yurdumuzda ilk demiryolu yapımını gerçekleştiren ve havacılık sanayini kuran iş adamı
yurdumuzda ilk demiryolu yapımını gerçekleştiren ve havacılık sanayini kuran iş adamı Ne90'dan bulabilirsiniz
Nuri Demirağ
Memet Nuri Demirağ[1][2] (1886, Divriği, Sivas - 13 Kasım 1957, İstanbul), Türk iş insanı ve siyasetçi.
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerindendir. Türkiye’nin 10.000 kilometrelik demiryolu ağının 1250 km’lik bölümünün inşasını gerçekleştirmiş ve bu nedenle kendisine Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadı verilmiştir. Cumhuriyet döneminin sayılı zenginleri arasına girmiş ve hayırseverliği ile tanınmış bir iş insanıdır.[kaynak belirtilmeli]
Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kuruluşu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimi gibi ilkleri gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren kişidir. (bkz. Keban Barajı ve Hidroelektrik Santrali) Özellikle havacılık sanayisinde başarıları ile anılır.
Millî Kalkınma Partisi’nin kurucusudur.
Hayatı[değiştir | kaynağı değiştir]
1886 yılında Sivas’ın Divriği kasabasında doğdu. Bu kasabanın eşrafından Mühürdarzade Ömer Bey'in oğludur, annesinin adı Ayşe Hanım'dır. Babasını henüz üç yaşında iken kaybetmiş, annesinin himaye ve teşvik kanadı altında otodidakt olarak yetişmiştir.[3]
Ortaöğrenimini Divriği Rüştiye Mektebi’nde tamamladıktan sonra okuldaki başarısı nedeniyle öğretmen yardımcısı olarak bir süre kendi okulunda görev yaptı. 1903'te Ziraat Bankası’nın açtığı memurluk sınavını kazanarak Kangal kazasındaki şubeye, bir yıl sonra ise Koçgiri (Zara) Şubesi’ne atandı.[4] 1906-1909 arasında Erzurum vilayetinde kıtlık yaşanmıştı.[5] Nuri Bey, 1909’da depolarda bırakılan buğday ve tahılları kişisel inisiyatifini kullanarak halka uygun bedelle sattı. Bu yüzden hakkında soruşturma açıldı ve aklandı.
1910’da Maliye Bakanlığı’nın sınavını kazandı ve maliye memuru oldu. Beyoğlu Gelirler Müdürlüğü’nde memur olarak İstanbul’a atandı. Kısa süre sonra Hasköy Mal Müdürü oldu. Maliyenin her kademesinde çalıştı. Bir yandan da Maliye Mekteb-i Âlisi’nde gece derslerine katılarak yüksek öğrenimini yaptı. 1918’de maliye müfettişi oldu. Beyoğlu ve Galata dolaylarında görev yaparken I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmış bir devletin memuru olarak bazı hakaretlere maruz kaldı. Bu hakaretleri sindiremediği için istifa etti.[6]
Mesude Hanım ile evlenen Mehmet Nuri Bey’in bu evlilikten Galip ve Kayı Alp adlı iki oğlu, Mefkure, Şukufe, Süveyda, Süheyla, Gülbahar ve Turan Melek adlarında kızları oldu.[4] Drexel Üniversitesi biyomedikal mühendisliği bölümü kurucusu Profesör Doktor Banu Onaral torunudur.
İlk yerli sigara kâğıdı[değiştir | kaynağı değiştir]
Maliye müfettişliğini bıraktıktan sonra ticaret yapmanın yollarını arayan Nuri Bey, 1918’de yabancıların tekelinde olan sigara kağıdı işine girdi. Eminönü’de küçük bir dükkânda ilk Türk sigara kağıdı yapımını başlattı. Ürettiği sigara kağıdına “Türk Zaferi” adını verdi. Türk Zaferi sigara kâğıtları Türk Kurtuluş Savaşı'nı vermekte olan Türk halkı tarafından büyük ilgi gördü. Nuri Bey, bu ilk girişiminden büyük kazanç elde etti.[7].
