenmesi y�n�nde bir de�i�me ba�lay�nca, devlet aileyi kontrol etme olana��n� elde etmi�tir. Devlet, kendi ��karlar� do�rultusunda aileyi denetlemeye ba�lay�nca, toplumsal ilgi �ocu�un korunmas� y�n�nde yo�unla�m��t�r. �ocu�un korunmas� y�n�ndeki toplumsal ilgi �nceleri dinsel etkiler alt�nda ve dinsel nitelikteki kurulu�lar arac�l��� ile olmu�tur. Bu ilginin dini etkenler d���nda toplum �er�evesinde kurumsalla�mas� 19. y�zy�lda ba�lam��t�r.

    Bu geli�me i�inde aile reisinin �ocuk �zerindeki s�n�rs�z egemenli�i giderek �ocu�a kar�� bak�m ve koruma y�k�ml�l���ne d�n��m��t�r. Devlet, zamanla bu y�k�ml�l���n yerine getirilmesi konusunda aktif bir denetim y�r�tmeye ba�lam��t�r. B�ylece, �ocuk sorununu konu alan yasal d�zenlemelerde �ocu�un yararlar�, s�z konusu olabilecek b�t�n di�er yararlar� geriye iterek ba�l� ba��na �nem kazanm��t�r.

    Modern hukuk sistemlerinde �ocuk, bir birey olarak devlet taraf�ndan yasalarla korunmaktad�r. Ancak bu yasalar�n do�al ve evrensel hukuk kurallar�na uygun olmas� i�in uluslararas� normlar geli�tirilmi�tir.

    Uluslararas� alanda �ocuklar�n korunmas�na ili�kin bir �rg�t�n kurulmas� d���ncesini ilk olarak 1894 y�l�nda Jules de Jeune ortaya atm��t�r. Ancak bu alandaki en �nemli geli�me, 1920�de Cenevre�de "Uluslararas� Yard�m Birli�i"nin kurulmas�d�r. Bu �rg�t�n ve "Uluslararas� Kad�nlar Meclisi"nin �abalar� sonucu Milletler Cemiyeti 26 Eyl�l 1924 y�l�nda "Cenevre �ocuk Haklar� Beyannamesi" ad� alt�nda bir beyanname yay�nlam��t�r. Atat�rk taraf�ndan da bizzat imzalanan bu Beyanname, �ocu�un geli�mesi, korunmas�, tedavi g�rmesi, e�itilmesi, istismardan korunmas�, en �nce yard�m g�rmesi, karde�lik ve bar�� ruhu i�erisinde b�y�t�lmesi prensiplerini i�eren be� maddeden olu�mu�tur.

    �ocuk haklar�n� konu alan ikinci �nemli uluslararas� belge 20 kas�m 1959 tarihinde Birle�mi� Milletler Genel Kurulunca kabul edilen ve on maddeden olu�an "Birle�mi� Milletler �ocuk Haklar� Beyannamesi"dir. Bu Beyanname, ayr�mc�l���n �nlenmesi, �ocuklar�n ad ve vatanda�l��a sahip olma hakk�, sa�l�k ve sosyal g�vence hakk�, �z�rl�lerin ve korunmaya muhta� �ocuklar�n �zel olarak korunmas�, e�itim hakk�, korunmada �ncelik hakk�, istismardan korunma, ayr�l�k yaratan bask�lardan uzak tutulma ve karde�lik ruhu i�inde yeti�tirilme konular�nda ilkeler koymu�tur. Bu ilkelerin T�rk hukuk sistemine etkileri olmu�tur (16). Ne var ki Beyannameler, devletler taraf�ndan kabul edilen fakat uyulmad��� takdirde ba�lay�c�l��� ve yapt�r�m� bulunmayan il�n edilmi� genel ilkelerdir. Bu nedenle Polonya yetkililerinin inisiyatifiyle, insan haklar� alan�nda oldu�u gibi, �ocuk haklar� alan�nda da b�t�nc�l bir yakla��mla ve taraf devletleri ba�lay�c� nitelikte bir s�zle�me yap�larak �ocuk haklar�n�n g�vence alt�na al�nmas� fikri ortaya at�lm��t�r. On y�l s�ren bir haz�rl�k �al��mas�ndan sonra, Birle�mi� Milletlere �ye t�m devletlerin hukuk sistemleri incelenip dikkate al�narak olu�turulan tasar�, 20 Kas�m 1989 tarihinde Birle�mi� Milletler Genel Kurulunda onaylanm�� ve 2 Eyl�l 1990�da uluslararas� hukukta y�r�rl��e girmi�tir. 30 Eyl�l 1990 tarihinde BM Genel Merkezinde toplanan �ocuklar ��in D�nya Zirvesi�nde "�ocuklar�n Ya�at�lmalar�, Korunmalar� ve Geli�tirmelerine �li�kin D�nya Bildirgesi" ile Birle�mi� Milletler �rg�t� �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�yi temel alan bir k�resel hareketi ba�latm�� ve bu bildirgenin uygulanmas� i�in bir eylem plan� benimsemi�tir (17).

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me, ulusal ve uluslararas� g�ndemlerde �ocuklar� �st s�ralara yerle�tirmi� ve k�kl� bir de�i�ime zemin haz�rlam��t�r. S�zle�meyi onaylayan her devlet, �ocuklarla ilgili y�k�ml�l�klerini yerine getirmelerinde ana-babalara ve di�er sorumlu ki�i ve kurulu�lara yard�mc� olacak yasal, y�netsel ve yap�sal her �nlemi almak zorundad�r. Bug�n bu S�zle�me D�nya�da �ocuk haklar� konusunda temel yasal metindir. Bunun yan�nda uluslararas� hukukta �ocuk haklar�n� �u ya da bu y�n�yle koruyan bir �ok iki tarafl� ya da �ok tarafl� S�zle�me, B.M. ilkeleri ve tavsiye kararlar� yay�nlanm��t�r.

    S�zle�me �ns�z ve �� k�s�mdan olu�maktad�r. �ns�zde, Birle�mi� Milletlerin temel ilkeleri ile insan haklar� s�zle�meleri ve bildirgelerinin baz� maddelerine g�nderme yap�lm��, savunmas�z konumlar� nedeniyle �ocuklar�n �zel bir �zene ve korunmaya gereksinim duyduklar� belirtilmi�tir. �ocuklar� koruma sorumlulu�unun ilk�nce aileye ait oldu�u, devletin de aileye bu konuda yard�m edece�i vurgulanm��t�r.

    S�zle�me�nin birinci k�sm�nda 18 ya��ndan k���k �ocuklar�n ya�at�lmalar�, geli�tirilmeleri, korunmalar� ve kat�l�mlar�n�n sa�lanmas� i�in sahip olmalar� gerekli haklar ile bunlar�n ger�ekle�tirilmeleri i�in devletlere d��en g�revler d�zenlenmi�tir (m. 1-41).

    �kinci ve ���nc� k�s�mlarda, S�zle�me�de yer alan haklar�n taraf devletlerce uygun ara�larla yeti�kinlere ve �ocuklara yayg�n bi�imde ��retilmesi y�k�ml�l��� belirtildikten sonra, S�zle�me�nin y�r�rl��e girmesine ve S�zle�me�ye uyulmas�n�n izlenmesine ili�kin kurallara yer verilmi�tir (m. 42-54) (18).

    T�rkiye S�zle�me�yi 14 Eyl�l 1990�da imzalam��, 9 Aral�k 1994�de 17, 29, 30. maddelerine Anayasa ve Lozan Antla�mas� �er�evesinde �ekince koyarak T.B.M.M.�de onaylam��t�r. S�zle�me 27 Ocak 1995 tarih ve 22184 say�l� Resmi Gazete�de yay�nlanarak 4058 say�l� yasa olarak y�r�rl��e girmi�tir.

    1995 y�l�nda Sion/�svi�re�de uluslararas� �ocuk haklar� konusunda bir seminer d�zenlenmi�tir. Bu seminerde, bir hukuk sistemi i�inde �ocuk haklar�n�n var olmas� i�in temel ko�ullar ayr�nt�l� bi�imde irdelenmi� ve aile-devlet ili�kisi tart���lm��t�r. Temel ko�ullar ��yle s�ralanm��t�r.

    �ocu�un:

    - Haklar�n�n yasalarda yer almas�,

    - Haklar� konusunda bilgi sahibi olmas�,

    - Bu haklar� kullanabilmesi i�in gerekli imkanlara sahip olmas�,

    - Yarg� �n�nde bu haklar� talep etmeye yetkili olmas�,

    - Kendi menfaatlerinin savunmas�n� yapt�rabilmesi..

    Bu ko�ullardan herhangi birinin eksik olmas� durumunda �ocuk haklar�n�n o �lkede ger�ekle�emeyece�i konusunda g�r�� birli�ine var�lm��t�r (19).

    T�rkiye a��s�ndan, �ocuk haklar�n�n ve �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin ya�ama ge�irilmesi bak�m�ndan �� �nemli uygulama sorunu vard�r:

    Birincisi, i� hukukumuzda S�zle�me ile ba�da�mayan h�k�mlerin kald�r�lmas� ve S�zle�me�nin �ng�rd��� yeni yasal d�zenlemelerin yap�lmas�d�r.

    �kincisi, bu kurallar� ya�ama ge�irecek yap�sal ve �rg�tsel �nlemlerin al�nmas�d�r.

    ���nc�s� de, S�zle�me ile benimsenen hukuksal ve ahl�k� yakla��mlar�n ayr�nt�l� bi�imde e�itim programlar�na sokulmas�; �ocuk haklar�n�n �ocuklar ve yeti�kinlere ��retilmesidir.

    II. �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin Temel �lkeleri

    S�zle�me�de yer alan d�rt hak, �ocuklara tan�nan di�er b�t�n haklar�n kullan�lmas�nda ve devletlere y�klenen g�revlerin yerine getirilmesinde g�z�n�nde bulundurulacak temel ilkeler niteli�indedir.

    A. Ayr�mc�l���n �nlenmesi

    S�zle�me�nin 2. maddesine g�re, taraf devletler, S�zle�me�de yaz�l� olan haklar� kendi yetkileri alt�nda bulunan her �ocu�a, kendilerinin, ana-babalar�n�n, vasilerinin sahip olduklar� �rk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da ba�ka d���nceler, .... do�u� ve di�er stat�ler nedeniyle hi�bir ayr�m g�zetmeksizin tan�rlar ve taahh�t ederler.

    Ayr�mc�l�k, b�t�n insanlar�n haklara ve �zg�rl�klere e�it bi�imde sahip olmalar�n�, bu haklardan e�it bi�imde yararlanmalar�n� �nleme amac�n� ta��yan ya da fiilen bu sonucu veren herhangi bir ayr�m, d��lama, k�s�tlama ya da tercih yap�lmas�d�r. Ancak, haklar ve �zg�rl�klerden e�it bi�imde yararlanma her durumda t�pat�p ayn� tutumun al�nmas� anlam�na gelmez. Dolay�s�yla ayr�m g�zetmeme ilkesi, belirli bir kesime mensup �ocuklara y�nelik tutum ve muamelelerde me�ru farkl�la�malar� ve hak e�itsizli�ini d�zeltici olumlu eylemleri engellemez. Bu t�r farkl�la�malar�n �l��tleri makul ve nesnelse, ayr�ca S�zle�me �er�evesinde me�ru bir amaca y�nelikse benimsenen tutumlardaki farkl�la�ma ayr�mc�l�k anlam�na gelmez (20).

    �rne�in �lkemizde e�itimde yasal boyutta cinsiyet ayr�m� s�zkonusu olmad��� halde, k�z �ocuklar�n e�itimden yararlanma oranlar� d���kt�r. Bu konuda toplum bilincini y�kseltmek; k�z �ocu�unun kendi potansiyelinin fark�na varmas�n� sa�lamak, onu yasalar ve �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me dahil b�t�n uluslararas� insan haklar� belgelerinde garanti edilen haklar� konusunda e�itmek ve onlar� k�z ve erkek �ocuklar aras�nda kar��l�kl� sayg� ve e�it ortakl�k sa�lamaya y�nelik �al��malar yapmaya te�vik etmek gibi eylemlerle, e�itli�in fiilen de ger�ekle�tirilmesi sa�lanabilir. Bunlar�n yan�s�ra b�t�eden uygun kaynaklar� tahsis ederek kampanyalar, esnek okul programlar�, �d�ller, burslar ve di�er �nlemlerle k�z �ocuklar�n okula kaydolma ve okulu tamamlama oranlar�n� art�r�c� tedbirler al�nabilir. Ayr�ca ��retmen ve e�itimcilere toplumsal cinsiyete duyarl� e�itim i�in etkili stratejiler kazand�racak, onlar�n e�itim s�recindeki rollerinin bilincine varmalar�n� sa�layacak e�itim programlar�n� ve malzemelerini geli�tirmek, uygulamalardan kaynaklanan hak e�itsizli�ini gidermeye y�nelik olumlu ve d�zeltici eylemlerdir (21).

    UNICEF raporlar�na g�re, g�n�m�zde �zellikle kad�na y�nelik ayr�mc�l�k yads�namayacak boyutlardad�r. Kad�na y�nelik ayr�mc�l�k daha �ocukluk d�neminde, toplumsal ve k�lt�rel gelenekler nedeniyle aile ve toplumun k�z �ocu�a erkek �ocuktan daha az olanaklar tan�mas�yla ba�lamaktad�r. Gerek ana-baban�n �ocu�a g�sterdikleri �zen gerekse sa�l�k ve e�itim bak�m�ndan erkek �ocuk daha avantajl� bir konuma sahip olmaktad�r. Bir �ok toplumda g�r�len erkek �ocuk lehindeki bu yerle�ik tercih k�z �ocu�un ihmal ve s�m�r�ye u�ramas�na yol a�makta ve sonu�ta kad�n�n stat�s�n� d���rmektedir. Geli�mekte olan �lkelerdeki iki cins aras�ndaki e�itsizlik kendisini �zellikle �u konularda g�stermektedir. Beslenme yetersizlikleriyle bebek ve �ocuk �l�mleri k�z �ocuklar aras�nda daha yayg�nd�r; k�z �ocuklar�yla kad�nlar�n hem e�itim g�rmelerini kolayla�t�racak hem de �zerlerindeki i� y�klerini hafifletip verimliliklerini art�racak teknolojilere ula�abilme olanaklar� erkeklere g�re daha azd�r; i� b�l�m� kad�n ve erkek aras�nda adaletsiz bi�imde ger�ekle�mektedir.

    Birle�mi� Milletler �ocuk Haklar� Komitesi, k�zlara y�nelik ayr�mc�l��a �zel bir �nem vermekte ve devletlerden k�z �ocuklara y�nelik ayr�mc�l���n ortadan kald�r�lmas� i�in somut �nlemler almalar�n� istemektedir. Komite 1995 y�l� Ocak ay�nda �zel olarak k�z �ocuklar� g�ndeme alan bir genel g�r��me yapm�� ve bir rapor d�zenlemi�tir. Genel G�r��me Raporu �u belirlemede bulunmu�tur. "... cinsiyet temelindeki e�itsizlik ve ayr�mc�l�k sorunlar�n�n ele al�nmas�, bunlar�n kendi ba�lar�na yal�t�k bi�imde g�r�ld���, yani k�z �ocuklar�n �zel haklar� olan �zel bir kesim olarak ele al�nd��� anlam�n� ta��mamaktad�r. Tersine k�z �ocuklar yaln�zca k�z evlat, k�z karde�, e� ya da anne de�il, birer birey olarak insand�rlar ve onlar�n da insan�n sayg�nl���n�n gere�i olan temel haklardan eksiksiz bi�imde yararlanmalar� gerekir. Kad�n haklar�n�n ger�ekle�mesi amac�n� ta��yan daha geni� hareketler ba�lam�nda tarih a��k�a g�stermi�tir ki, kad�nlar� hedef alan zararl� geleneklerin ve �nyarg�lar�n olu�turdu�u d�ng�y� k�rmak i�in k�z �ocuk �zerinde odaklanmak gerekmektedir. Ancak daha gen� ku�aklardan ba�layan ve k�z �ocuklar�n haklar�n� geli�tirmeyi hedef alan kapsay�c� bir strateji arac�l��� ile kad�nlar�n kendilerine olan sayg�lar�n� geli�tirici; onlara kendilerini etkileyen kararlara ve etkinliklere aktif bi�imde kat�lmalar�n� sa�layacak becerileri kazand�r�c� ortak ve kal�c� bir yakla��m, bilin� ve duyarl�l�k zemini yarat�labilir..." (22)

    Gerek ayr�mc�l�k yasa��n�n yer ald��� 2. maddenin dili, gerekse �ocuk Haklar� Komitesi�nin bu maddeye ili�kin yorumlar�, taraf devletlerin ayr�mc�l��� �nleme y�k�ml�l�klerinin aktif bir y�k�ml�l�k oldu�unu vurgulamaktad�r. Ba�ka bir ifade ile, bu y�k�ml�l�k, haklar�n uygulamaya ge�irilmesine ili�kin ba�ka alanlarda oldu�u gibi, inceleme, pl�nlama, yasa ��karma, izleme, bilin� ve duyarl�l�k geli�tirme, e�itim ve bilgilendirme, e�itsizlikleri azaltmaya y�nelik �nlemlerin izlenmesini de i�eren bir dizi etkinli�i kapsar.

    ��nk�, ayr�m g�zetmeme ilkesinin yasalarda yer almas� uygulama bak�m�ndan gerekli olmakla birlikte yeterli de�ildir. Bu ilkenin ya�ama ge�irilmesi i�in ayr�mc� i�erik ta��yan gelenek, uygulama ve adetlere kar�� da m�cadele etmek gerekmektedir (23).

    S�zle�me�de yer alan haklar�n ayr�m g�zetmeden ya�ama ge�irilmesi s�recinin izlenmesi �ok �nemlidir. �zleme s�recinde, maddede �zel olarak de�inilen konulara duyarl� olunmal�d�r. Ancak s�z konusu maddede belirtilen, �rk, renk, cinsiyet ... vb. nedenler �rnek niteli�indedir. Bu nedenle devletler ayr�mc�l��a yol a�abilecek ba�ka konulara kar�� da duyarl� olmal�d�rlar. �rne�in ya�, b�lgesel, k�rsal, kentsel kesimler, �z�rl�, korunmaya muhta�, yarg� �n�nde su� isnat edilen, �al��an, silahl� �at��malardan etkilenen, H�V vir�s� ta��yan, g��men ve m�lteci �ocuklarla a��r� yoksulluk i�indeki �ocuklar gibi, ayr�mc�l�k zeminleri ve ayr�mc�l�ktan etkilenen t�m �ocuklar bu ilkenin kapsam�na girerler.

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin bu ilkesi do�rultusunda yasalar�m�zda kurallar vard�r. 1982 Anayasas��n�n 10. maddesine g�re, herkes dil, �rk, renk, cinsiyet, siyasi d���nce, felsefi inan�, din, mezhep ve benzeri nedenlerle ayr�m g�zetilmeksizin kanun �n�nde e�ittir. Medeni Kanunun �e�itli kurallar�nda da e�itlik ilkesi yer alm��t�r. Bu kanuna g�re, her ki�i medeni haklardan kanunun s�n�rlar� i�inde e�it olarak yararlan�r. Haklara ve bor�lara ehil olmakta herkes e�ittir (m. 8).

    Mill� E�itim Temel Kanunu bu ilkeyi e�itim e�itli�i a��s�ndan ele alm��t�r. Bu Kanun�a g�re, e�itim kurumlar� dil, �rk, cinsiyet, din ayr�m� g�zetilmeksizin herkese a��kt�r. E�itimde hi�bir ki�iye, aileye, s�n�fa ayr�cal�k tan�namaz.

    G�r�l�yor ki, T.C. Anayasas� ve mevzuat� genelde, ayr�m g�zetmeme ilkesiyle tam bir uyum i�indedir. Bununla birlikte, uygulamada ayr�m g�zetmeme ilkesinin tam olarak yerine getirilmesini sa�lamak i�in yasalarda de�i�tirilmesi gereken kurallar bulunmaktad�r. Ayr�ca sa�l�ktan ileti�ime kadar de�i�en baz� alanlarda s�regelen e�itsizlikler ve temel sosyal hizmetlerin tam olarak sa�lanamamas� sonucu baz� �ocuk gruplar� ayr�mc�l��a maruz kalmaktad�r.

    Okulla�ma a��s�ndan �lkenin �e�itli b�lgeleri ve k�rsal-kentsel farklar, Devletin gereken hizmeti �lkenin her k��esine yeterince g�t�rmedi�ini, dolay�s�yla buralarda ya�ayan �ocuklar aleyhine ayr�mc�l�k sonucunun fiilen ortaya ��kt���n� g�stermektedir.

    B. Ya�ama ve Geli�me Hakk�

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin 6. maddesine g�re, her �ocuk ya�ama hakk�na sahiptir. Devlet, �ocu�un ya�am�n� ve geli�imini g�vence alt�na almakla y�k�ml�d�r.

    Ya�ama hakk� nedir? Ya�ama hakk�, ki�inin fiziksel ve ruhsal b�t�nl���n� koruyabilmesi ve varl���n�n �e�itli etkilerle bozulmas�na engel olabilmesi hakk�d�r. Bu tan�ma g�re, ya�ama hakk� ba�l�ca iki ��eden olu�maktad�r: Bunlardan birincisi, insan�n bedeni i�inde her t�rl� d�� korkudan uzak olarak ya�ayabilmesi hakk�d�r. Ya�arken bireyin beden b�t�nl���ne dokunulamaz. ��nk�, �ocu�un ya�amas�n� sa�laman�n en �nemli ko�ullar�ndan biri de, ya�am�n madd� ve manev� bir ac�ya maruz kalmadan s�rd�r�lmesidir (24). Ki�inin bedenine kar�� her t�rl� tecav�z b�t�n hukuk sistemlerinde su� say�lm��t�r. Ki�inin bir ba�kas�na hangi s�fat ve ama�la olursa olsun maddi ve manevi i�kence etmesi �nsan Haklar� Evrensel Bildirgesi (m. 5) ve �ocuk Haklar� S�zle�mesi ile yasaklanm��t�r (�HS, m. 19, 35, 36, 37). Bu temel yasak ilgili b�t�n uluslararas� belgelere al�nd��� gibi b�t�n i� hukuklar�n da tart���lmaz ilkesi haline gelmi�tir.

    Ayn� bi�imde, su�lulu�u kesinle�mi� olsa bile, beden �zerinde uygulanan cezalar �ocuk haklar�na kesinlikle ayk�r�d�r. �ocu�un ruhsal ya�am�na ili�kin haklar� da ya�ama hakk�n�n �nemli bir unsurudur. Bu nedenle manevi ac�lar vererek �ocu�a ruhsal bask� yap�lmas�, �rne�in ana-baba, ��retmen, polis vb. taraf�ndan �ocu�a ruh sa�l���n� bozucu cezalar verilmesi, onun ruhsal b�t�nl���ne ili�kin haklar�n�n ihlali olarak nitelendirilmelidir.

    �ocu�un onur ve sayg�nl���n�n korunmas� da, en �nemli haklar�ndan biridir. Herkesin oldu�u gibi �ocu�un da i�inde ya�ad��� toplumda ve ili�kiler kurdu�u �evrelerde (aile, okul vb.) ki�isel bir onuru, �erefi ve sayg�nl��� vard�r. �ocu�un onur ve sayg�nl��� bu t�r haklar�n� zedeleyecek davran��larla ihlal edilmi� olabilir. ��retmenin ya da ana-baban�n �ocu�u ba�kalar� yan�nda k���k d���rmesi, yanl�� tan�tmas�, g�l�n� ve zor duruma sokmas� gibi. �ocuk Haklar� S�zle�mesi, hi�bir �ocu�un insanl�k d���, a�a��lay�c� muameleye ve cezaya tabi tutulamayaca��n� (m. 38); okul disiplininin �ocu�un insan olarak ta��d��� sayg�nl�kla ba�da��r bi�imde y�r�t�lmesini (m. 28); �ocuklar�n ana-babalar�n�n ya da ba�kalar�n�n bak�m�nda iken bedensel ve zihinsel �iddetin her t�r�nden korunmalar�n� (m. 19) �ng�ren h�k�mleri ile �ocu�un bedensel-ruhsal b�t�nl���n�, onur ve sayg�nl���n� korumak istemi�tir.

    Ya�ama hakk�, Anayasa hukuku a��s�ndan temel haklar�n en �nemlisidir. 1982 Anayasas�, "herkes ya�ama hakk�na sahiptir" (m. 17), "herkes ki�i h�rriyeti ve g�venli�ine sahiptir� (m. 19) demektedir. Ki�i g�venli�i en ba�ta ya�ama hakk�n�n tan�nmas�yla sa�lan�r. Anayasa, "kimseye i�kence ve eziyet yap�lamaz; kimse insan haysiyetiyle ba�da�mayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz" (m. 17/III) kural�n� koymu�tur. Ceza Kanunu da ki�inin ya�am�na son vermeyi su� saym��t�r (TCK. m. 448-455). Medeni Kanun, ki�inin kendi i�lemleriyle ya da d��tan y�nelen sald�r�larla ya�am hakk�na zarar verilmesini �nleyici kurallar getirmi�tir (m. 23-24). Umumi H�fz�s�hha Kanunu, Sa�l�k ve Sosyal Yard�m Bakanl����na �ocuk �l�mlerinin azalt�lmas� i�in gerekli �nlemlerin al�nmas� g�revini vermi�tir.

    Yasalar�m�zdaki �ocu�un ya�ama hakk�n� koruyan bu h�k�mlere ra�men, T�rkiye�de bebek ve 5 ya� alt� �ocuk �l�m oranlar� y�ksektir. Bebek �l�mleri konusunda son y�llarda her ne kadar �nemli �l��de iyile�meler olmu�sa da, h�l� her 1000 bebekten 42,7�si bir ya��na gelmeden �lmektedir (TNAS). Bebek �l�m h�z� k�rsal kesimlerde binde 55, kentsel yerle�imde binde 35�dir. Ayn� �ekilde b�lgeler aras�nda �nemli farkl�l�klar bulunmaktad�r. Be� ya� alt� �l�m h�z� ise binde 52�dir. Ayn� �ekilde k�rsal ve kentsel yerle�im alanlar�nda ve b�lgeler aras�nda farkl�l�klar bulunmaktad�r (25).