Millî Mücadele yılları[değiştir | kaynağı değiştir]
Mehmet Nuri Bey, milli mücadele döneminde İstanbul’da sigara üretimi ve ticaretle uğraşırken bir yandan da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin Maçka Şubesi’nin yönetti.[6]
Demiryolu inşaatı[değiştir | kaynağı değiştir]
Kurtuluş Savaşı’ndan bağımsız bir devlet olarak çıkan Türkiye Cumhuriyeti, ülkenin ulaşım sorununa demiryolları ile el atmıştı; amaç, en kısa sürede demiryolu ağını genişletmekti.[8] 1926’da Samsun-Sivas demiryolu yapımını üstlenen Fransız şirketi işi bırakınca ilk etapta yapılacak yedi kilometrelik kısım için açılan ihaleye giren Mehmet Nuri Bey, çok düşük bir fiyat vererek ihaleyi aldı. İşin geri kalan kısmı da denemek üzere kendisine verildi.[6] Tapu dairesinde mühendis olan kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i de memuriyetinden istifa ettirip kendisine ortak yapan Mehmet Nuri Bey artık Türkiye Cumhuriyetinin ilk demiryolu müteahhidi olmuştu. Kardeşi ile birlikte çalışarak Samsun-Erzurum, Sivas-Erzurum ve Afyon-Dinar hattını 1012 kilometrelik demiryolunu bir yıl gibi kısa bir sürede tamamladı. Çok dağlık ve kayalık arazide balyozlarla dağları delerek tünel açmak zorunda kalmalarına rağmen işlerini zamanında tamamladılar. Başarılarından ötürü 1934 yılında Atatürk kendisine ve kardeşi Abdurrahman Naci Bey’e Demirağ soyadı verdi.
İnşaat işleri[değiştir | kaynağı değiştir]
Nuri Bey, demiryolu yapımı sürerken çeşitli büyük inşaat projelerine de başladı. Karabük Demir Çelik, İzmit Selüloz, Sivas Çimento ve Bursa Merinos tesislerini, Eceabat Havalimanı’nı, Haliç kenarında İstanbul Hal Binası’nı inşa etti.
Boğaz Köprüsü projesi[değiştir | kaynağı değiştir]
1931 yılında İstanbul Boğazı’na köprü inşası projesini başlattı. Yurtdışından uzmanlar getirerek incelemeler yaptırdı; San Francisco’daki Golden Gate Köprüsü ile aynı sistemde bir köprü inşa etmeleri için Golden Gate’i inşa eden firmayla anlaştı.[7] Tüm hazırlıkları bitmiş olan projeyi 1934’te cumhurbaşkanı Atatürk’e sundu. Cumhurbaşkanı tarafından beğenilse de proje hükümetten onay alamadı ve proje gerçekleşmedi. Bu, Nuri Demirağ’da çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Siyasî yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir]
Nuri Demirağ, THK aleyhine açtığı davasını kaybettikten sonra, Türkiye’de adalet kavramının gelişmesi için tek-partili yönetim anlayışının değiştirilerek çok-partili demokratik düzenin getirilmesi gerektiğine inanmıştı. Bu düşünceyle siyasete atıldı. 1945 yılında Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi’ni kurdu. Parti, 1946 ve 1950 seçimlerinde meclise giremedi. 1954 seçimlerinde Demokrat Parti’den adaylığını koydu, Sivas milletvekili oldu. Çölleşme, tarım ve hayvancılıkta gerileme, enerji, barajlar, köprüler, limanlar hakkında çalışmalar yaptı.