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin 6. maddesi ikinci f�kras�nda, temel ya�ama hakk�n�n �tesine ge�ilerek, devletlerden �ocu�un hayatta kalmas� ve geli�mesi i�in "m�mk�n olan azami �abay� g�stermeleri", istenmektedir. "Geli�me" kavram� yaln�zca �ocu�un yeti�kinlik d�nemine haz�rlanmas�yla ilgili de�ildir. Bu, ayn� zamanda �ocukluk d�nemi i�in, yani �ocu�un �imdiki ya�am� i�in en elveri�li ko�ullar�n olu�turulmas� anlam�na gelir (26). S�zle�me�ye g�re devletler, �ocu�un bedensel, zihinsel, ruhsal, ahl�ksal, psikolojik ve toplumsal geli�imini, insan�n sayg�nl��� ile uyumlu bi�imde g�zetecekler; �ocu�un toplumda �zg�r bir birey olarak ya�am�n� s�rd�rmesi i�in gerekli �nlemleri alacaklard�r.

    S�zle�me�nin getirdi�i y�k�ml�l�klerin �o�u, �zellikle sa�l��a, yeterli ya�am standartlar�na, e�itime ve bo� zamana ili�kin y�k�ml�l�kler �ocu�un geli�mesi ile ilgilidir. 27. maddeye g�re, taraf devletler, "her �ocu�un bedensel, zihinsel, ruhsal, ahl�ksal ve toplumsal geli�imi a��s�ndan yeterli bir ya�am standard�na ula�ma hakk�n� tan�mak" durumundad�r. 29. maddeye g�re, e�itimin en �nemli ve ba�ta gelen ama�lar�ndan biri, "... �ocu�un ki�ili�inin, yeteneklerinin eksiksiz bi�imde geli�tirilmesi ve �ocu�un �zg�r bir toplumda ya�ant�y� sorumluluklar �stlenecek bi�imde e�itilmesidir."

    �ocu�u �iddetten ve s�m�r�den koruyan S�zle�me h�k�mleri de, ya�amas� ve azami geli�mesi a��s�ndan �nemlidir. ��nk�, cinsel istismar ve s�m�r� dahil her t�rl� �iddet �ocu�un geli�mesi �zerinde olumsuz etkilerde bulunur.

    S�zle�me�nin di�er maddelerinde de �ocu�un geli�imini g�vence alt�na alan do�rudan ya da dolayl� h�k�mler bulunmaktad�r. 18. madde, ana-babalar�n ya da vasilerin �ocu�un yeti�tirilmesinde birinci derecede sorumlu olduklar�n�, devletin bu konuda onlara yeterli yard�m� sa�layaca��n� belirtmektedir. 20. madde, devletin aile ortam�ndan yoksun bulunanlara �zel koruma sa�lamas�n�, 25. madde, bak�m, koruma ve tedavi i�in kurumlara yerle�tirilen b�t�n �ocuklar�n durumlar�n�n periyodik olarak g�zden ge�irilmesini istemektedir. Bu, �ocu�un geli�mesi i�in �nemli bir g�vencedir. 23. maddeye g�re, �z�rl� �ocuklara yap�lacak yard�mlar k�lt�rel ve manevi geli�me dahil, �ocu�un m�mk�n olan en eksiksiz sosyal uyumunu ve bireysel geli�imini sa�layacak bi�imde olmal�d�r (27).

    C. �ocu�un Y�ksek Yarar�n�n (G�venli�inin) Korunmas�

    �ocuk Haklar� S�zle�mesi�ne g�re, kamusal ya da �zel sosyal yard�m kurulu�lar�, mahkemeler veya yasama organlar� taraf�ndan yap�lan ve �ocuklar� ilgilendiren b�t�n faaliyetlerde �ocu�un y�ksek yarar� temel d���ncedir. Taraf devletler, �ocu�un ana-babas�n�n, vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan di�er ki�ilerin hak ve �devlerini de g�z�n�nde tutarak esenli�i i�in gerekli koruma ve bak�m� sa�lamay� �stlenirler ve bu ama�la uygun yasal ve idari �nlemleri al�rlar.

    Taraf devletler, �ocuklar�n bak�m� ve korunmas�ndan sorumlu kurumlar�n, hizmet ve faaliyetlerin �zellikle g�venlik, sa�l�k, personel say�s�, uygunlu�u ve y�netimin yeterlili�i a��s�ndan yetkili makamlarca konulan �l��lere uymalar�n� taahh�t ederler.

    Maddenin 1. f�kras�, h�k�metlerle kamusal ve �zel kurulu�lar�n etkinlik ve giri�imlerinin, �ocuklar �zerinde ne t�r etkiler yarataca��n� tartmalar� gerekti�ini vurgulamaktad�r. Bu de�erlendirmeyi yaparken �ocuklar�n y�ksek yarar� birinci derecede g�zetilecektir.

    �ocu�un y�ksek yarar�, �ocu�un g�venli�i kavram� ile e� anlaml�d�r. �ocu�un g�venli�i, somut bir durumda, �ocu�un bedensel, zihinsel, duygusal, ahl�ksal, sosyal, k�lt�rel, ekonomik ve hukuksal bak�mlardan korunmas� ve geli�tirilmesidir. O halde �ocuk, maddi, manevi, ekonomik ve hukuksal bak�mlardan �zg�rl�k ve haysiyet i�inde, sa�l�kl� ve dengeli bi�imde geli�ebilme olanaklar�na sahip k�l�nm��sa haklar� ve g�venli�i korunmu� olur. �u halde, sa�l�kl� geli�im �ocu�un g�venli�inin en �nemli unsurudur. �ocuk psikiyatristi Lutz sa�l�kl� �ocu�u ��yle tan�mlanm��t�r. "Sa�l�k, belirli bir zaman kesiti d���n�l�rse, bu kesit i�erisinde herhangi bir hastal�k belirtisinin bulunmamas�d�r. Fakat t�m �ocukluk ve gen�lik �a�� ele al�n�rsa, do�u�tan getirdi�i, hen�z �rt�l� (gizli) bulunan yeteneklerini geli�imin hedeflerine uygun bi�imde geli�tirebilen �ocu�a sa�l�kl� �ocuk denir" (28).

    B.M. �ocuk Haklar� Komitesi, S�zle�me�nin �ocu�un y�ksek yarar�n�n g�zetilmesiyle ilgili 3. maddesinde yer alan h�k�mlerin, politikalar�n belirlenmesinde ve kararlar�n al�nmas�nda y�n g�sterici olmas�n� istemektedir. Bu y�n g�stericilik, S�zle�me�de g�vence alt�na al�nan haklar�n ya�ama ge�irilmesi i�in ayr�lacak insani ve ekonomik kaynaklar�n belirlenmesini de kapsamal�d�r. Y�ksek yarar ilkesi, kaynak tahsisi gibi bir konu s�z konusu oldu�unda, hem genel devlet b�t�esi, hem de yerel b�t�elerde yeterli �denek ayr�lmas�n� da gerektirir. Ayn� �ekilde, ekonomik uyum politikalar�n�n ve b�t�e kesintilerinin �ocuklar �zerindeki etkileri y�ksek yarar ve di�er temel ilkeler �����nda ele al�nmal�d�r. �ocuklar�n, sosyal sekt�rlerdeki b�t�e k�s�tlamalar� dahil olmak �zere, uygulanan ekonomik politikalar�n etkilerinden korunmalar� i�in gerekli �nlemler al�nmal�d�r.

    �ocuklar�n y�ksek yarar�na ve ayr�mc�l���n yasaklanmas�na ili�kin ilkelerin ulusal yasalarla i�selle�tirilerek mahkemeler taraf�ndan dikkate al�nmas� sa�lanmal�d�r (29).

    3. maddenin 2. f�kras� devletleri; �ocu�un ana-babas�n�n ve kendisinden hukuken sorumlu di�er ki�ilerin hak ve �devlerini de g�z�n�nde tutarak gerekli bak�m ve korumay� sa�lamakla y�k�ml� tutmaktad�r. ��nk�, bak�m ve koruma bazen ana-babalar�n tek ba�lar�na sa�layamayacaklar� y�nler i�erir. �rne�in �ocu�un e�itim hakk�n�n ger�ekle�tirilmesi b�yledir. Devlet, �ocuklara paras�z ve zorunlu ilk��retim olanaklar� sa�larken, ana-babalar da, onlar�n y�ksek yararlar� do�rultusunda e�itim g�rmelerini sa�layacaklard�r. Bunun gibi, aile ortam�ndan yoksun �ocuklara �zel koruma ve yard�m sa�lama, �ocuklar�n sosyal g�venlik imkanlar�na ve yeterli ya�am standard�na ula�ma haklar�n� ger�ekle�tirme, S�zle�me�nin 19, 32, 33, 34, 35 ve 36. maddelerine g�re �ocuklar� �iddetin ve s�m�r�n�n her bi�iminden koruma da bu ilke �er�evesinde devletin yerine getirmekle y�k�ml� oldu�u g�revlerdir.

    3. maddenin, 3. f�kras�, �ocuklarla ilgili kurumlar, hizmetler ve tesisler i�in standartlar olu�turulmas�n� ve devletin gerekli izleme etkinlikleriyle bu standartlara uyulmas�n� sa�lamas�n� �ng�rmektedir. Bu h�k�m yaln�zca Devletin y�netimindeki kurumlar�, hizmetleri ve tesisleri de�il, �ocuklar�n korunmas� ya da bak�m�ndan sorumlu b�t�n taraflar� kapsamaktad�r. S�zle�me�de yer alan h�k�m, standart olu�turulmas� gerekli alanlar�n tam bir listesini vermemektedir. Ancak bu standartlar�n �zellikle g�venlik, sa�l�k, �al��an personelin nicel ve nitel yeterlili�i ve gerekli denetimin yap�lmas� gibi alanlarda olu�turulmas� gerekti�ini vurgulamaktad�r.

    1982 Anayasas�, �ocuklar�, ihtiya�lar� �ncelikli olarak kar��lanmas� gereken �zel gruplardan biri olarak kabul etmekte, �ocuklar�n ��karlar�na �ncelik verilmesini �rt�l� bi�imde ifade eden h�k�mlere yer vermektedir. Bu maddeler, �ocuklar�n korunmas� i�in uygun �nlemlerin al�nmas�n� (m. 41/II), maddi imkanlardan yoksun yetenekli �ocuklar�n ��renimlerini s�rd�rebilmeleri i�in desteklenmesini (m. 42/VII); �ocuklar�n �al��ma ko�ullar� bak�m�ndan �zel h�k�mlerle korunmalar�n� (m. 56/III) emreden h�k�mler i�ermektedirler. �ocuklar, �ncelikli olarak sosyal hizmetler sunulmas� gerekli gruplar aras�nda yer al�rlar (SH�EKK m. 4/c).

    Medeni Kanun, ana-baba ve �ocuk ili�kilerini d�zenlerken, �ocu�un g�venli�inin yani y�ksek yarar�n�n korunmas�n� temel ilke olarak benimsemi�tir. Medeni Kanuna g�re, ana-baba vel�yeti �ocu�un g�venli�ine uygun bi�imde kullanacakt�r. Ana-baban�n g�revlerini yerine getirmemeleri veya haklar�n� k�t�ye kullanmalar� durumunda h�kim �ocu�u korumak i�in gerekli �nlemleri alacakt�r. �ocu�un korunmas� i�in al�nacak b�t�n �nlemlerin �l��s� ve temel ko�ulu �ocu�un g�venli�inin korunmas�d�r. �ocu�un evlat edinilmesinde; bo�anmada vel�yetin ana-babadan birine verilmesinde �ocu�un y�ksek yarar�na birinci �nceli�in tan�nmas� ilkesi esas al�nacakt�r. Ancak bu kurallar�n yeterince uyguland���n� s�ylemek g��t�r.

    D. �ocu�un G�r��lerine Sayg� G�sterilmesi

    1. Genel Olarak

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin uygulanmas� ve di�er b�t�n maddelerin yorumlanmas�nda temel �nem ta��yan ilkelerden biri de, belirli bir g�r�� olu�turma yetene�ine sahip her �ocu�un, kendini ilgilendiren b�t�n konularda g�r��lerini serbest�e ifade edebilmesi, bu g�r��lere ya�� ve olgunluk derecesi g�z�n�ne al�narak gereken �nemin verilmesidir (�HS, m. 12).

    Maddenin ikinci f�kras� �ocu�a, kendisini ilgilendiren herhangi bir adli ve idari kovu�turmada do�rudan do�ruya veya temsilci arac�l��� ile ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilme hakk� tan�maktad�r. Bu f�kra �ocu�a, kendi ba��na gelece�ini tayin hakk�n� de�il, kararlara kat�lma hakk�n� verir.

    Kat�l�m hakk�na kadar olan ilkeler daha �nceki bildirilerde de yer alm��t�r. Kat�l�m hakk� ise ilk kez �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me ile g�ndeme gelmi�tir. Bunun gerek�esi �udur: �a��m�zda ideal y�netim modeli demokrasidir. Demokrasinin temel prensipleri kat�l�mc�l�k, insan hak ve �zg�rl�kleri, �o�ulculuk ve hukukun �st�nl���d�r. Bireyler do�umlar�ndan itibaren ailede ve toplumda bu prensipler i�inde b�y�mezlerse yeti�kin olduklar�nda bu kavramlara g�re ya�ayamazlar. Bu nedenle, demokrasi toplumunun bireyinin i�inde yeti�mesi gereken kurallar �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�de belirlenmi�tir.

    Birle�mi� Milletler �ocuk Haklar� Komitesi taraf devletlere, "S�zle�me�nin 12, 13, 15. maddeleri �����nda, �ocuklar�n ailede, okulda ve toplumsal ya�amdaki aktif kat�l�mlar�n� ve kendilerini ilgilendiren kararlarda yer almalar�n� sa�lamak i�in �aba g�stermeleri, bu ama�la yasalara kurallar koymalar�, bu kurallar�n uygulanabilmesi i�in gerekli �nlemleri almalar� �nerisinde bulunmaktad�r. Ancak, �ocuklar�n g�r��lerini ifade etme haklar�n� kullanabilmeleri i�in ailelerin ve genel olarak kamuoyunun, �ocuklarla ilgili kurumlarda �al��anlar�n bilin� ve duyarl�l�k d�zeyini geli�tirmek, bu ki�ilerin �ocuklar� bu y�nde te�vik edecek ve �ocuklar�n g�r��lerine gerekli a��rl��� tan�yacak bi�imde e�itilmeleri gerekir.

    1990 D�nya Zirvesi Bildirgesi, �ocuklar�n �zg�r bir toplumda sorumlu bir ya�am i�in haz�rlanmalar�, ilk y�llar�ndan ba�layarak toplumlar�n k�lt�rel ya�am�na kat�lmaya te�vik edilmeleri gerekti�ini vurgulamaktad�r. B.M. �ocuk Haklar� Komitesi�ne g�re, "�ocuklar�n aile ve okul ya�am� olmak �zere, toplumsal ya�ama kat�l�mlar�n� te�vik etmek; d���nce, ifade ve �rg�tlenme �zg�rl�klerinden daha fazla yararlanmalar�n� sa�lamak i�in daha �ok �aba g�sterilmesi gerekmektedir. Bu �zg�rl�kler yaln�zca, yasalarla belirlenmi� ve demokratik bir toplumda gerekli olan s�n�rlamalara tabi tutulmal�d�r." (31)

    S�zle�me, �ocuklar�n g�r��lerini serbest�e ifade edebilmelerine ili�kin herhangi bir ya� s�n�r� getirmemi�, sadece "g�r��lerini olu�turma yetene�ine sahip" �ocuk ifadesini kullanm��t�r. O halde, �ocu�a kendi g�r��lerini olu�turacak durumda olmad���n�n a��k bi�imde belli oldu�u durumlar d���nda, bu hakk�n� kullanma imkan� tan�nmal�d�r. ��nk�; �ocu�un g�r��leri ya��na ve olgunluk d�zeyine g�re dikkate al�nacakt�r. B�ylece belirli bir �ocuk kesiminin ya� nedeniyle bu hakk�n kapsam� d���nda b�rak�lmas� �nlenmi�tir.

    S�zle�me, �ocuklara g�r��lerini "serbest�e ifade edebilme" hakk�n� tan�m��t�r. Bunun anlam�, �ocu�a, g�r��lerini ifade etmesi ya da etmemesi konusunda herhangi bir bask�, s�n�rlama ve etkileme uygulanmamas�d�r.

    S�zle�me�nin 2. f�kras�, "�ocu�u etkileyen herhangi bir adl�, idar� kovu�turmada �ocu�a dinlenilme f�rsat� sa�lanmal�d�r" demektedir. �ocu�u etkileyen herhangi bir adl� s�re� ifadesi yarg� a��s�ndan geni� bir alan� kapsar. �rne�in �ocu�un ana-babas�na kar�� korunmas� amac�yla mahkeme taraf�ndan tedbirler al�nmas�, bo�anmada vel�yetin ana-babadan birine verilmesi, �ocu�un evl�t edinilmesine mahkemece karar verilmesi, hakk�nda korunma karar� al�nmas�, ad de�i�tirme, ik�metg�ha ili�kin mahkeme ba�vurular�, vatanda�l�k, g��menlik ve m�ltecilik s�fat� ile ilgili mahkeme kararlar� ve ceza davalar� bu kapsama girer.

    "�dari kovu�turma" ifadesinin ise kapsam� �ok daha geni�tir. E�itim, sa�l�k, pl�nlama, �evre, sosyal g�venlik, �ocuk koruma, istihdam ve �ocuk mahkemelerinin y�netimi gibi alanlarda �ocu�un resm� karar s�re�lerine kat�lmas� sa�lanmal�d�r.

    �ocu�un g�r��lerinin nas�l dinlenilece�i ise devletlerin takdirine b�rak�lm��t�r. �ocuk, de�i�ik yollardan dinlenebilir. �rne�in do�rudan do�ruya, temsilci arac�l��� ile ya da uygun bir makam yoluyla. Temsilci, �ocu�un ana-babas� ya da vasisi olabilece�i gibi, �ocu�u etkileyen bir konuda �zel olarak g�revlendirilmi� ki�i de olabilir.

    18.01.2001 tarih ve 4620 numaral� kanunla T�rkiye taraf�ndan onaylanan 7 �ubat 24305 say�l� Resmi Gazetede yay�nlanarak y�r�rl��e giren "�ocuk Haklar�n�n Kullan�lmas�na �li�kin Avrupa S�zle�mesi", �ocu�un kat�l�m hakk�n�n nas�l kullan�laca��na a��kl�k getirmektedir. S�zle�me�de, �ocuklar�n haklar�n�n ve y�ksek yararlar�n�n geli�tirilmesi i�in �ocuklar�n �zellikle kendilerini ilgilendiren ailev� i�lemlerde haklar�n� kullanma olana��na sahip olmalar�, haklar�n�n ve y�ksek yararlar�n�n geli�tirilmesi i�in gerekli bilgiler edinmeleri, �ocuklar�n g�r��lerinin usul�ne uygun olarak al�nmas� gerekti�i ilkeleri vurgulanm��t�r. S�zle�me�ye g�re, yeterli idrak kabiliyetine sahip �ocuk kendisini ilgilendiren davalarda, davayla ilgili t�m bilgileri almak, kendisine dan���lmas�n� istemek ve kendi g�r���n� ifade etmek, kendi g�r��lerinin uygulanmas� halinde bunun sonu�lar�n�n ne olaca�� hakk�nda mahkemeden bilgi almak haklar�na sahiptir (m. 3-4).

    Yeterli idrak g�c�ne sahip �ocu�un ebeveynleri �ocu�u temsil etme olana��ndan mahrum edilmi�se, �ocu�un �ahsen veya di�er �ah�s ve kurumlar arac�l��� ile bir temsilci istemek hakk� vard�r (m. 5).

    Birle�mi� Milletler �ocuk Haklar� Komitesi, S�zle�meler ve yasalarda �ocuk haklar�n�n yer almas�n�n tek ba��na ailelerdeki, okullardaki ya da toplumlardaki gerekli davran�� ve uygulama de�i�ikliklerini sa�layamayaca��n� belirterek, �ocuklar�n kat�l�m haklar�n� kullanabilmeleri i�in e�itimin gerekli oldu�unu �e�itli vesilelerle s�rekli vurgulamaktad�r. Bu ama�la �ocuk Haklar� ve �ocuk Hukuku ad� alt�nda ilk��retim ve orta ��retim okullar�, t�p fak�lteleri, hem�ire okullar�, sosyal hizmet okullar�, psikoloji b�l�mleri ve sosyoloji b�l�mlerine dersler konulmas�n� taraf devletlerden istemektedir. (32)

    2. �ocu�un Kat�l�m�n�n Sa�lanaca�� Ortamlar

    B.M. �ocuk Haklar� Komitesi a�a��da belirtilen ortamlarda �ocuklar�n kat�l�m haklar�n�n sa�lanmas�n� taraf devletlere �nermektedir.

    a. Genel Politikalar�n belirlenmesinde

    S�zle�me�nin uygulanmas�na ili�kin h�k�met d�zeyindeki uygulamalar da dahil �e�itli d�zeylerdeki politikalar�n belirlenmesine �ocuklar kat�lmal�d�rlar. Komite, periyodik raporlar klavuzunda devletlerden, �ocuklar�n g�r��lerinin nas�l, hangi yollardan ��renildi�ine, �ocuklarla nas�l g�r���ld���ne ve �ocuklar�n dile getirdikleri �ikayetlerin yasal d�zenlemelerde, politikalarda ve yarg� kararlar�nda nas�l dikkate al�nd���na ili�kin bilgi istemektedir.

    �ocuklar i�in etkili �ikayet yollar� a��lmas� da, 12. maddenin uygulanmas� bak�m�ndan �nemlidir. ��nk�, �ocuklar�n ya�amlar�n�n her alan�nda �ikayetlerini dile getirebilecekleri mekanizmalara ihtiya�lar� vard�r. Bu mekanizmalar, aile ya�am�nda, alternatif bak�mda, kendilerini ilgilendiren her t�r kurum, hizmet ve tesiste uygulanmal�d�r. Etkili �ikayet kanal�na eri�ebilmek �ocuklar�n korunmas�nda vazge�ilmez bir unsurdur (33).

    b. Aile ortam�nda

    B.M. �ocuk Haklar� Komitesi, �ocuklar�n aile i�inde karar alma s�re�lerine kat�lmalar�n� s�rekli olarak �zendirmi�, ana-babalar�n ve di�er bak�c� ki�ilerin sorumluluklar�n�n belirlenmesinde �ocuklar�n g�r��lerinin dinlenilmesini ve ciddiye al�nmas�n� 12. madde �er�evesinde bir y�k�ml�l�k olarak kabul etmi�tir. �nsan Haklar� El Kitab�nda da bu konuda �u g�r�� dile getirilmi�tir: "Ana-babalardan �ocuklar�na gerekli y�nlendiricilik ve yol g�stericili�i yapmalar� beklenmektedir. Ancak ana-babalar bu y�ndeki giri�imlerinde �ocuklar�n geli�en yeteneklerini, ya��n� ve olgunluk d�zeyini dikkate almak zorundad�rlar. Dolay�s�yla 12. madde �����nda payla��mc�, olumlu ve sorumlu bir diyalog ortam� yarat�lmal�d�r. Ger�ekte ana-babalar, �ocuklar�n karar s�recinin farkl� a�amalar�na giderek daha fazla kat�lmalar�n� sa�lama, onlar� �zg�r bir toplumun sorumlu bireyleri olarak yeti�tirme, bilgilendirme ve gerekli yol g�stericili�i ve y�nlendiricili�i yapma a��s�ndan �zellikle elveri�li konumda bulunmaktad�rlar. Bu arada �ocuklara g�r��lerini serbest�e dile getirme hakk� tan�nmal� ve bu g�r��lere gereken �nem verilmelidir. Bu durumda mutlaka onaylanmasa bile �ocu�un g�r��leri dikkate al�nacak ve �ocuklara al�nan farkl� kararlar�n nedenlerini anlama olana�� tan�nacakt�r. �ocuklar, ana-babalar�n�n isteklerinin edilgen yans�t�c�lar� olmak yerine, gerekli kat�l�m becerilerine sahip aktif ki�iler olacaklard�r." (34)

    Nitekim Medeni Kanunumuzun baz� maddelerinde �ocu�un g�r���n�n al�nmas� gerekece�ini belirten h�k�mler bulunmaktad�r. �rne�in, hakimin, 15 ya��n� bitiren �ocu�un yarg�sal yol ile r��t�ne karar verebilmesi i�in �ocu�un r�zas� gerekir. Keza temyiz kudretine sahip �ocu�un evlenmesine, evl�t edinilmesine ancak r�zas� oldu�u takdirde karar verilebilir. Yine Medeni Kanuna g�re, ana-baba �ocu�un e�itilece�i meslek hakk�nda karar verirken onun, ilgi, yetenek ve isteklerini g�z�n�nde bulundurmak zorundad�rlar.

    Bunlar�n d���nda ne MK�da ne de Yarg�lama Kanunlar�nda haklar�nda karar verilmeden �nce �ocu�un dinlenilmesini emreden bir h�k�m bulunmamaktad�r. Bu �er�evede, bo�anma ve vel�yetin kald�r�lmas� davalar� g�r�l�rken �o�unlukla �ocu�un fikri al�nmamakta, h�kim �ocu�u hi� g�rmeden kimde kalaca�� hakk�nda dosyadaki bilgilere g�re karar vermektedir. �ocu�u ilgilendiren di�er konularda da uygulama bu �ekildedir. Bir �ok �lke, S�zle�me�nin 12. maddesinde yer alan �ocu�un g�r���n� do�rudan do�ruya veya uygun bir temsilci arac�l��� ile a��klama hakk�n� Medeni Kanunlar�na ya da Usul Kanunlar�na ge�irerek de�i�iklikleri yapm��lard�r.