13 Kasım 1957’de İstanbul’da şeker hastalığı nedenle hayatını kaybetti. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Uçak fabrikası ve gök okulu[değiştir | kaynağı değiştir]
Devrin en zengin iş insanı olan Demirağ,[7] 1936 yılında uçak fabrikasına kurma girişimine başladı. O yıllarda ordunun uçak ihtiyacı halktan ve zengin işadamlarından toplanan bağışlarla karşılanmaktaydı. Kendisinden uçak satın almak için başlatılan bir bağış kampanyasına katılması istendiğinde “Benden bu millet için bir șey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” sözleriyle karşılık vermişti.[7]
Fabrikayı memleketi Divriği’de kurmayı planlamıştı. Ancak öncelikle İstanbul’da bir deneme atölyesi kurulacaktı. Bu amaçla Çekoslovak bir şirketle anlaştı. İstanbul’da Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin yanında atölye binası inşa edildi (Deniz Müzesi’nin solunda bulunan büyük sarı bina). Deneme uçuşlarını yapabilmek için Yeşilköy’deki Elmas Paşa Çiftliği’ni satın aldı ve üzerinde büyük bir uçuş sahası, hangarlar ve uçak tamir atölyesini yaptırdı. Uçuş sahası, Avrupa’nın en büyük havalimanı olan Amsterdam Havalimanı büyüklüğünde idi.[7] Bu alan, günümüzde Uluslararası İstanbul Atatürk Havalimanı olarak kullanılır.
Uçakları kullanacak Türk pilotların yetişmesi için bir havacılık okulu kurmak gerekiyordu. Pistin bulunduğu arazide Gök Okulu kuruldu. Okul, 1943 yılında kadar 290 pilot yetiştirdi. Yeşilköy’deki Gök Okulu’ndan önce Divriği’de de bir Gök Ortaokulu açtı. Sivas’ın hiçbir ilçesinde ortaokul yokken açılmış bu okulda öğrencilerin tüm masrafları karşılanıyor; öğrenciler havacılığa özenmeleri için İstanbul’a getirtilip uçuş dersleri veriliyordu.[6]
Beşiktaş’taki uçak fabrikasında üretilecek uçak ve planörlerin planını Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan çizdi. 1936’da ilk tek motorlu uçak üretildi ve Nu.D-36 adı verildi. 1938’de Nu.D-38 adlı çift motorlu altı kişilik yolcu uçağı yapıldı. NuD-38, 1944 yılında Dünya havacılığı yolcu uçakları A sınıfına alındı. İlk uçak siparişini 1938 yılında Türk Hava Kurumu (THK) verdi.
Nuri Demirağ, havacılık alanında çalışmalarına 1939’da Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirerek devam etti. 1941’de tamamen Türk yapımı ilk uçak İstanbul’dan Divriği’ye uçtu. Nuri Demirağ’ın oğlu ve Gök Okulu’nun ilk mezunlarından olan Galip Demirağ, bu uçuşta pilot idi.[7]
THK tarafından sipariş edilen 65 planör kısa sürede teslim edildikten sonra; NuD-36 adlı 24 eğitim uçağı tamamlanmış, deneme uçuşları İstanbul’da gerçekleşmişti.
Uçak fabrikasının kapanması[değiştir | kaynağı değiştir]
THK’nın siparişi olan ve son olarak İstanbul’dan Eskişehir’e uçan uçakların teslimi için Eskişehir’de bir kez daha test uçuşu yapılması talep edilmiştir. Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D-36 uçağıyla iniş yaparken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye pistte açılan hendeği görmez ve hendeğe düşer. Reşit Alan bu kazada vefat eder. Bu kazadan sonra THK siparişi iptal eder. Nuri Demirağ, mahkemeye verdiği THK ile yıllar süren bir mahkeme sürecine girer. Mahkeme THK lehine sonuçlanır. Ayrıca uçakların yurt dışına satılamaması için bir de kanun çıkartılır.[kaynak belirtilmeli] Bu yüzden sipariş alamayan fabrika 1950’li yıllarda kapanır. Beşiktaş’ta üretilen uçakların uçuş deneme testleri ve gök okulu için yapılan pistler, hangarlar, üzerlerindeki bütün yapılı binalar o yıllarda dünyanın en büyük havalimanı Amsterdam Havalimanı büyüklüğündeki bütün kurulu tesisler istimlak edilir. Bu havalimanı günümüzdeki Atatürk Havalimanı’dır.