    T�rk hukukunda da �u ifadeler do�rultusunda de�i�iklik yap�lmal�d�r: �ocu�un yararlar�n� etkileyebilecek bir konuda karar al�nmas�n� gerektiren b�t�n i�lemlerde, bu i�lem ve sonu�lar� hakk�nda ayd�nlat�c� bilgi �nceden verilmek ko�uluyla, �ocuk ay�rt�m g�c�ne sahip ise kendisinin, ay�rt�m g�c�ne sahip de�ilse kanunla belirlenecek bir kurumun tayin edece�i temsilcinin g�r��� al�n�r. Yarg��lar �ocuklar�n haklar�n� ilgilendiren t�m dava ve nizas�z kaza i�lerinde bu h�kme uymak zorundad�rlar."

    c. �evrenin korunmas� ve s�rd�r�lebilir kalk�nmada

    S�zle�me�nin 29. maddesi, �ocuk e�itiminin ama�lar�ndan birinin de "do�al �evreye sayg�s�n�n geli�tirilmesi" oldu�unu belirtmektedir. �ocuklar�n, �evre koruma etkinliklerine kat�l�mlar� 1992 y�l�nda yap�lan D�nya Zirvesi�nde �n plana ��kar�lm��t�r. Birle�mi� Milletler �evre ve Kalk�nma Konferans� sonunda, "�evre ve Kalk�nmaya �li�kin Rio Bildirgesi" yay�nlanm��t�r. Bildirge�nin "�ocuklar ve Gen�ler" ba�l�kl� 21. b�l�m�nde, �ocuklar�n ve gen�lerin bu konularla ilgili b�t�n karar s�re�lerine aktif bi�imde kat�lmalar�n�n �nemi vurgulanmaktad�r. ��nk�, bu s�re�ler �ocuklar�n ve gen�lerin hem bug�nk� ya�amlar�n� hem de geleceklerini etkilemektedir. Ama�lar aras�nda �unlar da yer almaktad�r: "Her �lke kendi gen�lik komitelerine dan��arak, gen�lerle h�k�met aras�nda her d�zeyde diyalo�u geli�tirmeli, gen�lerin bilgi kaynaklar�na eri�ebilmesini sa�lamak ve gen�lere G�ndem 21�in uygulanmas� dahil olmak �zere h�k�metin alaca�� kararlar konusunda g�r��lerini belirtme f�rsat� tan�mal�d�r... Her �lke ve Birle�mi� Milletler, Birle�mi� Milletlerin ba�latt��� b�t�n s�re�lere gen�lik temsilcilerinin de kat�lmalar�n� ve bu s�re�leri etkilemelerini sa�layacak mekanizmalar� olu�turup geli�tirmelidir (35).

    d. Medyada

    �ocuk Haklar� Komitesi "�ocuk ve Medya Konulu Genel G�r��mesi"nin �zetinde, �ocuklara g�r��lerini dile getirme olana�� sa�lamas� a��s�ndan medyan�n �nemini vurgulam��t�r. "... Medya ile ilgili bilgiler, medyan�n etkileri ve i�leyi� bi�imi okullarda her kademede ��retilmelidir. ��renciler medyayla ili�kiye ge�ip onu kullanabilecek bi�imde e�itilmelidir..." (Eyl�l-Ekim 1996 "�ocuk Medya" Konulu Genel G�r��me, �HS/K/57, s. 42 vd.) (36).

    e. Okul ortam�nda

    �ocu�un kendini ilgilendiren her konuda g�r��lerini serbest�e a��klayabilmesine ili�kin genel hak okul ya�am�na ve ortam�na ili�kin b�t�n kararlar� kapsar. Okulda �ocu�u ilgilendiren herhangi bir idari s�re� ya da disiplin kovu�turmas�nda, ya da ba�ar� de�erlendirilmesinde �ocu�un bu hakk�n� kullanmas�na imkan sa�lanmal�d�r. 12. ve 13. maddeler a��s�ndan �nem ta��yan di�er bir konu da �ocuklar�n kendi aralar�nda �rg�tlenerek okul b�ltenlerine ve dergilerine katk�da bulunmalar�d�r.

    Okul ortam�nda �ocuklar�n kat�l�m haklar�n�n ger�ekle�mesi, demokratik e�itim ilkesinin ya�ama ge�irilmesi ve e�itim ve ��retim s�recinde kullan�lan y�ntem ve tekniklerin ��renci merkezli olmas� ile sa�lanabilir. Demokratik e�itim, Mill� E�itim Temel Kanunu�nun 11. maddesinde T�rk Mill� E�itiminin temel ilkeleri aras�nda d�zenlenmi�tir. Ancak e�itimin demokratik olmas�, ��retmenlerin demokratik tutumu ve davran��lar� kazanm�� olmalar� yan�nda, ��retim etkinliklerinde kullan�lan y�ntem ve tekniklerin de, �ocuklar�n kat�l�m haklar�n� kullanmalar�na f�rsat verecek i�erikte olmas�na ba�l�d�r. Okullar, ��rencilerin demokrasiyi ya�ayarak ��rendikleri yerler olmal�d�r. Okullarda demokrasinin kurallar� i�lemedi�i s�rece orada demokrasi ��retilemez. Bu da ancak, ��rencinin kendi e�itimi ile ilgili konularda al�nan kararlara kat�lmas�yla m�mk�nd�r.

    �ocu�un okul ortam�nda g�r��lerinin dikkate al�nmas� ile ilgili olarak Mill� E�itim mevzuat�ndaki en �nemli geli�me, 23 Eyl�l 1998 tarihli Resmi Gazetede yay�mlanan "Mill� E�itim Bakanl���na Ba�l� E�itim Kurumlar� Y�neticilerinin Atama ve Yer de�i�tirmelerine �li�kin Y�netmelik"in 37. maddesine dayan�larak haz�rlanm�� olan E�itim B�lgeleri ve E�itim Kurullar� Y�nergesidir. S�z� edilen y�netmeli�in 37. maddesi "... okulun i� ve d�� ��eleri ile sivil toplum �rg�tleri, yerel y�netimler ve �zel sekt�r temsilcilerinin, e�itim y�netimi ve karar s�re�lerine kat�l�m� ile katk�lar�n�n sa�lanmas� gibi ama�lara imkan verecek E�itim B�lgeleri ve E�itim Kurullar� olu�turulur." ifadesini i�ermektedir. Bu ifade do�rultusunda haz�rlanan ve Kas�m 1999 tarihli Tebli�ler Dergisinde yay�mlanan E�itim B�lgeleri ve E�itim Kurullar� Y�nergesi�nin 13. maddesi, Okul ��renci Kurulunun Olu�umu ve G�revlerine yer vermi�tir: "�lk��retim okullar�nda bir m�d�r yard�mc�s� ile rehber ��retmenin g�zetiminde, her s�n�f�n �ube ��rencileri kendi aralar�ndan birer �ube temsilcisini, �ube temsilcileri de aralar�ndan, her s�n�ftan bir ��renci olmak �zere, okul ��renci kurulunu olu�turacak olan s�n�f temsilcilerini se�er. ��renciler aras�ndan se�ilen �ube ve s�n�f temsilcilerinin temsil g�revleri, se�ildikleri usulde sona erdirilir ve yerine ayn� usulle temsilci se�ilir. Bu kurul orta derecedeki okullarda her s�n�ftan iki temsilci olacak �ekilde ayn� usulle olu�turulur. Okul ��renci kurulu, ��retim y�l� ba��nda� toplanarak �yeleri aras�ndan bir ba�kan, bir ba�kan yard�mc�s�, bir yazman� ve di�er kurullara kat�lacak temsilcileri se�er ve g�ndemindeki konular� g�r��mek �zere ayda bir kez toplan�r. Toplant�larda kararlar oy �oklu�u ile al�n�r. G�ndem rehber ��retmenin koordinat�rl���nde haz�rlan�r ve iki g�n �nceden ilgili okul m�d�r yard�mc�s� taraf�ndan ilgililere duyurulur.

    Y�nergenin 17. maddesinde "E�itim B�lgesi Dan��ma Kurulu"nun olu�umu ve g�revleri ayr�nt�l� bi�imde a��klanmaktad�r. Kurula, b�lgede bulunan e�itim kurumlar�n�n "Okul ��renci Kurulu" ba�kanlar�n�n kendi aralar�ndan se�ecekleri bir temsilci de kat�lmaktad�r.

    Hukukumuzda e�itim ile ilgili olarak �ocu�un g�r���n�n al�nmas� ve bu g�r��lere �nem verilmesine ili�kin di�er bir �rnek te, Mill� E�itim Bakanl��� Orta ��retim Kurumlar� �d�l ve Disiplin Y�netmeli�inde bulunmaktad�r (37). Bu Y�netmelik, ��rencilerin disiplin soru�turmas�na aktif bi�imde kat�l�m�n� sa�lamak amac�yla "onur kurullar�" olu�turulmas�n� h�kme ba�lam��t�r (m. 9). Bu maddeye g�re, "��rencilerin okul y�netimine kat�lmalar�n� sa�lamak amac�yla okulda her s�n�f�n b�t�n �ubelerinden birer ��renci ... ders y�l� ba��nda s�n�f ��retmenleri veya dan��man ��retmenlerin g�zetiminde se�ilerek "Onur Genel Kurulu" olu�turulur. Onur Genel Kurulu "Onur Kurulunu" se�er, okulda ��rencili�e yak��mayan davran��lar� inceler ve bunlar�n d�zeltilmesi i�in al�nmas� gereken tedbirler hakk�nda tekliflerde bulunur (m. 10).

    Okul ortam�nda �ocu�un kat�l�m hakk�n� kullanmas�na olanak tan�yan bir di�er uygulama da MEB E�itimi Ara�t�rma ve Geli�tirme Dairesi�nin (EARGED) Mill� E�itim Geli�tirme Projesi kapsam�nda 208 okul pilot se�ilerek uygulamaya koydu�u M�fredat Laboratuvar Okullar� (MLO) b�nyesinde okul geli�im modeli projesidir. Bu okullarda yap�lan �al��ma ve uygulamadan elde edilen deneyimlerin sistem geneline yayg�nla�t�r�lmas� hedeflenmektedir. Bu ama�la MLO Yayg�nla�t�rma Y�nergesi haz�rlanarak modelin T�rkiye�nin t�m okullar�nda uygulanmas� s�recine girilmi�tir (MEB, Tebli�ler Dergisi, Say� 2506, 19.10.1999).

    Okul Geli�im Modeli (MLO) kat�l�mc� ve i�birli�ine dayal� bir �al��ma sistemini esas almaktad�r. Okulun geli�imini planlamak, planlanan �al��malar� uygulamak, �al��malarda okul i�i ve d��� koordinasyonu sa�lamakla g�revli "Okul Geli�im Y�netimi Ekibi" geni� bir kat�l�mla olu�turulmakta ve bu ekipte ��renci temsilcisi de yer almaktad�r (MEB M�fredat Laboratuvar� Okullar� MLO Modeli, Ankara, MEB 1999/b, s. 10-15).

    1982 Anayasas�, d���nce ve d���nceyi a��klama �zg�rl�kleri a��s�ndan yeti�kinlerle k���kler aras�nda herhangi bir ayr�m yapmadan d���nce �zg�rl���n� d�zenlemi�tir (m. 25-26). Ancak bu h�k�mler �ocuklar a��s�ndan yeterli de�ildir. Anayasa�ya aynen �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�nin 12. maddesindeki d�zenlemeye benzer bir genel kural konulmal�d�r.

    III. �ocu�un E�itim Hakk�

    A. E�itim Hakk�n�n �nemi

    E�itim hakk�, �ocu�un en �nemli temel haklar�ndan biridir. UNICEF�in 1999 Raporunda da belirtildi�i gibi, okuma yazma bilmeme �ok ciddi sorunlara neden olmaktad�r. Anne ve �ocuk �l�mlerinin �nde gelen etkenlerinden biri, annenin e�itim d�zeyinin d���kl��� ya da hi� okuma yazma bilmemesidir. K�z �ocuklar�n�n okulla�ma oran�ndaki 10 puanl�k bir art�� sonunda bebek �l�m h�z� binde 4.1 azalmaktad�r (38). �u halde, �ocu�un en temel hakk� olan ya�ama hakk� ile e�itim hakk� aras�nda yak�n bir ili�ki bulunmaktad�r. Ya�am hakk�n�n yan� s�ra, �ocu�un bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahl�k geli�imi i�in e�itime gereksinimi vard�r. �nsan�n do�u�tan getirdi�i yetenekleri geli�tiren en �nemli ara� e�itimdir. E�itim olmadan insanlar �retken bi�imde �al��amazlar, sa�l�klar�na �zen g�steremezler, kendilerini ve ailelerini gere�i gibi koruyamazlar ve k�lt�rel a��dan zengin bir ya�am s�rd�remezler. Okuma yazma bilmemek, insanlar�n ya�ad�klar� toplumlarda, b�t�n halklar ve gruplar aras�nda anlay���, bar��� ve ho�g�r�y�, iki cinsiyet grubu aras�nda e�itli�i �ng�ren bir ruhla yer almalar�n� g��le�tirir. Konu toplumun b�t�n� a��s�ndan ele al�nd���nda, e�itim hakk�n�n ger�ekle�tirilmemesi, demokrasi ve toplumsal ilerleme, b�ylece de uluslararas� bar��a ve g�venli�e zarar verecektir.

    "�zg�rl�k�� demokratik d�zeni benimsemi� �lkelerde e�itim, ki�ilerde yarat�c� ve ele�tirel d���nce yetene�ini geli�tirir, �ocuklar�n ilgi ve yeteneklerini de�erlendirir. Onlara geni� bir d�nya g�r��� ve ho�g�r� kazand�r�r. �lkeler, sa�l�kl� ve �a�da� bir e�itim arac�l��� ile kalk�nman�n gerektirdi�i say� ve nitelikte insan g�c�n� yeti�tirirler. B�ylece, e�itilmi� insanlar taraf�ndan �lke kaynaklar� daha etkili ve planl� bir bi�imde de�erlendirilir, �lke zenginle�ir, insanlar daha mutlu ve rahat bir ya�am s�rd�r�rler.

    �u halde hem bireyin hem toplumun geli�mesi; herkese yetene�i, kapasitesi ve ilgisi do�rultusunda e�itim g�rme hakk�n�n sa�lanmas�na ba�l�d�r. Ayr�ca, insan haklar� ile ilgili uluslararas� belgelerin ve anayasalar�n temel ilkeleri olan h�rriyet, e�itlik ve demokrasi, bireyin ve toplumun geli�mesi sa�lanmad�k�a ger�ekle�tirilemez. ��nk�, insan haklar� ve demokrasi, ancak halk�n belli bir e�itim d�zeyine ula�t�r�lmas�yla korunup ger�ekle�tirilebilir.

    ��te e�itimin bu �nemi nedeniyledir ki, e�itim hakk� 1948 �nsan Haklar� Evrensel Bildirgesi ba�ta olmak �zere, o tarihten bu yana uluslararas� pek �ok bildirge ve s�zle�mede yer alm��, Birle�mi� Milletler�in son on y�lda yapt��� b�t�n �nemli zirve ve toplant�larda ele al�n�p tart���lm��t�r (39).

    E�itim hakk�n�n 1948 y�l�nda �nsan Haklar� Evrensel Bildirgesi�nde yer almas�, Birle�mi� Milletler�in sosyal, ekonomik ve k�lt�rel haklar�, medeni ve siyasal haklarla uyumlu olarak geli�tirme y�n�ndeki kapsaml� �abalar�n�n ba�lang�c�n� olu�turmu�tur. Bu haklar�n b�l�nmezli�i 20 Kas�m 1989 tarihli �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me�de g�vence alt�na al�nm��t�r.

    S�zle�me ile bir zamanlar �ocuklar�n gereksinimleri olarak kabul edilen hususlar art�k hak say�larak, devletten ve uluslararas� topluluktan istenebilir duruma gelmi�tir.

    �ocuk Haklar� S�zle�mesi�nin 28. maddesi, �ocuklar�n e�itim hakk�n� tan�makta, taraf devletleri, �ocuklara �cretsiz zorunlu temel e�itim sa�lamak, orta��retimi genel ve mesleki olmak �zere �e�itli bi�imlerde �rg�tlemek ve bunlar� t�m �ocuklara a��k bulundurmakla y�k�ml� tutmu�tur. Bunlar�n yan�nda devletlere uygun b�t�n ara�lar� kullanarak y�ksek ��retimin yetenekleri do�rultusunda t�m �ocuklara a��k duruma getirilmesi, e�itim ve meslek se�imine ili�kin bilgi ve rehberli�in b�t�n �ocuklar taraf�ndan elde edilebilmesi, disiplinle ilgili her konuda, �ocu�un insan olarak sahip oldu�u sayg�nl���n korunmas� g�revlerini de vermektedir.

    S�zle�me�nin 29. maddesi ise devletlerden, �ocu�un ki�ili�inin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin m�mk�n oldu�unca geli�tirilmesini, insan haklar�na ve temel �zg�rl�klere sayg� duyarak anlay��, bar��, ho�g�r�, cinsler aras� e�itlik, t�m insanlar aras�nda dostluk ruhuyla yeti�tirilmesini ve �zg�r bir toplumda etkin bir ya�ant�ya sorumluluk �stlenecek bi�imde haz�rlanmas�n� istemektedir.

    S�zle�me�nin nitelikli e�itime ili�kin yakla��m� ise, �ocuklar�n bili�sel gereksinimlerini g�zetmenin yan�nda fiziksel, toplumsal, duygusal, moral ve manevi geli�imlerini g�zetmektir.

    E�itim hakk�n� d�zenleyen 28. ve 29. maddeler S�zle�me�deki t�m haklar� kapsayan d�rt temel ilkeyle birlikte uygulanmal�d�r. Bu ilkelerin hepsi, bir e�itim sisteminin ya da belirli bir okulun nas�l bi�imlendirilece�i ba�ta olmak �zere gerek fiziksel �evre, gerekse programlar bak�m�ndan kapsaml� bir �er�eveye sahiptir. Bu ilkeleri yukar�da ayr�nt�l� bi�imde inceledik.

    �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me, e�itim planlamas� yap�l�rken, gerek t�m e�itim sistemi gerekse tek tek okullar yap�land�r�l�rken �ocuk haklar�n�n temel al�nmas�n� ve �ocu�un y�ksek yarar�n�n g�zetilmesini gerektirmektedir. Ba�ka bir anlat�mla, e�itim sistemi �iddetten ar�nm��, demokrasi ve ho�g�r�y� geli�tiren ve ��rencilere ya�amlar�n� sorumlu yurtta�lar olarak s�rd�recekleri becerileri kazand�ran ortamlar sa�lamal�d�r. Bunun sonucunda, �ocuklara de�er veren ve haklar� temel alan bir okul ortaya ��kacakt�r.

    B. �ocuk Haklar� S�zle�mesi �lkeleri I����nda Nitelikli E�itimin ��eleri

    Bir okulun, �ocuk Haklar� S�zle�mesi�nin 28. ve 29. maddeleri ile temel ilkelerinde �ng�r�len nitelikli e�itimi ger�ekle�tirebilmesi i�in ��rencilerine de�er vermesi, onlara ya�am becerileri kazand�rmas�, beslenme hakk�ndan oyun hakk�na kadar t�m haklar�na �zen g�stermesi ve disiplinle ilgili her konuda insan olarak �ocu�un onuruna sayg� duymas� gerekir.

    UNICEF�in E�itim Raporu�na g�re; �ocuk Haklar� S�zle�mesi�nin �ng�rd��� nitelikli e�itimin birbiriyle ili�kili ve di�erini peki�tirici �zellikte be� ��esi vard�r.

    1. Ya�am ��in ��renme

    Bu ��e, ��retmeye ve ��renmeye y�nelik bir dizi yakla��m�n temelini olu�turur. 21. y�zy�lda ya�am i�in ��renme, �ocuklar�n okuma yazma ve say�sal i�lem becerilerinin yan� s�ra, ya�am�n temelini olu�turan daha ileri ve karma��k becerilerle donat�lmalar�n� gerektirir. Bu beceriler, �ocuklar�n kendilerini i�inde bulunduklar� ko�ullara uyarlayabilmelerini ve bu ko�ullara g�re de�i�tirebilmelerini sa�lar.

    ��renmeye y�nelik yakla��mda, ��retmenler ile ��renciler aras�ndaki ili�ki �ok �nemlidir. S�zle�me�nin temel ilkelerinde de belirtildi�i gibi ��retmenler, �ocuklar� kendi ba�lar�na d���nmeye, neyin nas�l ��renilece�ini ��renmeye y�neltmeli, s�n�fta demokratik kat�l�ma elveri�li bir ortam yaratmal�d�r. Ayr�ca ��renmenin ger�ekle�ti�i ortam aktif ve �ocuk merkezli bir yap�ya kavu�turulmal�d�r. Bu ortam �ocuklar�n geli�me d�zeyleriyle ve yetenekleriyle ili�kilendirilmelidir. �ocuklar g�r��lerini ve d���ncelerini ifade edebilmeli ve g�r��lerine sayg� g�sterilmelidir. B�yle bir ortamda �ocuklar�n �z sayg�lar� da geli�erek kendileriyle ve ba�kalar�yla bar���k bireyler olarak yeti�meleri sa�lan�r.

    �ocuk haklar� a��s�ndan, okulun fiziksel �evresi de �ok �nemlidir. Fiziksel �evre, �ocu�un kendini g�vende hissetmesine, kendisine de�er verilen bir yerde e�itildi�ini d���nmesine yard�mc� olacak bi�imde d�zenlenmelidir.

    Ya�am i�in ��renme, bireylerin i� ya�am�na ve topluma en etkin bi�imde kat�lmalar�n� sa�lar. Bu yakla��m, cinsiyet, dil ve k�lt�r, ekonomik e�itsizlikler, fiziksel ve zihinsel �z�rl�l�k durumunu da dikkate alan bir e�itim program� ve ��retimi gerektirir. Bu yakla��ma g�re d�zenlenen ve uygulanan bir ��retim, �ocuklar�n bu t�r farkl�l�klara olumlu yakla�mas�n� sa�lar.

    Jomtien�de (Tayland) 1990 y�l�nda yap�lan Herkes ��in E�itim D�nya Konferans��nda her �ocu�un hakk� olan kapsaml� ��renme tan�m� �er�evesinde "ya�am becerileri" kavram�na �zel �nem verilmi�tir. Bu Konferans�ta ya�am becerileri kavram�na �u ��eler de eklenmi�tir: Birlikte i� yapmay�, uzla�may�, ileti�im kurmay� ve karar vermeyi sa�layacak psikolojik beceriler, insan� �a�da� ya�am�n sorunlar�na kar�� haz�rl�kl� k�lacak ele�tirel ve yarat�c� d���nce tarz�.

    Ya�am becerileri, �ocuklar�n ya�am�n b�t�n alanlar�nda ortaya ��kan durumlar ve sorunlarla ba� edebilmeleri i�in gerekli becerilerdir. Bu becerileri kazanabilen �ocuk, bu sayede her t�rl� sorun ve durum kar��s�nda kendili�inden yarat�c� olabilir, bunlara pratik ��z�mler getirebilir. Bunun yan�nda, toplum ve aile i�i kararlarda etkili de olabilir. B�ylece kendi haklar�na de�er verirken ba�kalar�n�n haklar�na da sayg� duymay� ��renebilir.

    Ya�am i�in ��renme yakla��m�nda �nemli noktalardan biri de, ��renci ba�ar�s�n�n de�erlendirilmesidir.

    UNICEF�in 1999 E�itim Raporu�na g�re, e�itimin ba�ar�s� �ocuklar�n neyi nas�l ��rendikleri temel al�narak �l��lmelidir. Bu ama�la e�itimin niteli�ini ve ya�am�n gereklerine uygunlu�unu �l�meye elveri�li y�ntemler geli�tirilmelidir. Burada en �nemli konu, e�itim sisteminin, �ocu�un e�itim haklar�n� ya�ama ge�irme sorumlulu�unu, ��renilen �eyler a��s�ndan ne �l��de yerine getirebildi�idir. �ocuklar�n ba�ar�lar�n� �l�en bu t�r bilgiler, politikalar� d�zeltmek, ger�ek�i standartlar koymak, ��retmenlerin �abalar�na y�n vermek, denetimi etkili k�lmak ve kamuoyunun e�itime ili�kin duyarl�l���n� ve deste�ini art�rmak i�in kullan�labilir.

    Bug�n, gerek d�nyada gerekse T�rkiye�de uygulanan s�nav sisteminin b�y�k bir b�l�m�, �ocuklar�n okumak, yazmak, say�sal i�lem yapmak ve ya�am boyunca gerekli di�er becerileri edinmek i�in yeterli f�rsata sahip olup olmad�klar�na bak�lmaks�z�n, onlar� bir se�me s�recinin nesneleri olarak g�rmektedir. Bunun sonucunda d���k gelirli �lkeler, s�n�f tekrarlar� ve okul terkleri y�z�nden bir ilkokul mezunu yeti�tirmek i�in normale g�re d�rt kat daha fazla kaynak harcamaktad�rlar.

    Nitelikli e�itim ve ya�am i�in ��renme bak�m�ndan �nemli noktalardan biri de sa�l�k ve e�itim aras�ndaki ili�kidir. Sa�l�k ve e�itim aras�ndaki ili�ki e�itim planlar�n� ve e�itim politikalar�n� belirleyenlerin �zerinde �nemle durmalar� gereken bir noktad�r.

    D�nya Sa�l�k �rg�t��ne (WHO) g�re, sa�l�kl� ve sa�l��� geli�tirici bir okulun d�rt �zelli�i vard�r.

    * Okul, �ocuklar�n her t�rl� istismardan, �iddetten, kazalardan korunabilecekleri g�venli bir yer olmal�d�r. ��retmenler, �ocuklar�n koruyucular� olarak davranmal�, onlar�n haklar�n� okul i�inde g�venceye almal�d�r. Bunlar�n yan�nda okullar �zel gereksinimi olan �ocuklar (�z�rl� �ocuklar, AIDS hastalar�) i�in destekleyici ve s�cak ortamlar olmal�d�r.