İspanya, İran ve Irak’tan alınan siparişler engellendi; elde kalan uçaklar hurdacıya satıldı.[10] Nuri Demirağ’ın davayı kaybettikten sonra hükûmet üyeleri ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye mektuplar yazarak yanlışlığın düzeltilmesi için yaptığı girişimler başarısız oldu; fabrika tekrar açılamadı.
Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]
Konuyla ilgili yayınlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]
Yazı kaynağı : tr.wikipedia.org
NURİ DEMİRAĞ KİMDİR? | https://subconturkey.com.tr
YERLİ VE MİLLİ ÜRETİME ADANMIŞ ÖMÜRLER - 6: NURİ DEMİRAĞ KİMDİR?
Yazar: Dr. İlhami Pektaş:
Nuri Demirağ; Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları inşaatının ilk Türk müteahhiti, Türkiye’de ilk uçak fabrikasının kurucusu, ilk sigara kağıdı üretimi, ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştiren, İstanbul Boğazı üzerine köprü yapılması, Keban’a büyük bir baraj yapılması düşüncelerini ilk kez gündeme getiren büyük bir girişimci.
1886 yılında Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu. Üç yaşında yetim kaldı. Ortaöğrenimini Divriği Rüştiye Mektebi’nde okurken aynı zamanda iş hayatına da atıldı. 1903 yılında okulu bitirdikten sonra 17 yaşında Ziraat Bankası’nın açtığı memurluk sınavını kazanarak Kangal kazasındaki şubeye, bir yıl sonra da Koçgiri Şubesi’ne atandı. 1910 yılında Maliye Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazandı ve maliye memuru olarak İstanbul Beyoğlu Gelirler Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. Kısa süre sonra Hasköy Mal Müdürü oldu. Maliyenin her kademesinde çalıştı. Taksim kışlası ve Talimhane’nin Fransızlara verilmesini engelledi. Bir yandan da Maliye Mekteb-i Âlisi’nde gece derslerine katılarak yüksek öğrenimini tamamladı. 1918 yılında maliye müfettişi oldu.
Maliye müfettişliğini bıraktıktan sonra ticaret yapmanın yollarını arayan Mühürzade Mehmet Nuri Bey, 1918 yılında, yabancıların tekelinde olan sigara kağıdı işine girdi. Elindeki tüm sermayesini kullanarak Eminönü’nde küçük bir dükkânda ilk Türk sigara kağıdı üretimini başlattı. Ürettiği sigara kağıdına “Türk Zaferi” adını verdi.
Türk Zaferi sigara kâğıtları Kurtuluş Savaşı vermekte olan Türk halkı tarafından büyük ilgi gördü. Mühürzade Mehmet Nuri Bey, milli mücadele döneminde İstanbul’da sigara üretimi ve ticaretle uğraşırken bir yandan da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Maçka Şubesi’ni yönetti.
Cumhuriyet’in ilanından sonra 1926 yılında Samsun – Sivas demiryolu yapımını üstlenen Fransız şirketi, üstlendiği demiryolu yapımı işinden çekildi. Nuri Demirağ demiryolu girişiminin yarım kalmasına çok üzüldü. Milli duygularla demiryolu işine atıldı ve 7 kilometrelik ilk işi tamamladığında diğer kalan demiryolu işlerini de aldı.
Mühürzade Nuri Bey, ülke yararına yaptığı bu işi çok sevdi. Milli duygularla ülke yararına yapılan bu işi layıkıyla yapması gerektiğini düşünüyordu. İlk işi tapu dairesinde mühendis olarak çalışan kardeşi Abdurrahman Naci Bey’i memuriyet görevinden istifa ettirerek demiryolu projesine ortak etmek oldu. Böylece, Mühürzade Mehmet Nuri Bey ve kardeşi, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk demiryolu müteahhitleri oldu.
Kardeşi ile birlikte canlarını dişlerine takarak çalıştılar. 1012 kilometrelik Samsun – Erzurum, Sivas – Erzurum, Fevzipaşa-Diyarbakır, Afyon – Dinar hatlarını kısa sürede başarıyla bitirdiler. İşte bu nedenle Mustafa Kemal Atatürk, 21 Haziran 1934 yılında yayınlanan Soyadı Kanunu’ndan sonra, başarılı demiryolu işlerinden dolayı Mühürzade olarak tanınan Nuri Bey ve kardeşi Abdurrahman Naci bey’e, Demirağ soyadını verdi.
Nuri Demirağ, demiryolu projesi sürerken bir yandan da başka büyük inşaat projelerini yürüttü. Sivas Çimento, Karabük Demir – Çelik, Bursa Merinos Tesisleri, Eceabat Havaalanı ve Haliç’in kenarındaki İstanbul Hal Binası’nı inşa etti.
Ancak tüm bunları gölgede bırakacak başka bir projesi daha vardı. Nuri Demirağ, 1931 yılında İstanbul Boğazı’na köprü projesi girişiminde bulundu. San Francisco’daki Golden Gate Köprüsü ile aynı sistemde çalışan bir köprü yapmayı çok istiyordu. Yurtdışından uzmanlar getirterek gerekli incelemeleri yaptırdı ve en sonunda Golden Gate’i inşa eden firmayla görüştü. Fakat bu projeyi hükümete onaylattıramadı.
Atatürk’ün düşlediklerini yaşama geçiren biriydi Nuri Demirağ. Demiryolunun yanı sıra Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” diyerek hedef gösterdiği yolda önemli adımlar attı.
O yıllarda ordunun uçak ihtiyacı halktan ve zengin işadamlarından toplanan bağışlarla karşılanıyordu. Kendisinden uçak satın almak için başlatılan bir bağış kampanyasına katılması istendiğinde tarihe geçecek şu sözleri söyledi.
“Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.” diyerek tarihe not düştü.
Demirağ, 1936 yılında devletin ilk uçak fabrikasını kurma girişimine başladı. Bu amaçla Çekoslovak bir şirketle anlaşma yaparak İstanbul Barbaros Hayrettin Paşa İskelesi’nin yanında bir atölye inşa edildi.
Deneme uçuşlarını yapabilmek için ise Yeşilköy’deki Elmaspaşa Çiftliği’ni satın aldı ve üzerinde büyük bir uçuş sahası, hangarlar ve uçak tamir atölyeleri inşa etti. Uçuş sahası, Avrupa’nın en büyük havalimanı olan Amsterdam Havalimanı büyüklüğünde idi. Bu alan, günümüzde Uluslararası Atatürk Havalimanı olarak bilinir.
İlk olarak işe eğitimle başladı. Uçakları kullanacak Türk pilotların yetişmesi için bir havacılık okulu kurmak gerekiyordu. Pistin bulunduğu arazide Gök Okulu kuruldu. Okul, 1943 yılına kadar 290 pilot yetiştirdi. Yeşilköy’deki Gök Okulu’ndan önce Divriği’de de bir Gök Ortaokulu açtı. Sivas’ın hiçbir ilçesinde ortaokul yokken açılmış bu okulda öğrencilerin tüm masrafları karşılanıyor, öğrencilerin havacılığa özenmeleri için onların İstanbul’a gelmesi sağlanarak uçuş dersleri veriliyordu.
Nuri Demirağ, Avrupa’dan Amerika’dan lisanslar alıp uçak yapmanın kopyacılıktan ibaret olduğunu bu nedenle Avrupa ve Amerika’nın son sistem uçaklarına karşılık yepyeni milli bir Türk uçak markası üretilmesi düşüncesini taşıyordu.