    * Okullarda temiz su ve sanitasyon bulunmal�d�r. Bunlar olmadan �ocuklar�n ��rendiklerini uygulamalar� olanak d���d�r.

    * Okullarda baz� hastal�klar belirlenebilmeli ve tedavi edilebilmelidir. Ayr�ca ��retmenlere, genellikle ��renme g��l��� san�lan g�rme ve i�itme bozukluklar�n� belirleyebilmelerine olanak sa�layacak bi�imde hizmeti�i e�itim verilmelidir.

    * Okullar ya�am becerilerini ��reten yerler olmal�d�r (41).

    2. Eri�ilebilirlik, Nitelik ve Esneklik

    �ocuklar�n okula gitme ve okulda nitelikli e�itim g�rme haklar� vard�r. E�itime ula�ma, hangi toplumda olursa olsun dezavantajl� konumdakiler i�in bir sorundur. �ocuk Haklar� S�zle�mesi, hi�bir �ocu�un e�itimden d��lanmamas�n� �ng�rmektedir. Oysa, bir�ok �ocuk �e�itli nedenlerle okula gidememektedir. Okula gitmeyenlerin �o�unlu�u k�z �ocuklard�r. Ayr�ca, k�rsal kesimdeki �ocuklar kentlerdekine g�re daha az okulla�m��t�r. �z�rl� �ocuklar�n ise e�itim hakk� hemen hemen tamamen g�zard� edilmektedir. Silahl� �at��ma ortam�ndaki �ocuklar�n ders y�llar�, okula gitmeksizin sona ermektedir. Ne var ki, bu konumdaki �ocuklar�n e�itim hakk� ger�ekle�tirilmedi�i s�rece, herkes i�in e�itim hedefine ula�mak m�mk�n de�ildir.

    �ocuklar�n okul d���nda kalmamalar� ya da okula devams�zl�klar� �nleyecek �nlemlerin al�nmas� yan�nda, nitelikli e�itimin ger�ekle�tirilebilmesi bak�m�ndan ��retmenlerin yeti�tirilmeleri ve sorunlar� �zerinde de �nemle durulmal�d�r. Bug�n t�m d�nyada, ��retmenlerin stat� kayb� ve moralsizli�i g�zlenebilen bir olgudur (42). 1991 y�l�nda Uluslararas� �al��ma �rg�t��n�n (ILO) ��retmenlerin �al��ma ko�ullar� �zerinde yapt��� ikinci toplant�da, ��retmenlerin durumunun "tahamm�l edilemez derecede geriye gitti�i" ilan edilmi�tir (43). �al��ma ko�ullar�n�n olumsuzla�mas� sonucunda, nitelikli ve deneyimli ��retmenler bu alandan ka�maya ba�lam��lard�r.

    ��retmenlerin daha iyi bir stat�ye kavu�abilmeleri i�in, yeti�tirilmelerine �zen g�sterilmesi gerekmektedir. Bunun yollar�ndan biri, ��retmenlik mesle�inin niteli�ini y�kseltecek ko�ullar�n olu�turulmas� ve ��retmenlerin, gelecekte �ocuk merkezli s�n�flarda, �ocuk Haklar� S�zle�mesi do�rultusunda e�itim vermeye haz�r h�le gelecek bi�imde yeti�tirilmesidir. Bunun yan�nda, m�fetti�ler de yeni bir anlay��la yeti�tirilmelidir. M�fetti�ler, ��retmenleri de�erlendirip yarg�da bulunan insanlar olarak de�il, onlar� y�nlendirip sorunlar�n ��z�m�ne yard�mc� olan deneyimli pedagojik dan��manlar olarak g�rev yapacak bi�imde yeti�tirilmelidirler.

    3. K�z �ocuklar�n E�itimi

    K�z �ocuklar�n da gereksinimlerini kar��layacak ve onlara ya�am becerisi kazand�racak nitelikli e�itim g�rmeye haklar� vard�r. Oysa, t�m d�nyada okula gitmeyen 6-11 ya�lar�ndaki 130 milyon �ocu�un 73 milyonunu k�z �ocuklar olu�turmaktad�r (44). K�z �ocuklar�n e�itiminin �nemi 1990�lar boyunca her f�rsatta vurgulanm��t�r. Bu konu, 1990 y�l�nda 155 �lke taraf�ndan onaylanan "Herkes ��in E�itim D�nya Bildirgesi"nde geni� yer alm��t�r. Bildirge�ye g�re, "en acil �ncelik, k�zlar�n ve kad�nlar�n e�itime eri�ebilirli�ini sa�lamak, bu e�itimin niteli�ini y�kseltmek ve e�itime etkin olarak kat�lmalar�n� �nleyen b�t�n engelleri kald�rmakt�r. E�itimde cinsiyete dayal� her t�rl� �nyarg� kald�r�lmal�d�r" denilmektedir.

    Burada vurgulanan nokta, yaln�zca, k�z �ocuklar�n kaliteli e�itim olanaklar�na kavu�turulmas� ve �e�itli nedenlerden kaynaklanan okula devam� engelleyen nedenlerin ortadan kald�r�lmas� de�ildir. Bunun yan�s�ra, okullarda k�z �ocuklar i�in fiziksel bak�mdan uygun yerler ve olanaklar�n da sa�lanmas� gerekir.

    �ocuklar�n e�itim hakk�n� g�vence alt�na almak i�in, okullar�n ve e�itim sisteminin "toplumsal cinsiyete duyarl�" (kad�n-erkek e�itli�ine) k�l�nmalar� gerekir. E�itimin niteli�ini art�rmaya ve �ocuk haklar�n� g�vence alt�na almaya y�nelik reformlar pratikte, e�itimi toplumsal cinsiyete daha duyarl� h�le getirecektir. K�z �ocuklar�n okulla�ma oran�n� art�rmaya ve e�itim niteli�ini y�kseltmeye y�nelik belli ba�l� �nlemler de �unlard�r:

    * S�n�fta, herkesin en iyi yan�n� ortaya ��karacak, �ocu�un i�inde bulundu�u toplulu�un ya�am�ndan ve �evresinden hareket eden �ocuk merkezli bir ��renme deneyimi sunulmas�.

    * Toplumsal cinsiyet konular�na ve �ocuk haklar�na duyarl� ��retmenlerin istihdam� ve mevcut ��retmenlerin bu konuda e�itilmesi.

    * Ders kitaplar�nda ve e�itim ara�lar�nda yer alan �rnekler ve imajlardaki toplumsal cinsiyete dayal� �nyarg�lar�n temizlenmesi. Bu imajlarda erkekler etkin, g��l� ve yetki sahibi ki�iler olarak yans�t�lmaktad�rlar. Kitaplardan bu imaj ve �rneklerin ��kar�lmas�, erkek �ocuklar�n aleyhine bir reform olarak anla��lmamal�d�r. ��nk�, ger�ek ya�amda, erkek �ocuklar, toplumun kendilerinden ne bekledi�ine g�re de�il, kendileri neyseler ona g�re davranmaya y�nelten bir m�fredattan yarar g�receklerdir. Ayr�ca, ders kitaplar�n�n, ders planlar�n�n ve s�n�fta kullan�lan materyallerin titiz bi�imde g�zden ge�irilmesi bu ara�lar�n genel kalitesini y�kseltti�i gibi, �ocuklar�n ger�ek ya�amlar�na uygunlu�unu da sa�layabilir.

    * Ana-babalara, okullarla ilgili olarak daha fazla kat�l�m olana�� tan�mas� ve onlar�n toplumsal cinsiyete duyarl� olunmas�n� sa�layan �al��malara kat�lmaya te�vik edilmesi.

    * Okul m�d�rlerinin, m�fetti�lerin ve di�er y�netici personelin toplumsal cinsiyetle ilgili konulara duyarl� olmalar�n�n sa�lanmas�.

    * �ocuklar�n b�y�me ve geli�imindeki erken �ocukluk d�nemindeki bak�m� iyile�tirecek programlar haz�rlanmas�. Bu t�r bir okul �ncesi bak�m ve uyar�c� ortam, b�t�n �ocuklar�n �zsayg�lar�n� geli�tirecek ve okula haz�r olmalar�n� sa�layacakt�r. Okul �ncesi bak�m ve �ocuklar i�in uyar�c� bir �evre olu�turma, �zellikle k�z �ocuklar�n daha sonraki e�itim a�amalar�nda okula devamlar�n� olumlu y�nde etkileyecektir.

    * Okullar�n, �ocuklar a��s�ndan ula��labilir duruma getirilmesini sa�layacak �nlemlerin al�nmas�.

    * Tarladaki ya da evdeki i�leri ve sorumluluklar� nedeniyle okula gelemeyecek �ocuklar�n devam�n� sa�lamak i�in ders programlar�n�n daha esnek h�le getirilmesi.

    * E�itimin �cretsiz verilmesi ya da ailelerin maddi g�c� elvermedi�i i�in �ocuklar�n� okula g�nderememeleri gibi durumlar� �nleyecek �nlemlerin al�nmas�. Ekonomik durumu iyi olmayan aileler, �ocuklar�ndan birini okula g�nderme se�ene�i ile kar��la�t�klar�nda, se�imlerini genellikle erkek �ocuktan yana yapmaktad�rlar.

    K�z �ocuklar�n e�itim hakk�n� ger�ekle�tirmeye y�nelik bu �nlemler, gerek 1982 Anayasas��n�n 42. m. 1. f�kras�nda yer alan "kimse e�itim hakk�ndan yoksun b�rak�lamaz" direktifinin, gerekse "Herkes ��in E�itim D�nya Bildirgesi"nin ger�ekle�mesine katk� sa�layacakt�r.

    4. Devletin Y�nlendirme ve E�g�d�m G�revi

    B�t�n �ocuklar�n e�itim hakk�n�n sa�lanmas� ve herkes i�in e�itim hedefinin ger�ekle�tirilmesi devletin g�revidir. Ancak bu g�revin yerine getirilmesinde yerel y�netimler ve h�k�met d��� kurulu�lar da �nemli roller �stlenebilirler.

    Devlet her �eye hakim merkezi otorite olarak davranmak yerine, e�itim hakk�n�n ger�ekle�tirilmesinde ve herkes i�in e�itim hedefine ula�ma �abas�nda toplumun �e�itli kesimleriyle i�birli�i yapmal�d�r. Bunu yaparken de, yerel y�netimler ve h�k�met d��� kurulu�lar�n e�itim alan�ndaki giri�imlerini harekete ge�irip bunlar aras�nda e�g�d�m sa�lamal�, e�itim kalitesi ve standartlar�n� belirlemeli ve �ocuklarla ilgili b�t�n giri�imlerde �ocuk Haklar� S�zle�mesi�nin temel ilkelerinin g�zetilmesine �zen g�stermelidir.

    5. K���k �ocu�un Bak�m�

    Bilimsel ara�t�rmalar ��renmenin do�umla ba�lad���n� ortaya koymu�tur. Ara�t�rmalara g�re k���k �ocu�un zihinsel geli�imi do�umu izleyen ilk iki y�lda en y�ksek d�zeydedir. Ancak, bu geli�im h�z� �zellikle, �ocu�un ald��� bak�m ve i�ine girdi�i etkile�imin niteli�i ba�ta olmak �zere �evresindeki ortam�n ne kadar uyar�c� i�erdi�ine ba�l�d�r. Aile, �ocu�un sevgi, bak�m ve �zen g�rd��� ilk �evredir. Ancak �ocu�un fiziksel, duygusal ve d���nsel geli�imi a��s�ndan b�y�k �nem ta��yan ikinci uyar�c� �evre okul �ncesi e�itim kurumlar�d�r.

    �ocukluk d�nemindeki beslenme ve bak�m�n �nemi, temel e�itime ve �ocuk geli�imine ili�kin programlar�n gereklili�ini ortaya koymaktad�r. Bu programlar, �ocu�un ya�at�lmas�na, b�y�mesine ve geli�mesine y�nelik olmal�d�r. �ocu�un bak�m� ve ilk y�llardaki e�itimi birbirinden ayr�lmaz bir b�t�nd�r. ��nk�, �ocuklar� e�itmeden onlara iyi bak�m vermek nas�l m�mk�n de�ilse, iyi bak�lmayan �ocu�un e�itilmesi de m�mk�n de�ildir (46).

    C. 1982 Anayasas��n�n E�itime �li�kin �lkeleri

    Anayasa�da �ocuk Haklar� S�zle�mesi�ne uygun h�k�mler bulunmaktad�r.

    Anayasa�n�n 10, 27 ve 42. maddeleri devlete e�itim hakk�n� ve e�itim e�itli�ini sa�lamaya y�nelik �nlemleri alma g�revini y�klemi�tir.

    E�itim h�rriyeti, Anayasa�n�n 27. maddesinde yer alm��t�r. bu maddeye g�re, herkes bilim ve sanat� serbest�e ��renme, ��retme, a��klama, yayma ve bu alanlarda her t�rl� ara�t�rma hakk�na sahiptir.