Beşiktaş’taki uçak fabrikasında üretilecek uçak ve planörlerin planını Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan çizdi. 1936’da ilk tek motorlu uçak üretildi ve bu uçağa Nu.D-36 adı verildi. 1938 yılında Nu.D-38 adlı çift motorlu 6 kişilik yolcu uçağı yapıldı. Nu.D-38, 1944 yılında dünya havacılığı yolcu uçakları içinde A sınıfına alındı. 1938 yılında ilk uçak siparişini Türk Hava Kurumu (THK) verdi.
Nuri Demirağ, 1939 yılında havacılık alanında çalışmalarına Türkiye’nin ilk yerli paraşüt üretimini gerçekleştirerek devam etti. 1941 yılında tamamen Türk yapımı 325Km/h hıza ve 1000 km menzile sahip yolcu uçağı İstanbul’dan Divriği’ye uçtu. Nuri Demirağ’ın oğlu ve Gök Okulu’nun ilk mezunlarından olan Galip Demirağ, bu uçuşta pilotluk yaptı.
THK tarafından sipariş edilen 65 planör kısa sürede teslim edildikten sonra; NuD-36 adlı 24 eğitim uçağı ile İstanbul’da deneme uçuşları gerçekleşti.
İspanya, Irak, İran ve Mısır gibi ülkelerin Nuri Demirağ’ın fabrikasına uçak siparişi vermesi başta Amerika, İngiltere ve Almanya gibi devletlerin dikkatini çekti. Türk Hava Kurumu’na uçakların teslim edilmesi gereken zaman geldiğinde tüm uçaklar teslime hazırdı. THK İstanbul'dan Eskişehir'e uçan uçakların teslimi için Eskişehir'de bir kez daha test uçuşu yapılmasını talep etti.
Selahattin Reşit Alan, 1938’de Nu.D-36 uçağıyla test uçuşu sırasında iniş yaparken, pistte olmaması gereken bir hendeğe uçağın düşmesi neticesinde vefat edince THK kazayı bahane ederek tüm siparişlerini iptal etti.
Nuri Demirağ’dan yapılan siparişler iptal edilince diğer devletlerde siparişlerini geri çekti. Nuri Demirağ, mahkemeye verdiği THK ile yıllar süren bir mahkeme sürecine girdi. Mahkeme THK lehine sonuçlandı. Ayrıca uçakların yurt dışına satılmaması için de bir kanun çıkartıldı.
Nuri Demirağ, yerli ve milli fabrikanın yaşatılması, siparişlerin verilmesi konusunda devlet yetkililerine defalarca telgraf çekmesine, mektuplar yazmasına ve görüşmesine rağmen hiç bir sonuç alamadı.
Çok geçmeden üzerinde fabrika ve uçuş etüt merkezi olan Yeşilköy’deki arazi de yok fiyatına kamulaştırıldı. Büyük emeklerle kurulan ilk Türk Uçak Fabrikası sipariş alamayınca 1950 yılında kapanmak zorunda kaldı.
Türkiye, II. Dünya Savaşı'ndan sonra, 1947'de Truman Doktrini, 1948'de Marshall Planı ile ABD’nin etkisi altına girdi. ABD, II. Dünya Savaşı sonrasında elinde kalmış savaş araç ve gerecini Türkiye'ye hibe etmeye ve uygun fiyata satmaya başladı. 1946-1952 arasında 1905 adet Amerikan uçağı Türk Hava Kuvvetlerinin envanterine girdi. Bu süreçte ABD, Türkiye'yi ağır sanayiden ve uçak üretiminden vazgeçirmek ve kendisine bağlamak için elinden gelen her şeyi yaptı.
THK Motor Fabrikası'nda çalışan Şükrü Er'in aktardığına göre dönemin Hava Kuvvetleri Komutanının, yerli uçak fabrikalarına, “Amerikan yardımından bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza parayla sipariş verirsem, yarın bu millet beni asar” sözleri tarihin kara sayfalarında yerini aldı.