    E�itim h�rriyeti, ��renmek ve ��retmek konusunda devletin ki�ilere, dil, din, �rk, renk, cinsiyet, siyasi d���nce, felsefi inan�, mezhep ve benzeri nedenlerle engel olmamas�, onlar� serbest b�rakmas�d�r. Ancak yaln�zca hukuksal e�itli�in tan�nmas�, e�itimde ger�ek e�itli�in sa�lanmas�, yani ki�ilerin e�itim hakk�ndan yararlanmas� i�in yeterli olmamaktad�r. Ger�ek e�itli�in sa�lanmas� i�in maddi olanaklar�n ki�ilerce devletten istenebilmesi gerekir. ��te Anayasa 42. maddesinde, "kimse e�itim hakk�ndan yoksun b�rak�lamaz; ilk ��retim k�z ve erkek b�t�n vatanda�lar i�in zorunludur ve devlet okullar�nda paras�zd�r. Devlet madd� imk�nlardan yoksun ba�ar�l� ��rencileri ��renimlerini s�rd�rebilmeleri amac�yla burslar ve ba�ka yollarla gerekli yard�mlar� yapar; �zel e�itime ve korunmaya muhta� �ocuklar� yeti�tirmek i�in gerekli tedbirleri al�r." diyerek devlete e�itim olanaklar�n� sa�lama g�revini vermi�tir. ��nk�, e�itim hakk�, sosyal ve ekonomik ko�ullar�n b�y�k �l��de etkisi alt�ndad�r. Gerekli ekonomik ko�ullar sa�lanmad�k�a ki�iler bu haktan yeterli bi�imde yararlanamazlar. �u halde ki�ilerin, anayasa ile garanti alt�na al�nm�� olan e�itim hakk�ndan yararlanabilmeleri i�in bunun gere�i olan olanaklar�n ki�iye devlet taraf�ndan sa�lanmas� gerekir. �yleyse olanaklar�n sa�lanmas� ne demektir?

    Her �eyden �nce devlet, nitelikli ��retmenler yeti�tirmek, okul ara� ve gere�lerini sa�lamak; maddi olanaklar� olmayanlara paras�z yat�l�l�k, burs, kredi ve gerekli di�er yard�mlar� yapmak �eklinde e�itim olanaklar�n� ki�inin yararlanmas�na haz�r bulundurmal�d�r.

    E�itim hakk�n�n kapsam� kanunla d�zenlenirken herkesin yetenek ve gereksinimlerine g�re yeterli ve nitelikli bir e�itim ve ��renim hakk� g�zetilmelidir. Sadece zorunlu ve paras�z ilk��retimle yetinmek bu ilkenin ger�ekle�tirilmesini sa�lamaz. Devlet, bu konudaki hizmetleri yeterli bi�imde yerine getirdi�i s�rece e�itim hakk�ndan s�z etmek m�mk�n olur. Ekonomik istikrar, mali yeterlilik, planl�l�k gibi gerek�eler ancak dengeli da��l�m, �ncelikler ve �zellikle de �zendirilmesi zorunlu olan i� ve meslek alanlar� i�in s�z konusudur.

    Anayasa�n�n 42. maddesi, e�itim ve ��retimin �a�da� bilim ve e�itim esaslar�na g�re yap�laca��n� belirtmektedir. Bu nedenle, e�itim ve ��renim hakk� d�zenlenirken yaln�zca hizmetin nicel boyutuna de�il, ayn� zamanda niteli�ine de �nem verilmelidir. Nitelik d�zenlenirken de insan haklar� ve temel �zg�rl�kler ile� �ocuk haklar� konular�nda d�zenlenmi� uluslararas� belgeler dikkate al�nmal�d�r. Bireyler insanl���n ula�t��� �a�da� bir e�itim ve ��retim hakk�na sahip k�l�nmal�d�rlar (47).

    Mill� E�itim Temel Kanunu e�itim hakk� ile e�itimde f�rsat ve imk�n e�itli�ini T�rk Mill� E�itiminin temel ilkeleri olarak kabul etmi�tir (m. 7-8). E�itimde f�rsat ve imk�n e�itli�i, b�t�n insanlar�n ba�lang�� �izgisinde ayn� f�rsatlardan yararlanabilmelerinin sa�lanmas�, herkese kendi yeteneklerine g�re geli�ebilme olana��n�n verilmesi, maddi imk�nlardan yoksun olanlara devletin yard�mc� olmas�d�r.

    Anayasada temel hak olarak belirlenmi� olan e�itim hakk�n�n kullan�lmas� Mill� E�itim Temel Kanunu ile �lk��retim ve E�itim Kanunu�nda ayr�nt�l� bi�imde d�zenlenmi�tir.

    SONU�

    �ocu�un ve �ocuk haklar�n�n korunmas� g�n�m�z�n en �nemli ve ��z�me kavu�turulmas� en acil sorunlar�ndand�r. ��nk�, �ocuklar insan varl�klar� aras�nda en �aresiz ve en incinebilir olanlard�r. Bu nedenle yeti�kinlerin �ocuk haklar�n� ger�ekle�tirme y�k�ml�l�kleri insan haklar�yla ilgili her t�rl� uluslararas� d�zenlemede yer alm��t�r. Ne var ki, uygulamada �teden beri �ocuklar�n haklar� genel olarak korunma ve beslenme haklar� olarak kabul edilmi�tir. Ku�kusuz bu haklar �ocuklar�n ya�amas� ve geli�mesi i�in gerekli �n ko�ullard�r. Ancak, �ocuklar�n t�m potansiyellerini ger�ekle�tirecek �ekilde geli�meleri umudu ve beklentisi, �ocu�un �nemli bir temel hakk�n� ortadan kald�rmamal�d�r. Bu temel hak, "�ocu�un �ocuk olma hakk�"d�r. ��nk� �ocu�un �ocuk olmaya gereksinimi ve bu nedenle de hakk� vard�r. ��te �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me, bir yandan ya�ad��� anda �ocu�a hem �ocuk hem de birey olarak haklar tan�yan, �te yandan da gelece�in h�r d���nceli, a��k fikirli, yarat�c�, insanl���n geli�mesine katk�da bulunabilecek insanlar�n yeti�tirilmesini ama�layan bir d�zenlemedir. Bu d�zenlemeye uygun bir politika olu�turmak ve uygulamak, T�rkiye�nin �a�da� uygarl�k d�zeyine ula�mas�n� sa�layacak, onu �nder ve �rnek bir konuma y�kseltecek insan g�c�n� yeti�tirmek demektir. Bu hedefe ula�mak i�in yasal, y�netsel ve yap�sal olarak nelerin yap�lmas� gerekti�i, 2000 y�l�nda Mill� E�itim Bakanl��� taraf�ndan yay�nlanm�� olan "Ulusal ve Uluslararas� Hukukta �ocu�un Haklar�n�n ve G�venli�inin Korunmas�" isimli kitab�m�zda ayr�nt�l� bi�imde irdelenmi� ve tart���lm��t�r.

    (*) Ankara �niversitesi E�itim Bilimleri Fak�ltesi ��retim �yesi.

    (1) M.J. Gander - H.W. Gandiner, �ocuk ve Ergen Geli�imi, (�ev. Onur, B. Ankara 1993, s. 22.

    (2) Aries, P., L�Enfant et la Vie Familiale Sous l�Ancien R�gime, 1962.

    (3) Plump, J.H., "The Great Change in Children", in Redhinking, ed., A. Skolnick, Boston 1976, s. 163.

    (4) Gander/Gandiner, s. 30.

    (5) Postman, Neil, �ocuklu�un Yokolu�u (�ev. �nal, K.), Ankara 1995, s. 127.

    (6) Postman, 127 vd.; TAN, 25.

    (7) Postman, s. 163.

    (8) Postman, s. 172.

    (9) Tan, Mine, "�ocukluk, D�n ve Bug�n", Toplumsal Tarihte �ocuk, Ankara 1993, s. 25.

    (10) �ocu�un ne zaman sa� do�mu� say�laca�� konusunda ��retideki tart��malar hakk�nda bkz., AKY�Z, Ulusal ve Uluslararas� Hukukta �ocu�un Haklar�n�n ve G�venli�inin Korunmas�, Ankara 2000, s. 68-69 ve orada g�sterilen literat�r.

    (11) Bkz., Aky�z, s. 69-73.

    (12) �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me El Kitab�, s. 3.

    (13) 1997 Tarihli �nsan Haklar� El Kitab�, s. 414.

    (14) �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me El Kitab�, s. 11.

    (15) Stoljar, S.J.: "Children, Parents and Guardians", (Int. Encye.Com. L., Vol IV) Persons and Family,� s. 4-5.

    (16) Bkz. Aky�z, "�ocuk Haklar� Bildirgesi ve T�rk Hukuk Sistemi", A.�.E.B.F.D., 1980, Cilt 13, Say� 1-2, s. 339-360.

    (17) Bu konuda geni� bilgi i�in bkz., �ocuklar�n Ya�at�lmalar�, Korunmalar� ve Geli�tirilmelerine �li�kin D�nya Bildirgesi ve D�nya Bildirgesinin Uygulanmas� ��in Faaliyet Plan�, B.M. New York, 30 Eyl�l 1990.

    (18) S�zle�me�de yer alan �ocuk haklar� ve T�rk hukuk sistemindeki durumu hakk�nda geni� bilgi i�in bkz.; AKY�Z, Ulusal ve Uluslararas� Hukukta �ocu�un Haklar�n�n ve G�venli�inin Korunmas�, Ankara 2000.

    (19) Onursal, Bet�l: "�a�da� �ocuk Haklar� Sisteminde T�rkiye�nin Konumu", Yeni T�rkiye Dergisi, Say� 22, s. 1146 vd.

    (20) �HS El Kitab�, s. 21-22.

    (21) T�rkiye�de Kad�n�n Durumu, Ankara 1998. D�rd�nc� D�nya Kad�n Konferans� 4-15 Eyl�l 1995 Platformu ve Pekin Deklarasyonu, s. 200 vd.

    (22) �HS Uygulama El Kitab�, s. 29.

    (23) �ocuk Haklar�na Dair S�zle�me Uygulama El Kitab�, s. 26.

    (24) Mumcu, Ahmet, �nsan Haklar� ve Kamu �zg�rl�kleri, Ankara 1994, s. 149.

    (25) 8. BYKP �ocuk �zel �htisas Komisyonu Raporu, s. 12, 13.

    (26) Aky�z, E., "�ocu�un �ocuk Olma ve Sa�l�kl� Bir �evrede Ya�ama Hakk�", �stanbul �ocuk Kurultay� Bildiriler Kitab�, �stanbul 1999, s. 43-58.

    (27) �ocuklar�n Ya�at�lmalar�, Korunmalar� ve Geli�tirilmelerine �li�kin D�nya Bildirgesi ve D�nya Bildirgesinin Uygulanmas� ��in Faaliyet Plan�, B.M. New York 30 Eyl�l 1990.

    (28) Lutz, Jakob, Kinder-Psychiatrie, Z�rich 1972, s. 13.

    (29) �ocuk Haklar� Komitesinin g�r��leri hakk�nda geni� bilgi i�in bkz.; �HS Uygulama El Kitab�, s. 39-46.

    (31) �HS Uygulama El Kitab�, s. 148.

    (32) �HS Uygulama El Kitab�, s. 147.

    (33) Bkz.; �HS Uygulama El Kitab�, s. 154-164.

    (34) �nsan Haklar� El Kitab�, s. 446 (�HS, Uygulama El Kitab�, s. 158).

    (35) �evre ve Kalk�nmaya �li�kin Rio Bildirgesi G�ndem 21, B�l�m 25, Hedefler (�HS Uygulama El Kitab�), s. 162.

    (36) Geni� bilgi i�in bkz.; �HS El Kitab�, s. 163.

    (37) 31.09.1995 Tarih 22188 Say�l� Resmi Gazete.

    (38) UNICEF, D�nya �ocuklar�n�n Durumu, 1999 Raporu, s. 7.

    (39) �rne�in 1959 �ocuk Haklar� Bildirgesi; 1960-1966 d�neminde UNESCO taraf�ndan ger�ekle�tirilen E�itim B�lge Konferanslar�; 1976 Ekonomik, Toplumsal ve K�lt�rel Haklar Uluslararas� S�zle�mesi; 1981 Kad�na Kar�� Her T�rl� Ayr�mc�l���n �nlenmesi S�zle�mesi, 1990 Herkes ��in E�itim D�nya Konferans� (Jumtien); 1994 E. 9 E�itim Zirvesi; 1994 �zel E�itim Gereksinimleri D�nya Konferans�.

    (41) ayn� kaynak, s. 30.

    (42) ��retmenlerin sorunlar� hakk�nda bkz.; AKY�Z, Y., T�rkiye�de ��retmenlerin Toplumsal De�i�medeki Etkileri, s. 52-59.

    (43) Aktaran Kaynak, UNICEF, D�nya �ocuklar�n�n Durumu 1996 E�itim Raporu, s. 39.

    (44) Ayn� Kaynak, s. 52.

    (46) UNICEF, Early Childhood Development, New York 1993.

    (47) Altunya, Niyazi, Anayasa Hukukumuzda E�itim ve ��renim Hakk� (Bas�lmam�� Doktora Tezi), 1990, s. 62.

    Yazı kaynağı : dhgm.meb.gov.tr

    Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında

    Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.

    Yazının devamını okumak istermisiniz?
    Yorum yap