Hava Kuvvetleri'nin, 1946-1947'den itibaren yerli uçak fabrikalarından uçak almak yerine Amerikan uçaklarına yönelmesiyle yerli uçak fabrikaları kapanma sürecine girdi. Kayseri Uçak Fabrikası 1950'de Hava İkmal Merkezi'ne dönüştürüldü. Nuri Demirağ uçak fabrikası 1950 yılında kapandı. THK Uçak ve Uçak Motoru Fabrikaları ise 1954'te traktör fabrikasına dönüştürüldü.
THK Etimesgut Uçak Fabrikası'nda yapılan uçakların aerodinamik testleri için 1947-1949 arasında Ankara Rüzgâr Tüneli kurulmuştu. Dönemine göre dünya ölçeğinde bir teknolojiye sahip olan Ankara Rüzgâr Tüneli 1950'de kullanıma hazırdı. Ancak 1950'lerde uçak fabrikaları kapatılınca rüzgâr tüneli de bir işe yaramadı.
Ekonomik alandaki atılımları engellenen Nuri Demirağ siyasal yaşamda da dürüstlüğü ve ilkelerinden ödün vermezliği ile hep esen rüzgarlara karşı durdu. Türkiye’de adalet kavramının gelişmesi için tek partili yönetim anlayışının değiştirilerek çok partili demokratik düzenin getirilmesini savunuyordu. 1945 yılında Türkiye'nin ilk muhalefet partisi olan Milli Kalkınma Partisi'ni kurdu. Parti, 1946 ve 1950 seçimlerinde meclise giremedi. İlk özel radyoyu kurmak istedi ama kurmasına izin verilmedi. Basında sesini duyuramayınca gazete basacak bir tesis kurmak istedi. Bu da engellendi. 1954 seçimlerinde Demokrat Parti'den adaylığını koydu, Sivas milletvekili oldu. Milletvekilliği sırasında tarım ve hayvancılık, enerji, barajlar, köprüler, limanlar hakkında birçok çalışmalar yaptı.
Uzun engelli bir koşu gibi geçen yaşam savaşında yorgun düştü ve 1957 yılında hayata veda ederek aramızdan ayrıldı. Milli duygularla vatanı için son kuruşuna kadar yılmadan çalışan, bütün servetini Türk sanayisinin gelişmesi için harcayan, Türk demiryolu ve havacılık tarihinin en üretken ve en girişimci simalarından birisi olan Nuri Demirağ’ı bu millet asla unutmayacaktır.
NURİ DEMİRAĞ VE TARİHE YAZILAN ÇALIŞMALARI
1922’de ilk Türk sigara kâğıdını üretti.
Bursa’da Sümerbank’ın Merinos fabrikasını kurdu.
Demiryollarının ilk müteahhitliğini yaptı.
Türkiye’de Havacılık Sanayii’nin Önderi oldu.
Seri Üretim olarak 1936’da ilk Türk uçağını yaptı.
İlk yerli paraşütü yaptı.
Çok partili rejimdeki ilk muhalefet partisini kurdu.
İstanbul boğazına özel köprü yaptırmayı projelendirdi.
İlk şehir ve köy planlarını hazırladı.
Karabük’te demir ve çelik fabrikasını kurdu.
İzmit’te selüloz fabrikasını kurdu.
Sivas’ta çimento fabrikalarını kurdu.
İstanbul’daki büyük hal binasını yaptı.
Yazı kaynağı : subconturkey.com.tr
Soyadını Atatürk'ten, ününü uçaklarından alan Türk havacılığının unutulmaz ismi: Nuri Demirağ
Şirket haberleri
Finans terminali
Anadolu images
Enerji terminali
Haber Akademisi
Yeşilhat
Ayrımcılık Hattı
Teyit Hattı
Kariyer AA
Kurumsal haberler
Yazı kaynağı : www.aa.com.tr
Yorumların yanıtı sitenin aşağı kısmında
Ali : bilmiyorum, keşke arkadaşlar yorumlarda yanıt versinler.